Doğduğunuz şehrin duvarlarına resminizin kazınmasını, dünyanın en fazla para ve kupa kazanan, en şöhretli futbolcusu olmaya tercih ediyorsanız insanların size deli gözüyle bakması olasıdır. Şimdiye kadar bunu deneyen bir kişi oldu ve uzun süre aklından zoru olduğu düşünüldü
Dünyanın en çok sevilen ve izlenen spor dalının adım adım yok edilmesinden kaynaklanıyor bu vakur ve onurlu duruşa deli yaftası vurulması. Adına endüstriyel futbol denilen veba yüzünden meta haline getirilen bu oyun artık bir gösteri ya da eğlence aracından farksız insanlar için.
Taraftarlık bilincinin ve aidiyet kültürünün yok edildiği endüstriyel futbolda belirleyici olan tek unsur para artık. En iyi futbolcuları yetiştiren, altyapıya en çok yatırımı yapan kulüplerin değil, parayı en iyi yöneten işadamlarının söz sahibi olduğu bir saha artık stadyumlar.
Ancak, güçlünün çok daha güçlü hale geldiği, güçsüzün ise yok edilmeye mahkum olduğu bu zorba düzene başkaldıran birileri de olmadı değil geride kalan 30 yılda.
Önüne serilen 10 milyonlarca dolarlık servete ve sınırsız şöhret imkanına rağmen futbol oynamayı öğrendiği kentin sokaklarına ihanet etmeyen Francesco Totti de akıntıya karşı yüzen birkaç yıldızdan biri.
Messi kadar yetenekli, Ronaldo kadar medyatik ve Beckham kadar yakışıklı olmasına rağmen endüstriyel futbolun metalaştırarak ‘bacasız fabrika’ olarak yararlandığı bu 3 isimden çok farklı bir kariyer bıraktı geride Totti.
"Roma'yı her zaman her şeyin ve herkesin önünde tuttum. Kalma seçimini kalpten yaptım." "Roma için oynayarak büyüdüm ve Roma için oynayarak ölmek istiyorum. Her zaman bir Roma taraftarı oldum!" "Roma'da bir lig şampiyonluğu kazanmak benim için Juventus ya da Real Madrid'de 10 lig şampiyonluğu kazanmaya bedel."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder