3 Kasım 2009 Salı

Eski Damat Yeni Spor Koordinatörü !

Susmuyorum! Soruyorum...

Ben bir gazeteciyim... 1998 Temmuzunda bir reklam ajansındaki maaşlı işini bırakıp, gazeteci olmak için maaşsız çalışmayı kabul etmiş biriyim... 11 yıl 4 aydır başka işten ekmek yemedim... Stajerken muhabirliğe geçtim. Oradan televizyon yönetmenliğine. Aynı dönemlerde editörlük de yaptım yapımcılık da. Müzik-eğlence programı bile yönettim. Sonra internet haberciliğiyle tanıştım... 2005'te, interneti tanımayan TSYD'den "Ergun Gürsoy: Fenebahçe bizi her alanda geçti" röportajıyla bir 'internet gazetecisi' olarak ödül alıp, sektörde tekrarlanamayan bir ilke imza attım. Emeğimle, kanımla, canımla, alın terimle yükseldim.

Kaç gece sabahladım, kaç bayramda izinsiz çalıştım, kaç kez ailemi-sevgilimi-karımı-arkadaşlarımı ihmal edip kırdım; inanın bilmiyorum.

Ama şunu biliyorum, bu kaderi yüzlerce basın emekçisiyle, gazeteci ağabeyim ve kardeşimle birlikte yaşadım. Tıpkı onlar gibi, onca emeğimin karşılığını (!) daha uzun mesai yaparak ya da işsiz kalarak fazlasıyla aldım!!! Ben daha neyim ki, bunu da biliyorum... Nice basın emekçisi bu meslek uğruna evliliğini yitirdi...
Nicesi sağlığından oldu...
Ve nicesi canından...

Şimdi ben, Bütün bunları duyan, gören ve yaşayan biri olarak, Bu acıların hepsine katlanmış 4 önemli isme ve diğer büyüklerime, Kendi adıma değil değil, Nice basın emekçisi ağabeyim ve kardeşim adına soruyorum:

SAYIN SERHAT ULUEREN,

Yıllar önce yaptığımız röportajı yanlış hatırlamıyorsam; bir gazeteye gencecik bir elektrik teknisyeni olarak girişinizi, ardından haftasonu izin yapmak yerine aynı gazetenin spor servisinde amatör ligler muhabirliği ile gazeteciliğe adım atışınızı, yıllarca tırnaklarınızla kazıya kazıya, yaptığı haberler yüzünden tehdit edile edile ve hatta işsiz kalarak buralara gelişinizi anlattınız. Ama bir şarkıcı, sizin 20 yılda emekle geldiğiniz noktaya paraşütle iniverdi. Bunu nasıl hazmettiniz de Ercan Saatçi'yi böyle ateşli savunuyorsunuz?
Ona niye "Meslektaşım" diyorsunuz?
Veeee ayrıca!
Daha birkaç hafta önce 'Yılın Skandalı' gibi başlıklarla bir kaset yayınladınız.

Eski bir federasyon çalışanının, TFF binasında içki içen TFF Hukuk Kurulu üyelerini, cep telefonuyla videoya aldığı görüntüleri 2 saat boyunca ekrana getirdiniz.

1 yıl önce çekilip 'saklanan' çekimi 'skandal' diye yayınlayıp; üyelerin istifa etmesi gerektiğini yorumcunuz Ahmet Çakar ile birlikte ilan ettiniz. Peki; Ercan Saatçi'nin bir televizyon çekiminde, kameraların çalıştığını bile bile, bir camiaya sinkaflı küfür ettiğinin ortaya çıkmasının ardından "İki dost arasındaki konuşmanın sızdırılması ayıptır" demenizin sebebi nedir? 2-3 hafta önce hemen hemen aynı durumdaki TFF Hukuk Kurulu üyelerini çarmıha geren siz değil miydiniz? Ne değişti ki?

SAYIN SANEM ALTAN,

Yıllardır bu ülkenin en önemli insanlarıyla röportajlar yaparak haklı bir ün kazandınız. Sizin hiçbir röportajda, karşınızdaki kişiye sorulacak en önemli soruyu atlayacağınıza inanmam. Peki şarkıcılıktan Hürriyet Gazetesi Spor Koordinatörlüğüne dikey geçiş yapan Ercan Saatçi ile geçen hafta yaptığınız röportajda "Siz hangi eğitim ya da uzun yıllara dayanan mesleki geçmişle bu göreve getirildiniz?" diye sormayışınızın sebebi nedir? Yoksa sebep Ercan Saatçi'nin, eşiniz ve Vatan Gazetesi Spor Müdürü İbrahim Seten'e övgüler düzmesi midir? Sizi bu 'olmazsa olmaz' soruyu sormaktan bu haklı övgüler mi alıkoydu? Veya daha da kötüsü; İbrahim Seten'in Ercan Saatçi aracılığıyla Hürriyet Gazetesi'ne Spor Müdürü olacağı söylentisi kulaktan kulağa yayılıyor, bu yüzden mi en kritik soruyu unuttunuz(!)

