Galatasaray Gerets ile yollarını ayırıp takımın başına Feldkamp'ı getirince kimse 2-3 sene içinde bu kadar hızlı bir değişim beklemiyordu.UEFA kupasının kazanılmasından sonra gelen süreçte(Lucescu-Terim-Hagi-Gerets)futbolcuya dayalı düzen Galatasaray'a yarar kadar zarar da getirdi bazı yıllarda.Gerets ve Kalli-Cevat Güler şampiyonlukları bazı hataların üstünün örtülmesine ve neşterin geç vurulmasına sebeb oldu.Geçen sezon yönetim transferde gösterdiği başarıyı teknik adam seçiminde gösterememiş Skibbe ve Korkmaz hataları bir sezona mâl olmuştu.Adnan Polat ve yönetim takıma artık yarardan çok zarar vermeye başlayan Hakan Şükür,Necati,Ümit Karan,Hasan Şaş gibi futbolcularla haklı olarak yollarını ayırarak önümüzdeki on senenin takımını oluşturdu.Üst düzey teknik adam (Rijkaard),kaliteli yabancı futbolcular(Baros-Elano-Kewell-Keita),kaliteli ve genç Türk oyuncular (Arda-Caner-Ufuk-Barış-Aydın-Uğur) ile devrim niteliğinde bir değişim yaşandı.Adnan Polat'ın dediği gibi bu takım geç kalınmış bir operasyonu bitirdi ve artık her sezon 8-10 oyuncu değil ihtiyaca göre 2-3 oyuncu ile transferi bitirecek.Defalarca yazdım bu kadar büyük bir ekonomi olan futbolda senede 2-3 milyon euro kazanan futbolcular daha mantıklı ve profesyonel olmak zorunda.İngiltere,İtalya ve İspanya'da büyük bir kulüp yıllardır takımında olan futbolcu ile artık çalışmayacağını açıkladığında kimse hani nerede vefa,hakkımı yediler diye ağlaşmıyor.Nural'ın merak ettiği soruyu cevaplayım yeri gelmişken.2000 senesinde Avrupa kupasını kazanan kadrodaki futbolculardan Hakan Şükür,Hasan Şaş,Hakan Ünsal,Emre,Fatih vs...eğer Hagi kadar sevilmiyor ya da saygı görmüyorsa sebebini aynaya bakıp kendilerinde arayacaklar.Kulüp artık çalışmak istemediğini söylediğinde Avrupa'ya gideceğim diyenler TRT'ye kadar gidip yorumcu oldular(Hakan-Hasan).Takım otobüsünün en arka koltuğuna genç oyuncuları toplayıp yabancı futbolcuların aldığı parayı sohbetlere meze yaptılar(Hakan-Hasan).Galatasaray'ın her yenilgisini fırsat bilip takımı karıştırmaya çalıştılar(Hakan Ünsal).Bütün kariyerini Galatasaray'a borçlu olup başarısız yurt dışı deneyiminden sonra Fenerbahçe takımında oynarken ilk Galatasaray-Fenerbahçe maçında yeni takımının taraftarına yaranmak için yıllarca kaptanlığını yapan büyüğünün üzerine yürüyecek kadar kendini kaybettiler(Fatih Akyel),yurt dışında kariyer şansını zorlarken ''Ben Galatasaray'lıyım,Türkiye'ye dönersem elbette Galatasaray'da oynamak isterim ''dedikten sonra yurt dışında kariyerinin bittiğini ve Türkiye'de oynayacağı tek takımın Fenerbahçe olduğunu anlayanların yeni kulübünde taraftara yaranmak için ''Ben çocukluğumdan beri Fenerbahçe'liyim'' derlerse sonuçlarına da katlanlamaları gerektiğini bilmesi gerekir(Emre)...Sevilenin niye sevildiği,sevilmeyenin niye sevilmediği daha net nasıl anlatılır?Herkes yaptığının ya da yapmadığının bedelini ödüyor bu hayatta.Konu sevilmekse kimse alacaklı ya da borçlu ayrılmıyor yani bu dünyadan...Hagi pekala oynamaya devam edebilirdi.Türkiye'de oynanan futbolun temposunu göz önünde bulundurursak senede 3 milyon Euro yu cebine koyar en az 2-3 sene daha krallar gibi oynardı.Ama aç gözlülük yapmadı,maddi manevi her şeyi kazandığını ve artık her sabah idmana gitmenin onu mutlu etmediğini fark etti ve işine olan saygısı gereği zirvede bıraktı.Evet zirvede ve kendi isteği ile bıraktı.Kralsan ve artık tahtı bırakman gerekiyorsa kendin bırakmayı bileceksin yoksa soytarı olursun başkaları seni indirir o tahttan.Galatasaray bu sene şampiyonluğun en büyük favorilerinden biri.Olur olmaz bilemem ama geçen sezon Baros çıkarken Hasan oyuna giriyordu bu sezon Baros çıkarken Elano oyuna giriyor.Ya da Keita çıkarken Kewell sol kanada geçip,Arda'yı sağ kanada almak gibi bir lüksü var bu takımın.Taraftara,camiaya heyecan veren dinamik bir takım oluşturuldu.90'lı yılların başında kurulan takım 10 sene ligi domine etmişti,2000'li yılların sonunda oluşturulan bu takımda da o potansiyel fazlasıyla var.
