15 Nisan 2010 Perşembe

Şeytana Uymak...

Geçen hafta sonu bir arkadaşımın doğum günündeydim. Konu bir ara Rıdvan Dilmen ve telekulak skandalına geldi. İçlerinde ‘hukukçu’ olanlar da var. Ben bu olayın bir şekilde ‘sanki’ sümenaltı edildiğine inandığımı ve bu duruma kıllandığımı söylediğimde genel tepki şuydu: Dokunma Rıdvan’a (beni çok önemli biri sanıyorlar!). Sempatik adam. Televizyonda olmasını seviyoruz. Çok iyi teknik analiz yapıyor...Uzun uzun, bu ülkenin futbol efsanelerinden biri için şöyleydi, böyleydi demeyeceğim. Ne yaparsa yapsın, ben onu hep Fenerbahçe formasıyla İzmir’de Altay’a, İstanbul’da Milli Takım formasıyla Avusturya’ya attığı gollerle hatırlayacağım. Yukarıdaki paragrafta da gördüğünüz gibi neredeyse sonsuz krediye sahip. Lakin bu skandalda bazı ayrıntılara dikkat çekmek lazım... Meslek ahlakım beni bu yazıyı yazmaya zorluyor.Rıdvan’ın ve avukatının gözaltılar sonrası yaptığı açıklamalar durumu net olarak ortaya koyuyor sanırım. Ne demişti ünlü futbol yorumcusu: “Konuşmamam gereken insanlarla konuşmuş olabilirim.” Avukatı ne demiş: “Müvekkilim arkadaş kurbanı.” ‘Şeytan’ bir şekilde bu işin içinde, ucundan belki de... ‘Yasak aşk yaşıyor’, ‘At yarışı kuponu yatırmayanları dinletiyor’ gibi ağır ithamlara (polis muhabirleri fazla asparagas yapmaz) da sessiz kalıyor ilginç bir şekilde. Ben, bu denli ‘rol model’ bir spor figürünün çıkıp, “Adımın bu skandala karışmasına üzülen sevenlerimden özür dilerim. Genç kardeşlerimi hayala kırıklığına uğratmak istemezdim” demesini beklerdim. Daha doğrusu sevinirdim böyle bir büyüklük yaptığı için. Lakin hiçbir şey olmamış gibi programlar, yorumculuklar kaldığı yerden devam ediyor. Bizim bilmediğimiz bedeller ödeniyor iç dünyada, ama kamuoyunda sıfıra sıfır elde var sıfır! Son dönemde sporcu skandallarına bakalım. John Terry, Gilbert Arenas, Tiger Woods; hepsi aynı şeyi yapmış. ‘Onlar aktif ama’ yorumunu yapmayın lütfen. Rıdvan Dilmen’le popülerlik konusunda yarışabilecek tek isim belki Arda Turan’dır Türkiye’de.Müthiş bir operasyon yapmakla övünen savcı, emniyet müdürü ne düşünüyor acaba bu konuda? Sıradan birini içeri alsalar bu şekilde mi bitecekti sonu? İtibarınızın zedelendiğinin farkında değil misiniz? Kim güvensin şimdi sizin başında olduğunuz adaleti sağlama mekanizmasına?.. Bu şekilde güce de taptırıyorsunuz genç insanları: İyi para kazandıran bir meslek edin, itibarlı ol, sonra hayatın keyfine bak. Ahlaklı olmana gerek yok. Hata yaparsan sorumluluk alma.İnanın şu satıra kadar içim sıkıla sıkıla geldim, şunu da yazayım içimde kalmasın: Gökdeniz’inden tutun, birçok skandalda sessiz kalmayan ve haklı tepkiler veren spor medyası (gündem belirleyen yazarlar da dahil), bu kez ne yazık ki ‘Üç maymun’u oynuyor. ‘Maymunlar Cehennemi’nde gibi hissediyorum kendimi...
Bener Onar-Radikal

Hiç yorum yok: