Banu Yelkovan Radikal'deki köşesinde ders niteliğinde bir yazı döktürmüş yine,eline sağlık...
Futboldan ne istediğimizi net olarak ortaya bir koyabilsek ortada sorun morun kalmayacak ancak standartları her hafta değiştirip, her maça ve takıma göre tekrar yorumladığımızda bir noktada iş, içinden çıkılamaz bir hale geliyor. En azından mesleği ‘rating’ olmayanlarımız için...Hedefimiz sahaya nasıl bir dizilişle, nasıl bir 11’le çıkacağını önceden bildiğimiz, oyun planı ve ne yapmak istediği belli olan, sahaya çıktığında neredeyse ‘ezbere’ oynayabilecek bir takım mı yoksa rakibe göre sistemini ve oyun planını gözden geçiren, karşı takımın önceden hazırlanmasına fırsat vermeyecek, sürekli sürpriz oyuncularla farklı varyasyonlar yaratabilen, kısacası ‘ezbere’ oynamayan bir ekip mi? Cevap veriyorum: “Hangisi kazanmışsa o”...Bizim takım, hep aynı taktikle oynadığı ama kazandığı zaman “Eee büyük takım dediğin rakibe göre oyun planını değiştirmez, kendi oyununu kabul ettirir... Sonuç olarak kadrosu da bütçesi de bunu yapmasını gerektiriyor, “Kenarda oturtmak için mi aldılar bu yıldızları?”, kaybettiği zaman, “Adamın bir B planı bile yok... Artık 5 yaşındaki çocuklar bile ezberledi ne oynadıklarını... Yıldızlar atınca güzel ama işte atmayınca böyle kaybedersin puanları...” diyen yorumcularımızın B planı ne acaba? Ha pardon, onların B planları ‘yorumcu’ olmaktı zaten... “Önemli olan en iyi olduğunuz noktalara konsantre olmak, onları daha da iyileştirmek olmalı. Kötü yönlerinizi düzelteceğim diye onlara ağırlık verirseniz, en iyi ihtimalle ortalama olursunuz. En iyi yönlerinizi mükemmel hale getirmeniz gerek...” demişti Alex Ferguson. Çocuklara yaptığı bir konuşmaydı. Önemli bir maç öncesi A takımına konuşur gibi ciddiydi ve uzun uzun anlattı. Ben de hasbelkader oradaydım ve kulaklarımla duydum. İyi penaltıcı kaleciyi ters köşeye yatıran penaltıcı değildir. İyi penaltıcı kaleci doğru köşeye uçsa bile penaltısı durdurulamayacak olandır. Bunu da ben söyledim. Galiba? Yoksa bir yerde mi okumuştum, artık ikisini birbirine karıştırıyorum, çok okumanın da zararı buymuş demek. Ama diyeceğim o ki ben ‘B plancı’ olanlardan değilim. B planı, A planı’nın kötü olduğu, en azından yeter kadar iyi olmadığı izlenimi yaratıyor. Ben ‘A planını Mükemmelleştirme Cemiyeti’ üyesiyim. Bir zamanlar Zico, şimdi de Rijkaard daha ligde ilk puanını kaybeder kaybetmez bismillah aynı şeyle suçlanıyor. “B planları yok.” Yahu adamların A planları gayet iyi, biz memnunuz. Futbolcular yorgun olabilir, rakip iyi oynamış olabilir, talihsizlik olabilir, özü “ayağa ve bol pas, güzel oyun, dikine oyun, hücum futbolu” olan A planından ne istiyorsunuz? İnsan koskoca Zico’nun, koskoca Rijkaard’ın futbolu bizden daha az bildiğini değil söylemek, değil ima etmek, düşünmekten bile korkar. Futbolu Z planı’na kadar oynamış adamların ‘kendi’ takımlarına hangi planı oynatacağının tasarrufu kendilerinde olmalı. Türkiye şartlarını bilmiyormuş da, bundan sonra Ankaragücü ve diğer bütün takımlar Eskişehir gibi oynayacakmış da... Sanki Rijkaard’ın iyiliğini istiyorlarmış gibi, sanki puan kaybetmesine üzülmüşler gibi, ellerini ovuşturduklarını bilmezmişiz gibi...Bir keresinde seyrettiğim bir panelde konuşmacı, “Dünyanın her ülkesinde danışmanlık yaptım. Gittiğim her ülkede bana ilk cümle olarak, ‘Sizin deneyimlerinizin farkındayız ve takdir ediyoruz ama burası oralara benzemez, burada şartlar çok farklı’ dedi. İşin komiği hepsinin sorunları da çözümleri de tıpatıp aynıydı, yeter ki doğruları uygulayın...” demişti. Bizim doğrumuz ne? Yorumcular maç sonucuna göre B yorumuna geçince, bir türlü anlayamıyoruz ki?
Galatasaray'ı özel kılan tablo "fotoğrafta" mevcut
-
Galatasaray'ı özel kılan tablo "fotoğrafta" mevcut. 25 yaşında, "prime"
seviyede ve kiralık olarak takıma katılmış Osimhen, futbola yeni başlamış
edasıy...
