19 Nisan 2010 Pazartesi

Rıdvan Dilmen'den Fenerbahçe Analizi !

Son 10 dakika olmadı
Ne Fenerbahçeli, ne Beşiktaşlı oyunculara yakışacak hareketler izledik. Böyle olunca o muhteşem ilk 80 dakika da uçup gitti. Hakem Hüseyin Göçek’in ismi bütün hafta boyunca çok tartışıldı. Belli ki bunun etkisinde kalmış. Göstermediği kartlar, gösterdiklerinden daha önemliydi. Standardı tutturamadı. Yani oyunun gerginleşmesine çanak tuttu. Tüm aldatmaları yedi. Örneğin son dakika Vederson ve İbrahim Toraman’ı birer sarı kartla yerlerine gönderebilirdi. Kırmızı ile işi abarttı. Selçuk’u gereksiz bir sarı kart çıkardı, İbrahim Toraman’a tekme atan Emre’yi es geçti...Maça gelince; Fenerbahçe, Galatasaray ve Kayserispor maçlarında olduğu gibi oyuna müthiş arzulu ve istekli girdi. Hatta santra ile birlikte Alex klasik olarak topu köşe bayrağının yakınından taça gönderdi ve hemen takımca prese başladılar. Beşiktaş’ın kadrosu bu baskıyı kaldıracak özellikte değildi ve bunun faturasını Alex daha birinci dakikada kesti. Fenerbahçe ardından farkı ikiye hatta üçe çıkaracak pozisyonları da yakaladı. Kalesinde sıfır pozisyonla devreyi kapadı. Beşiktaş rakibi önünde pasif kalınca, özellikle Fink ve Ernst orta alanda hiçbir varlık gösteremeyince, hazırlık paslarında aksayınca oyun Fenerbahçe’nin hakimiyeti altında geçti. İkinci yarıda roller tamamen değişti. Mutlak kazanması gereken bir maça hücuma çıkacak beklerle çıkmayarak büyük hata yapan Mustafa Denizli’nin, İbrahim Toraman’ı sağ beke çekip orta alana Uğur İnceman’ı koyması ipleri Beşiktaş’a geçirdi. Fizik olarak da Fenerbahçe’ye göre daha ağır basınca oyunu kazanacak konuma kadar geldiler.Bobo’nun kaçırdığı penaltı dönüm noktasıydı. Oyun beraberliğe gelse Fenerbahçe’nin geri döndürmesi güçleşebilirdi. Çünkü dirençleri bir hayli düşmüştü. Aslında Beşiktaş ve Fenerbahçe şu an ligin fizik açıdan en iyi takımları. Ancak Fenerbahçe gücünü dengeli kullanamadı. İlk yarıda büyük bir efor harcadı. Bu yüzden son 15 dakika ileri gidecek halleri yoktu. Son bir paragraf da Gökhan Gönül için... Ameliyat olacak derken inanılmaz bir performans gösterdi. Fenerbahçe’nin en iyilerinden biriydi. Özverisi, savaşçı kimliği alkışı hak etti.
Tekrar okumanıza gerek yok,Ne lugano'nun yaptığı penaltı var yazıda ne de tüm Türkiye'nin konuştuğu Bilica kazısı...Bu hareket Sami Yen'de örneğin Keita tarafından yapılsa ayrı bir yazı yazdırırdı gazeteye emin olun.Ben tüm iyi niyetimle pozisyonu görmedi ondan yorumlamadı diye düşünüyorum.Belki de o sırada Tanju Çolak'ın telefonlarını dinletmekle meşguldu.

8 yorum:

gomongo dedi ki...

"Yaptirirdi ettirirdi" diye varsayimlarla konusmadan once daha evvel benzer durumlarda neler yapmis Ridvan Dilmen ona bakalim:

Keita'nin (benim hatirladigim) 4 vukuatli macindan sonra Ridvan Dilmen'in yazdiklari:

--Keita'nin 1 metre otesine dusen su sisesinden yaralanmasi olayi:
21.03.2010--
Trabzon-Galatasaray maci yazisi:
http://www.milliyet.com.tr/tek-kelimeyle-sahane/ridvan-dilmen/spor/yazardetay/22.03.2010/1214494/default.htm?ver=57

--Keita'nin Roberto Carlos'a attigi yumruk sonucu kirmizi kartla oyun disi kalmasi--
26.10.2009
Fenerbahce-Galatasaray maci yazisi
http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1154538&AuthorID=72&b=Yuksek%20konsantrasyon&a=Ridvan%20Dilmen&ver=25

--Keita'nin Sancaka attigi osmanli tokadi-yumruk arasi seyin es gecilmesi--
22.09.2010
Kasimpasa-Galatasaray maci yazisi
http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1141870&AuthorID=72&b=Arada%20ucurum%20var&a=Ridvan%20Dilmen&ver=38

--Keita'nin Ibrahim Uzulmez'e saalladigi yumrugun es gecilmesi--
13.09.2010
Galatasaray-Besiktas maci yazisi
http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1138731&AuthorID=72&b=Futbol%20cok%20enteresan&a=Ridvan%20Dilmen&ver=98

Yukaridaki yazida bir tek fenerbahce macinda aldigi karta deginmis onda da "Rijkaard daha once oyundan almaliydi" demis. Yani senin bahsettigin tarzda bir "yaygara koparma" (ya da her neyse) vs. gibi bir sey yazmamis.