Ziyech, yine kafa karıştırdığı bir dönem yaşatıyor
-
Ziyech, yine kafa karıştırdığı bir dönem yaşatıyor. Bu sefer ivmeyi daha
erken açması ve rolünü kabullenmiş görünmesi pozitif. Tottenham ve
Samsunspor m...
19 saat önce
14 yorum:
Eline sağlık, güzel bir derleme olmuş.
Elinize sağlık, geçmişi özetleyen niteliğiyle değişimi daha açık bir şekilde anlatan bir yazı olmuş.
Galatasaray, sadece kaliteli yabancı oyuncular ve gelecek vaadeden yerli oyuncular değil, takıma ağabeyliği adam gibi yapacak yerli oyuncuları da iyi ayarladı. Hasan Şaş ve Ümit Karan'la aynı dönemden olan Ayhan'ın takımda kalmasının sebebi budur.
Aynı şekilde Mustafa Sarp ve Gökhan Zan da ülkemizde 25 yaş üzeri en yetenekli oyuncular arasındalardı, bunların transferi de gözden kaçmamalı.
Yönetim yıllar sonra tek vücut halinde hareket edebilen, tam anlamıyla takım niteliği taşıyan bir ekip; ve bu ekipten hem kısa hem uzun vadede en yüksek verimi sağlayacak bir teknik kadroyla önümüzdeki 10 yılın takımını kurdu diyebiliriz.
hadi bakalım inşaallah
Son derece mükemmel bir tesbit. Bu takım kabuk değiştirmekte geç bile kaldı. Rönesans dönemi geç bile geldi. Sözde vefa söylemleri yapanların vefasız oldukları geç de olsa anlaşıldı. Yine bazı isimleri ayırabiliriz ama o UEFA kadrosundaki futbolcuların hiçbiri vefasızlıktan bahsetmesin. UEFA Kupası'nın ardından, şöhret ve şan gelmesiyle birlikte ''bu takımın evlatları'' bas bas ''Avrupa'ya gitmek istiyorum!'' diye bağırmadı mı?
Kapsamlı bir araştırma yapmaya da gerek yok. İsimler ve gittiği takımlar belli. Ama hiçbiri sezonu gittikleri yerde tamamlayamadılar ve tıpış tıpış döndüler. Buna Fatih Terim de dahil.
Fatih Terim-Fiorentina
Hakan Şükür-Inter
Fatih Akyel-Mallorca
Arif-Real Sociedad
1 sene sonra
Okan ve Emre - Inter
Ümit Davala-Milan
Şu an benim aklıma gelmeyen isimler de mutlaka vardır.
Lucescu'nun ilk döneminde Jardel'i bu takımdan soğutanlar da UEFA Kupası patentli oyunculardır. (Hepsi değil)
Neticede son derece anlamlı ve yerinde bir yazı olmuş, tebrik ederim.
Geçmiş geleceğin aynasıdır. Aynı hatalar tekrarlanmamalı ve iyiye gidiş yönetimden filizlenmelidir.
Vaktim olmadığı için uzun uzadıya bu konuyla ilgili bir yazı yazamıyorum bu aralar malum Şampiyonlar Ligi arefesindeyiz.
Galatasaray'ın geleceği ile ilgili bir yazı kaleme alırsan zevkle takip eder ve fikirlerimi beyan etmek isterim.
Saygılar.
Merhaba,
Güzel bir tespit özellikle transferler konusunda. Fakat şunu söylemeden duramayacağım, Emre de Hakan Şükür de Hasan Şaş da gerçek anlamda oynadıkları dönemin "kral" futbolcularıydı ve çok seviliyordu. Sonra zaman geçti ve gözden düştüler. Aynı şey, bu dönem için de olabilir!