1 saat önce
5 yorum:
aslinda bunu ridvana okutacaksin ama anlamazki okutsanda
eceto da guzel bi yazi yazmis blogundan okunmaya deger
Sende okuduğunu pek anlamamışsın bence OsmanCanpolat. "İnsan koskoca Zico’nun, koskoca Rijkaard’ın futbolu bizden daha az bildiğini değil söylemek, değil ima etmek, düşünmekten bile korkar." diye yazmış Banu Yelkovan ama sen zekasıyla şeytan lakabını almış bir adama okuduğunu anlamaz ki okutsanda diyebiliyorsun. Rijkaard'ı kollamak adına yada hakkını teslim etmek adına bu toprakların gördüğü en zeki en yetenekli futbol adamını itin götüne sok. Aferin.
Şu Şeytan lafı nereden çıkmış,ilk kim söylemiş bir araştırmanı tavsiye ederim.(Wikipedia'da bulamazsın ama)
Rıdvan çok iyi,yetenekli bir futbolcuydu.Biz yaş olarak,Lefter,Metin Oktay,Can Bartu,Şükrü Gülesin'i izlemedik doğal olarak.Rıdvan,Tanju,Rıza,Sergen, Tugay,Bülent,Hakan,Oğuz,Aykut, Feyyaz vs . izledik hepside çok iyiydi.
Bu toprakların en zeki,en yetenekli futbol adamı yorumunun kriteri nedir?Fenerbahçeli olması mı?
Elbette çok iyi oyuncuydu ama en iyi diyorsan cümlenin altını doldurman gerekir.103 golle gelen şampiyonluk sezonu hariç ne kadar oynamıştır.Oynadığı sezon sayısı,sezonlardaki maç sayısını araştır bakalım.Lincoln senin için sakatlık ve istikrarsızlık nedeni ile kötü futbolcuydu.Benim içim ise çok iyi ama Ortega gibi sorunlu bir adamdı sadece.
Rıdvan aynı Sergen gibi olağanüstü yetenekleri olan ama At yarışı,gece hayatı,kendine iyi bakmamak ve sakatlığı tam olarak geçmeden oynamak gibi hataları nedeni ile olabileceğinin ancak %30 u olarak futbol hayatını sonlandırmıştır.Rıdvan,Sergen akıllı olsa Zidane gibi Real Madrid'te oynardı mevzusu geyiktir sadece.Herkes kendi hayatını yaşar yaptıkları ve yapmadıkları ile bunun bedelini öder.''Bu toprakların gördüğü en zeki en yetenekli futbol adamı''yorumu senin deyiminle name düzmektir.Rıdvan'a bu nameyi düzersen istatistik canavarı Alex'i neyle öveceksin? Şiir yazarak mı?
Futbolcuların iyi olmasını gol ve asist sayısı ile ölçen istatikçilere Metin Türel unutulmaz bir cümle kurmuştu zamanında ...''Hagi sana 40 metreden bir çakar,nereye koyacağını bilemezsin o istatistikleri''
Rıdvan'ın zekasından kuşku mu duyuyorsun?
Okuduğunu anlamaz mı diyorsun?
Futbol zekası üst düzey Türk oyuncuları yaz desem Rıdvan'ı kaçıncı sıraya yazarsın?
Tanju, Hakan golcü
Sergen teknikse
Rıdvan'da en zekileriydi.
Döne döne aynı şeyleri yazacağına bu sorduklarıma cevap ver.
Bu yazıdan bu anlam nasıl çıkar hayret?
Rıdvan'a zekası kıt diyen zaten yok ki sen soru soracağına
''Bu toprakların gördüğü en zeki en yetenekli futbol adamı''sallamanın altını doldur kaçak güreşme.Hep grisin bir kere beyaz ya da siyah ol yazdıklarında.
Tanju ile Hakan'dan zeki olmak onu en zeki yapmaz ama ilk yazdığım şeyler bunlar Rıdvan'la ilgili ve sen her zamanki gibi cevap yazamayınca döne döne yazmışsın :)
Okuduğunu anlamaz diyen ben değilim o başkasının yorumu.Sen kendi yazdıkların havada kalınca ve ben yavaş deyip onları alaşağı edince gene yan yola sapmışsın ama iflah olmazsın bu konuda sadece senin yazdığına ne cevap yazmışım onu oku.. tamam cevabı içinden ver buraya yazmasanda olur.
Bazen coşup''Bu toprakların gördüğü en zeki en yetenekli futbol adamı''yazıyorsun yavaş neye göre diye somut örnekler verince kalıyorsun ortada bazende itin götü yazıp kendini bozuyorsun.Başkası bunu yazınca siliyorum yorumunu bundan sonra sen yazınca da sileceğim ya da sakinleş yorum yapmadan önce.
Tekrar soruyorum bu toprakların en zeki ve en yeteneklisinin Rıdvan olduğunu neye dayandırıyorsun?Oynadığı en iyi takım FB ve kaç sezon oynadığı ortada.Kimse ona aptal ya da kazma demedi ki ama en deyince dur orda biraz soluklan.Sende böyle boş konuşursan biz niye Sinan Engin'e Gökmen Özdanak'a ya da Selçuk Yula'ya kızıyoruz ki.
Yorum Gönder