Kafanizda olusturdugunuz bir Ridvan Dilmen var ve adam gercekte oyle davranmiyor bile olsa kafanizdaki hali nasil davranmasi gerekiyorsa oyle yaptigini/yapacagini saniyorsunuz. Biraz insaf yahu...

FIRAT dedi ki...

Olasılık üzerine değil olan üzerine konuştuk.Gözaltına alınıp savcı tarafından sorgulanan ve Tanju'nun konu ile ilgili açıklamaları olan birinden söz ediyoruz.Böyle bir şey olmamış olsa Barcelona hakkında bile yorum yapan Rıdvan bu iddialar için yapmaz mıydı sanıyorsunuz.Aksine olayın bazı kişiler tarafından sümen altı edilmesi düşündürücü.
Buradaki konu Keita için yazdıkları değil.Lugano ve Bilica hatta Emre için yazamadıkları.Kelime oyunu yapmıyorum net sordum bu net penaltı ve Bilica'nın yaptığı değinilmeyecek kadar önemsiz mi duruyor ? Kandırmayın kendinizi...

gomongo dedi ki...

-"Ne lugano'nun yaptığı penaltı var yazıda ne de tüm Türkiye'nin konuştuğu Bilica kazısı...Bu hareket Sami Yen'de örneğin Keita tarafından yapılsa ayrı bir yazı yazdırırdı gazeteye emin olun"

Ben de yukarida sozune istinaden diyorum ki "iste adam yazmamis, yazilari da burada". Senin dediklerinle benzerlik tasiyan, futbol disi hareketler...

- Savci tarafindan gozaltina alinip olayin sumen alti edildigini iddia etmen konusunun Bilica ve Lugano'nun yaptiklarindan mac icinde bahsetmemesiyle ne alakasi var cozemedim. (yahut benim bir onceki postta ne demek istyedigim pek anlasilmamis)

- "Buradaki konu Keita için yazdıkları değil.Lugano ve Bilica hatta Emre için yazamadıkları.Kelime oyunu yapmıyorum net sordum bu net penaltı ve Bilica'nın yaptığı değinilmeyecek kadar önemsiz mi duruyor ?..."

Iyi anlasilmasi icin tekrar soyluyorum. Adam genelde bu konulara deginmiyor, ama siz bunu alip "Keita yapsaydi bahsederdi cunku Keita Galatasarayli Ridvan Fenerbahceli. Emre Bilica da fenerbahceli o yuzden yazmiyor" mertebesine cekiyorsunuz. Boyle seylere pek deginmedigi ornegini de bir onceki postta verdim 4 adet yaziyla. Ha diyorsan ki Keita'nin yumruklari dirsekleri bahse deger seyler degil fakat misal luganonun penaltisi
bahse deger, o zaman diyecek birsey yok tabi. Zaten bastan seninle ayrisiyoruz.(ki hatirladigim kadariyla Keita'nin trabzonda kendini yere atisini elestirmistin daha once)

- Ayrica kendimi kandirdigim falan yok. Goz var nizam var. "Ridvanin kasitli olarak bunlari yazmadigi" dusuncen uzerine soyluyorum bunlari. Ha bilicanin Luganonun pozisyonlari icin soyluyorsan o baska, onda zaten seninle hemfikirim. Bu hareketlerin olmadigini savunmak veya desteklemek icin kor olmak gerekir.

onur dedi ki...

Lugano'nun penaltı pozisyonu ve Bilica olayını Rıdvan Dilmen özelinde değil, "FB taraftarı futbol yazarları" genelinde değerlendirirsek:

- Altan Tanrıkulu: Lugano'nun hareketi penaltı, Bilica'dan ses seda yok...

- Ercan Saatçi: Sizce? zero, nada, sıfır...

- Gürcan Bilgiç: sanki Lugano ve Bilica maçta oynamamışlar, tabii ki sıfır yorum...

- Uğur Meleke: seyretmemiş sanırım maçı; yorumsuz...

- Mehmet Demirkol: sadece Bilica'dan bahsetmiş

Görüldüğü üzere "FB taraftarı futbol yorumcuları" nın genel özelliği Başbuğ Aziz Yıldırım'ın bahsedilmesinden haz almadığı konuların üzerine sünger çekmektir. Onlara göre misal Bilica'nın yaptığı son derece normaldir; FB aleyhine yapılmadığı sürece tabii aynı hareket...

gomongo dedi ki...

@onur

Hatta ben senin dediğini biraz daha "genel" anlamda inceleyip, türk spor basının genelinde bu hastalıgın varoldugunu söyleyeyim. Sen burada konu fenerbahçe oldugu için sadece "fenerbahçeli" yazarlardan bahsederek, geri kalan galatasaraylı beşiktaşlı yazarların bundan farklı davrandıkların söylemek istememişsindir umarım.
Eğer sadece fenerbahçe basınında böyle oldugunu düşünüyorsan kusura bakma ama bu dediğinde fenerbahçe antipatisinin ağır bastıgını, tipik anlamıyla "bu fenerbahçeliler hep böyle" anlayışının etkisiyle bunları söylediğini düşünüyorum. Çünkü yukarıda söylemek istediğin "Benim rakibimin aleyhine yapılan hatayı es geç, benim aleyhime yapılanı bas bas bagır" ikiyüzlülüğü Galatasaray basınında da Beşiktaş basınında da onlarca örneğiyle mevcut.
Yani demek istediğim bu konu Fenerbahçeli yazarların değil türk spor basınının sorunudur, ikiyüzlülüğüdür.

Onu haricinde yukarıda saydığın kalitesiz -uğur meleke ve mehmet demirkolu saymıyorum- yazarları tenezzül edip okuyorsan da sana bravo. Bu blogun sahibi de dahil birçok blog yazarının yorumları benim gözümde şu yazar müsveddelerinin yazılarından daha doyurucu. Ben bir Fenerbahçe taraftarı olarak bile değerli vaktimi böyle demode, fanatik yorumlar yapan gürcan, altan, ercan(en komiği de bu adamdır)gibi yazarların(!) yazılarını okuyarak harcamıyorum. Aynı şekilde Osman Tanburacıyı da okumuyorum misal(beşiktaşlı örnek aklıma gelmedi şimdi).

Ugur Meleke'nin fenerbahçeli oldugunu bilmiyordum ilk defa senden duydum. Ama olsa da benim açımdan birşey değiştirmez bu adam -bence- bu piyasadaki görebileceğin en objektif adamdır. Bu adamı da taraflılıkla suçlayan kişinin hakikaten muhakeme kabiliyetinden şüphe duyarım.

Mehmet Demirkol ise her ne kadar genelde kaliteli yorumlar yapsa da, bazen kantarın topuzunu Fenerbahçe'ye kaydırıyor, bu çoğu zaman açıkça görülebiliyor.

Velhasıl kelam bu söylediğin durum rakip takıma, fenerbahçeye has bir durum değil. Basında böylelerini hem galatasarayda hem de beşiktaşta bolca görebilirsin.

FIRAT dedi ki...

@Onur @Gomongo
Her ikinizin görüşlerine de katılıyorum.Bence Uğur Meleke-M.Demirkol hatta Altan Tanrıkulu bu medyada gerçekten yazdıkları ile fikir ortaya çıkaran ve analitik değerlendirme yapan kişiler.Ercan ve Gürcan'ı okuyan varsa hayatta başarılar diliyorum kendisine.
Ayrıca ikinize de konu GS-FB-BJK dahi olsa küfür,hakaret etmeden yorum yapılabileceğini, tartışılabileceğini gösterdiğiniz için teşekkür ederim,örnek olmamız gereken o kadar çok kişi var ki medya ve blog ortamında...

gomongo dedi ki...

@Firat

Ben de kendi adima sana tesekkur ederim. Seviyeyi "biz size 6 attik" "nolmus biz de uefayi aldik" cizgisine cekmeden de fener-cimbom-bjk tartismasi yapilabiliyormus :)

Agizdan salyalar sacmadan duzgun yazilarina devam et arkadasim, gozu fanatiklikten kor olmus kitle blog dunyasinda da kendine yer bulmaya basladi.Onlarin hitap ettigi grup zaten seni okumaz, kufur filan yazmadigin, hakaret etmedigin icin. Seviyeli yazilarin icin tekrar tesekkurler.

onur dedi ki...

@ Gomongo

Tabii ki aynı şey GS ve BJK için de geçerli...Ercan ve Gürcan'ı da okumuyorum sadece maç sonrası "bakalım ne demişler" diye kontrol ettim (amma alınmışsam kendimi savunmaya geçtim haa; valla okumuyorum...) Sadece M.Demirkol ve U.Meleke gibi "kalburüstü" yazarların bile aslında aynı yolun yolcusu olduklarına örnek göstermek istemiştim; rating & yıllık 6 sıfırlı maaşlar sözkonusu olunca akan sular duruyor işte...