Yönetmen Zeki Demirkubuz'un 4-4-2 dergisine verdiği röportajdan...
''
Hayatla bağları güçlü bir insan olmama rağmen, hayatımın hiçbir bölümünde Beşiktaş'la kurduğum bağı başka hiçbir şeyde kuramıyorum. 11 tane oduna Beşiktaş forması giydirseniz ben yine de tribüne gider onları seyrederim. pek sosyal olmayan, hayatı yalnız yaşayan, fazla arkadaşı olmayan biriyim; ama Beşiktaş tribünü öyle bir yer ki o kapıdan girdiğin an herkes kardeşin, arkadaşın olur. orada başka bir şey var! nasıl yurt dışına çıktığınızda özleminiz öyle bir artar da kötü şeyleri bile anarsınız, onun gibi bir şey... bu ölçülerde bir takım tutmak akli değil, akıldışıdır. bütün taraftarlar için aşağı yukarı böyledir ama dinledikçe, sordukça, konuştukça özellikle Beşiktaşlılarda bu durumun daha baskın olduğunu görüyorum. fenerbahçe ve galatasaray'ı tutanların taraftarlık hikayeleri popülerlik, başarılar, şampiyonluklar ve egemen ideolojileriyle örtüşür. Beşiktaşlılık, anlatılması zor bir damara bağlıdır''
3 yorum:
işte her zaman yaptıkları hata bu. kendilerini farklı görmeleri. bizim taraftarlığımız popülariteye bağlı yani anlık, ama beşiktaşı tutmak çok ayrı birşey. yok yaa. ben de iddia ediyim o zaman, ben Galatasarayı sevdiğim kadar kimse sevemez takımını diye. Var mı böyle birşey?
@ mischa
var ;)
Sen suna Besiktas'in basarisi yok desene... Cok gulduruyor beni bu ruh, durus, vs muhabbetleri...
Yorum Gönder