Güzel yazı. Sevilmeyenlerin sevilmeme nedenlerini kendince açıklamışsın. Doğrudur yanlıştır tartışılır mutlaka. Bir de olaya futbolcunun gözüylede bakmak lazım. Yine de merakım o kadrodan sevilerek kalmış kaç yerli oyuncu olduğu. Aklıma Suat geliyor bir tek arıza çıkarmayan basına konuşmayan. Bir dönem alt yapıda çalışıp sonra o da başka kulüplerde şansını denedi. Bu kadar oyuncu küstürüldüyse sizce kulübün yada taraftarın hiç mi hatası yok. Gereksiz uzun tartışmalar için değil beyin fırtınası için soruyorum. Madem öz eleştiri de yapabiliyoruz. O kadrodan bahsettiğiniz Galatasaray ruhuna yakışır davranabilen hiç mi yerli oyuncu olmadı. Ergün,Arif,Okan,Emre,Hakan,Hasan,Ümit,Bülent, Fatih ve aklıma gelmeyen diğerleri neden ilk fırsatta uğradıkları vefasızlıktan gem vurdular. Yönetim yada taraftar sadece kazanırken mi oyuncunun arkasında durabilir. Linderoth a gösterilen anlayış yerli bir oyuncuya neden gösterilmez. Konu şu an Galatasaray ama Türkiye'de bu kouda örnek bir kulüpte aklıma gelmiyor. Galatasaraylı arkadaşların bu konudaki yorumlarını da merak ediyorum. Tekrar eline sağlık uzun zamandır senden böyle uzun bir yazı bekliyordum. Bir de birbirimize zaten gün içerisinde telefonda msn de sallıyoruz bari yazılarımızda direkt birbirimizi hedef almasak. Bunu bende yapıyorum ama bu blogu sadece ikimiz okumuyoruz değil mi? Bunu bazen göz ardı ediyoruz sanırım.
Bu konuda biraz dolu bir adamım. Sadece yönetim saçmalıkları ve yaşanan olumsuz olaylar yüzünden 06 sonunda maçlara gitmeyi bıraktım. O kadar doluyum yani... Sana uzunca bir yazı gönderdim Fırat kendi düşüncelerimi paylaştığım. Buraya yazamadım çok uzun çünkü.
Bu yazıyı yazdığın için de ayrıca teşekkür ederim hislerime tercüman oldun. Yeni dönem de büyük umutlarım da var hepsi sana gönderdiğim yazıda..
Eline sağlık Fırat. Değişimin farkında olmak güzel, fakat daha güzel ve gerekli olanı bu değişime sabretmek. Eminim ki binlerce Galatasaraylı ilk Tobol maçında Rijkaard'a ana avrat sövdü. Aklımızı başımıza almazsak Rijkaard da bırakır gider, yine "ders verenler"le, "karga"larla idare etmek zorunda kalırız.
degisim hadidesine degineyim once.. ikinci terim doneminde beyefendi niyetlenmisti kokten degisiklik yapmaya.. buyuk kaptan, hakan unsal, arif erdem ve bir isim daha(ergun? suat?) toplam 4 efsane kadro dısı bırakılmıstı.. bulent korkmaz sevgimden oturu macları izlememistim o donem, o boyle haksızca uzaklastırılıyorsa ben de izlemezdim o macları..
orada degisimi hakkını verip herkese esit davranarak yapsaydı terim, hic kimse cıkıp itiraz etmezdi.. ancak bulent korkmaz ve arif erdem tribunde durup takımdan ayrı antrenmana cıkarken hakan sukur'e bir sey yapılmıyorsa o operasyonun ve degisimin samimiyetinden suphe duyulurdu.. oyle de oldu ve terim'in takımdan ayrılması, efsane isimlerin de takıma geri donmesi ile o sacmalık son buldu..
bu defa esit davranılınca degisim gercek anlamda basladı.. once hakan sukur gitti, sonra sırayla ergun, arif, hasan sas ve umit karan.. burada yapılan dogruydu, sorun cıkarabilecek veya takıma daha fazla bir sey veremeyecek herkes iyi-kotu uzaklastırıldı.. aslında bizim icin de guzel bir suzgec oldu bu yasananlar.. kimin samimi kimin sahte oldugunu cok iyi anlamıs olduk.. ergun'un adam oldugunu, arif'in adam oldugunu, hasan sas'ın gider gitmez para meselesi acmasını, hakan sukur'un fenerbahce konusundaki yumusak acıklamaları ve kulubu hedef alan konusmaları derken kimin efsane kimin "eski futbolcu" olabilecegi belli oldu..
degisim bu yonuyle de gayet guzel oldu..
son hagi olayına ise guzel deginmissin.. yukarıdaki isimler "biz bırakıyoruz, isimiz bitti artık" deseler hic tatsızlık cıkmayacaktı.. simdiki yabancılar futbolu bizde mi bırakır giderler mi tekrar baska yerlere bilmiyoruz ama bildigimiz sey su ki burada bırakırlarsa tadında bırakacaklar.. hagi gibi "neden erken bıraktı ki, bu ulkede 38-39'a kadar rahat oynardı" dedirtecekler arkalarından..
Hakan Şükür konusunda yazdıklarına katılmıyorum. Diğerleri neyse de Hakan Şükür'ün bu takımda olması gerekiyordu. En azından bu sene.. Asla vefa duygusu için falan değil. Gerçekten oynayabilecek durumda olduğu için. Hasan Şaş, Emre B., Fatih Akyel, Hakan Ünsal gibi isimlerin adını bile anmak bana artık yanlış birşey gibi geliyor.
Kabuk değişimi olayına gelince. Önceki konu ne kadar karamsarlık barındırıyorsa içinde, bu kabuk değiştirme konusuda o kadar neşeli bir hal aldı :) 9 maçta yenilgi yok maşallah demek lazım. Bir değişim yapıldı ve bunun mayası tuttu önemli olan bu şu anda. Galatasaray bu sene değilse bile önümüzdeki 2 bilemediniz 3 sezon içinde ciddi bir başarı yaşar gibi geliyor bana işler ters gitmezse.
Karakterini, hinliğini-cinliğini bilmem ama o Hakan Şükür ki geçen sene tribünde bizlere "ulan Hakan olsaydı bu takımda hala oynardı" dedirtecek kadar özel hayatına, beslenmesine, antremanına dikkat eden bir profesyoneldir ki ülkemizde eşine az rastlanan bir örnek teşkil eder. Ayrıca tüm formalar altında tarihimizin en çok gol atmış oyuncusudur...Kendisine rakip taraftarlar "şaban" derken onun rolünü alabilecek pivot santrafor peşinde koştu kulüpleri yıllarca...Böyle bir oyuncuyu ne olursa olsun takımımda görmek isterim ve hakkını da helal ederim; yeri efsanelerimizin yanıdır "bence"...
değişimde herşey doğru hamlelerle yapıldı. Takıma artık yarar değil zarar verenlerle yolların ayrılması, futbolcu transferleri, teknik direktör hamlesi..
Tek ihtiyacımız olan şey var o da bizde, çevremizde,memlekette en az olan şey galiba, sabır...
Yazıda güzel noktalara değinilmiş ama düzeltilmesinin gerekli olduğunu düşündüğüm iki şey var.
Birincisi her ne kadar kendisiden hazetmesem de, Emre'nin "Ben Fenerbahçeliyim" lakırdısı doğrudur. Kendisi Gs'ye gelmeden öncede, Gs'de oynarken de Fenerbahçeli olduğunu cümle alem biliyordu. Bu sonradan camiaya şirinlik yapma gayretiyle kurulmuş bir cümle değildir. Camiaya şirin gözükme adına yaptığı başka şeyler vardır muhakkak ama Fenerbahçeli olduğu da bir gerçektir.
İkincisi Uefa'yı kazanan takımının iskeletindeki birçok Türk topçunun, Hagi kadar hayırla yâd edilmediği yorumuna katılıyorum ama her şeye rağmen, bu isimlere en azından Uefa'nın hatırına güzel bir jest yapılarak jübile yaptırılabilirdi (aktif olarak futbol yaşantısını sürdürenler hariç tabii). Bence bu yapılsa güzel olur.Geç kalınmış değil ayrıca.
Öncelikle cevabı geç yazabildiğim için kusurabakma. Tespitlerinden çıkardığım değişim süreciyle birlikte takım daha profesyonel ama daha rasyonel bir hal almış. Yine de Hakan Şükür, Hakan Ünsal (Ki zaman zaman yorumlarıyla beni çılgına çeviriyor) yabancıların aldığı paraları meze yaptı gibi cümlelere katılmıyorum. O insanların 16 dakika bekleyerek şampiyon olduğumuz gün bizlerle aynı hisleri paylaştığını birebir gördük. Bu bence vefasızlık olur. Hissi değil gerçekçi bakarsak yeni oluşan kadrodaki rotasyon yapabilme keyfinin olması tabii ki takdir-e şayan. Zaten bizim kıvırcık saçlı Rijkaard'ımız da hakkını veriyor.
Yorum Gönder