Önce bir soru: "Gazetecisiniz ve 20 yıllık bir dostluğunuz olan şöhretli bir arkadaşınızın sağlığı hakkında olumsuz bir haber aldınız. Bu haberi yazar mısınız, yoksa arkadaşınızın kendisine saklaması ya da açıklama yapmasını mı beklersiniz?" Bu soru ve cevabı geçen hafta İtalya'yı salladı.
Olayın kahramanlarına gelmeden önce yine bu köşede hikayesini anlattığım Luis Enrique'yi hatırlatmalıyım. Mart ayında teknik direktörü olduğu İspanyol milli takımının kampını terk eden Luis Enrique, üç ay boyunca tek kelime konuşmadan, tek kare fotoğrafı çekilmeden yaşamış ve evinde inzivaya çekilmişti. Sonunda yazılı istifasını verdiği gün de dahil olmak üzere ailesinden bir bireyin ciddi sağlık problemleri yaşadığı, Enrique'nin bu özel ayrılık sebebi için İspanyol gazeteleri ve televizyonları tek satır haber yapmadılar. Kimse gidip evinin kapısında beklemedi, drone ile foto çekmedi ve röportaj talep etmedi. Luis Enrique çıkıp bu özelini paylaşacağı güne kadar da gerçeği bilen kim varsa susmaya devam edecek...
***
İspanyolların medya etik anlayışı bu, peki İtalyanlar benzer bir olaya nasıl yaklaştılar. Sinisa Mihajlovic, son çeyrek asırın en yetenekli futbolcularından biriydi. İtalya'da Roma, Sampdoria, Lazio ve Inter formalarını giydi, bir maçta frikikten üç gol atacak kadar özel bir adamdı. Kramponlarını astıktan sonra en iyi bildiği işe devam etmeye kadar verdi. O artık teknik direktör Sinisa Mihajlovic'ti. İki hafta önce çalıştırdığı Bologna ile hazırlık kampına gidecekti.Seyahat öncesinde iki-üç gün düşmeyen ateşi onu endişelendirdi. Hayatında yüksek ateş sıkıntısı olmamıştı. Problemini eşiyle paylaştı ve bir klinikte kontrol yaptırdılar. Akşam saatlerinde telefonla sonucu öğrendiğinde Sinisa kendini iki gün eve kapattı, hayatı gözlerinin önünden geçti, ağladı ve o yalnızlıktan sabaha savaşçı adam çıktı. Futbol sahasında oyun karakteri de böyleydi, yeşil sahaların sert ağabeylerindendi. Bir plan yaptı, önce oyuncularına yüz yüze rahatsızlığını açıklayacak sonra basın toplantısı yapacaktı.
***
Ivan Zazzaroni 61 yaşında, İtalya'da Corriere dello Sport gazetesinin genel yayın yönetmeni. Ülkenin en tecrübeli spor gazetecilerinden. Kelime oyunlarıyla attığı manşetleri kendi başına ayrı bir haber olan, gazete yazıları ve televizyon ekranlarında yorumları çok konuşulan, kıvrak zekaya sahip bir yayın yönetmeni. Futbol dünyasından elbette ki çok arkadaşı var ve Mihajlovic de onun 20 yıllık dostu. Zazzaroni, bu yakınlığı sayesinde Mihajlovic'i teknik adamlıktan uzak bırakacak bu rahatsızlığı öğrendi ve basın toplantısından bir gün önce arkadaşına destek vermek için birinci sayfadan manşeti attı. Mihajlovic lösemiye yakalanmıştı ve hastalığını kendisi duyurmak istiyordu.Zazzaroni'yi basın toplantısında isim vermeden "20 yıllık dostum 2-3 bin fazla gazete satabilmek için dostluğumuzun bitmesini göze aldı. Bu bana ihanettir" dedi. Zazzaroni, İtalyanların sosyal medyasında bir numaralı hedefti artık. Ertesi gün "20 yıllık dostuma bir gün gazetecilik yaptım, bir daha da yapmam. O gün bu hastalığı herkes konuşuyordu sosyal medyada. Ben bu gazeteyi hiç sosyal medya kullanmayanlar için de yapıyorum. Onların bu haberi öğrenme hakkı yok mu" diyen Zazzaroni, özür dilese de İtalyanlar onu affetmediler. Corriere dello Sport'un yayın yönetmeni tüm sosyal medya hesaplarını kapatmak zorunda kaldı.Mihajlovic'in tedavi süreci ise geçen hafta başladı. "Hücum oynayacağım ve lösemiyi yeneceğim" diyor Sinisa... Bir maçta üç frikik golü atan adam mı yenemeyecek lösemiyi!...
Bülent Timurlenk'in gazete yazısı