Ego sadece koltuk ya da ekran sahiplerine has bir özellik olarak kalksa yine önemli değil; ama en sıradan polis memuruna “komserim” demeyince yüzüne bakmıyor, bir kulübün yönetim kurulunda yedek üyenin yedeğine “Başkanım” demezsen bozuluyor. Kocanın rütbesi, mevkisi neyse, karısı da otomatikman o pozisyona terfii ediyor. Elini sallasan başkana, müdüre, amire çarpıyor. İnsanlar artık iş değil, ‘masa’ arıyorlar. Rütben odanın, mevkin masanın büyüklüğüyle doğru orantılı. Ha pardon ya, bu spor yazısı olacaktı. O zaman, Galatasaray-Denizli’yi 2-1 yendi. Alakaya çayı Rijkaard demlesin!
Banu Yelkovan'ın Radikal'deki yazısından...
1 yorum:
Uzun zamandır Türk Futbol kamuoyunu,geçmişiyle ve bugünüyle böylesine iyi anlatan bir yazı okumamıştım. Ellerine sağlık..
Yorum Gönder