Ahmet Çakar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ahmet Çakar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ağustos 2014 Pazartesi

Üçü Bir Arada


Muhtemelen 1996 İngiltere Avrupa şampiyonası öncesi çekilmiştir...Tam arşivlik olmuş,geçsin kayıtlara.

5 Şubat 2010 Cuma

Ego Patlamaları...

Bir zamanlar fakir ama onurlu insanlar yaşardı bu ülkede. Kan tükürüp kızılcık şerbeti içtim diyen. Şimdi ‘i-phone’u var kontürü yokgiller’ var onların yerine. Bu ülkede Fatih Terim’i egosu yüksek diye eleştirenler aynaya bakmıyor. Fatih Terim, en azından UEFA Kupası kazanmış, dört sene üst üste şampiyon olmuş, Fiorentina’yı Milan’ı çalıştırmış, milli takımla Avrupa Üçüncüsü olmuş ‘Egosu varsa, nedeni var’ kategorisinde... Peki hasbel kader bir dizide oynayıp kendini Robert de Niro zannedene ne diyeceğiz? Bilgisayarında akşam CM oynayan sabaha en üst düzeyinden teknik direktör kalkıyor bu ülkede. Evveliki gün ben işe gelirken, Tarsus’tan Ntvspor’un sabah programına bağlanan bir dinleyici, “Ben geçen hafta bağlanıp Murat Sözgelmez’i Fenerbahçe’ye tavsiye etmiştim. Bu hafta kötü oynadı. Murat Sözgelmez bu değil, Bekir’in oynadığı defansta Murat haydi haydi oynar, ben kendisine kefilim” dedi. Pardon, sen kimsin?

Gerçi, önceki akşam da eski hakem, yeni demagog Ahmet Çakar Telegol ekranlarından “Rijkaard’ın bu takıma olan katkısı, yemekten sonra futbolculara çay dağıtan çaycıyla aynı, bakın iyi teknik direktör-kötü teknik direktör demiyorum, takıma katkısı yok diyorum” diyordu. Yorumcu böyle konuşunca, sokaktaki adamın daha iyisini konuşacağına dair güveni tam. Haliyle.
Ego sadece koltuk ya da ekran sahiplerine has bir özellik olarak kalksa yine önemli değil; ama en sıradan polis memuruna “komserim” demeyince yüzüne bakmıyor, bir kulübün yönetim kurulunda yedek üyenin yedeğine “Başkanım” demezsen bozuluyor. Kocanın rütbesi, mevkisi neyse, karısı da otomatikman o pozisyona terfii ediyor. Elini sallasan başkana, müdüre, amire çarpıyor. İnsanlar artık iş değil, ‘masa’ arıyorlar. Rütben odanın, mevkin masanın büyüklüğüyle doğru orantılı. Ha pardon ya, bu spor yazısı olacaktı. O zaman, Galatasaray-Denizli’yi 2-1 yendi. Alakaya çayı Rijkaard demlesin!


Banu Yelkovan'ın Radikal'deki yazısından...

3 Kasım 2009 Salı

TV Tarihine Geçecek Kapak !

Gökmen Özdenak: Alt tarafı G.Saray’ı yendin. Padişah şapkasıyla idmanda ne işin var?
Ahmet Çakar: Sen buraya kovboy şapkasıyla çıkmadın mı? Teksas mı burası?

8 Haziran 2009 Pazartesi

TV'de Düzeysizlik

Demirören: Sen bana teessüf edemezsin" Çakar gibi kişiler sayesinde Türk futbolu değer kaybediyor.
Çakar: Doğru doğru... Ben de haftaya PAF oyuncusuyla çıkarım sahaya.
Demirören: Yok sen ufak Ahmet Çakar'la çık... Terbiyesizce konuşma benimle... Beşiktaş Kulübü Başkanı'yla konuşuyorsun...




Süleyman Seba'ya uzun ömür diliyorum ancak adam,ölseydim de bugünleri görmeseydim diyordur herhalde.Türk tipi arabesklikle işi eline yüzüne bulaştırdı.Mondragon 2002 de Galatasaray'da kiralık oynarken Metz kulübünden bonservisi için anlaşmış ancak Mondragon BJK da değil Galatasaray'da oynamak istediği için vazgeçmişti.Süreç benzer şekilde yürüse Fenerbahçe'de bu işten vazgeçerdi ancak Demirören'in tuhaf demeçleri ile iş çıkmaza girdi.Kendi takımında oynamak istemeyen futbolcunun bonservisini almaya çalışmak ezikliktir lafını Aziz Yıldırım,Demirören'e yedirir bu saatten sonra.Hiç Bosman kuralı falan demesin bilmeden,komik oluyor.Bosman kuralı futbolcunun kulübü ile sözleşmesi devam ederken konuşulacak konu değil çünkü.Bende yazdım sözleşmesi devam ediyor olsa bile futbolcu köle değildir,mal gibi satamazsın istediğin yere ancak herşeyin bir kuralı var.Bunu söyleyecek en son kişi de Demirören'dir.Fahri ve Aydın'a yaptıkları unutulmadı.

12 Mart 2008 Çarşamba

CL-2008 Çeyrek Final



Manchester United - Fenerbahçe
Chelsea - Roma
Liverpool - Schalke
Arsenal - Barcelona


Eşleşmeler böyle olursa sarı lacivert tayt giyerim der mi acaba Ahmet Çakar ?