SAYIN MEHMET ASLAN,
Kamuoyunda sizi tanımayanlar olabilir. Ercan Saatçi'nin böyle bir vasfı olmadığından, Hürriyet'in yeni oluşumunda servisi yöneten kişisiniz. Sizi tanıyan pek çok kişiden "Mehmet Aslan, müdürü Esat Yılmaer'den çok daha iyi gazetecidir" sözünü işittim. Aksini pek duymadığım için bunu doğru kabul ediyorum. Yıllardır Hürriyet'te Esat Yılmaer'in altında çalışmakta duyduğunuz rahatsızlığı, basın camiasındaki herkes bilir. Sizin yönettiğiniz Hürriyet Spor eki yayından kalktığından beri pasifize olduğunuz da biliniyor. Bunu yıkabilmek adına bile olsa, Ercan Saatçi'nin sizin üzerinizde bir göreve gelmesini nasıl oldu da hazmettiniz? Siz bu meslek için gecenizi gündüzünüze katıp spor müdürü olacağınız günü hayal ederken; elinde gitar sahilde kızlara şarkı söyleyen ve gazeteciliğin G'sini bile yapmayan birinin altında çalışmayı kendinize hangi nedenden ötürü yakıştırıyorsunuz?

SAYIN HINCAL ULUÇ,
Yıllardır "Gazetecilik bitmiş, muhabirlik ölmüş, vay anam bu mesleği ne hale getirdiler" diye söylenir durursunuz. Pekiiii, gazeteciliği kurtaracak süper kahramanın Ercan Saatçi olduğuna nereden kanaat getirdiniz? Çünkü Hürriyet'teki yeni oluşumu fazlasıyla desteklediğinizi görüyoruz, biliyoruz. Bundan sonra hangi yüzle spor basınını eleştireceksiniz? Sizce bu meslek bu kadar ucuz mu? Yoksa "Oldum olası sevmediğim Esat Yılmaer gitsin de yerine isterse Sweetheart gelsin razıyım" mi diyorsunuz?

İBRAHİM SETEN,
Bu yazıyı gece saat 03.00'te kaleme almıştım. Dolayısıyla bugün Vatan'da yer alan koşe yazınızı görmemiştim. Onu okuyunca sizi de bu gurur (!) listesine almadan edemedim. Demişsiniz ki "Ercan Saatçi'nin içinde filizlenen amatörce gazetecilik coşkusu"... Demek artık içinde gazetecilik coşkusu filizlenen kendini spor müdürü koltuğunda bulacak! O zaman hem sizin samimiyetinizi herkesin görmesi, hem de kötü niyetlilerin "İbrahim, Ercan'a yağ çekmiş" dememesi için, görevinizi içinde gazetecilik aşkı filizlenen bir amatöre devrediniz.

VE SAYIN MESLEK BÜYÜKLERİM,

Bu konuda sessiz kalmayan cesur azınlığı bir kenara koyuyor ve soruyorum... Birinin stajerlik yapmadan, muhabirlik yapmadan, haber kovalamadan, editör olmadan, hooooooooooop Spor Koordinatörü olmasına gıkını bile çıkarmayan gazeteci abilerim. Aynaya bakın bir, ne görüyorsunuz? 33 yaşında, kariyerinin başlarında genç bir gazeteci "MESLEK HAYSİYETİ ADINA" bunları yazıp da, gelecekteki pek çok iş kapısını kendi kendine kapatırken ve hatta kimbilir belki mevcut işini tehlikeye atarken; hala dut yemiş bülbül gibi susmaya utanmıyor musunuz?

CEM KUREL
Ligtv.com.tr Genel Yayın Yönetmeni

8 yorum:

FIRAT dedi ki...

Federasyon binası içinde ve mesai saatlerinde içilen biraların hem de kamera ile değil cep telefonu ile çekilmesinin yayınlanması nasıl gazetecilikse,FB TV için kameraların açık olduğu ortamda yapılan yayında edilen ağır küfürlerin yayınlanması da o kadar hatta daha büyük bir gazeteciliktir.Kim küfür etmiyor ki abicim siz etmiyor musunuz demekle geçiştirilecek bir olay değildir.Bu olay evinde özel konuşmada olur biri gizlice çeker o zaman ne derse haklı olur ama kamera ile program çekimi yapılırken bu olay yaşanıyorsa bu terbiyesizliktir,kimse kelime oyunu yapmasın.Başka ülkede olsa sokağa çıkacak yüzü olmayacak insanlar bu ülkede pişkinliğe devam eder.Çünkü bu ülkede herşey olursunuz rezil olmazsınız.Kimse Hürriyet sporun başında Kenan Doğulu olsun demiyor ADAM olsun yeter.

TANGO dedi ki...

Yanlız anlamadığım şey şu. Bir an için ünlü olduğunuzu ve bir programa kouk çağrıldığınızı düşünün. Çekim için o binaya girip çıkana kadar söylediğiniz her şey ve yaptığınız herşey programa dahil midir? Ve yayına girmeden önce söylenen herşeyde kayıt altına alınıp yayınlanmalı mı? Ercan Saatçi'ye yapılan budur. Adamlığını yada gazeteci kimliğini başkaları tartışabilir ama kendisine yapılan komplodur. Asla yayınlanmayacak görüntüler Fbtv den ayrılan kişilerce çalınıp günü geldiğinde yayınlanmak için saklanmış ve her ne hikmetse Hürriyet'e Spor müdürü olunca internete sızdırılmıştır. Bir de Ercan Saatçi'nin gazeteciliği veya müdürlüğü sonuna kadar tartışılabilir ama müzisyen kimliği için "elinde gitar sahilde kızlara şarkı söyleyen" diye bahsetmek fazlasıyla alakasız bir benzetme olmuş.

fabrizio dedi ki...

Ercan Saatçi'nin memlekette ne kadar seveni varmış...

unutmamalı ki tartışılan konu küfürden ziyade Türkiye'nin en 'büyük' yayın organında koordinatör unvanıyla çalışan bir zavallının yine Türkiye'nin 'büyük' sıfatına sahip bir kulübüne karşı taşıdığı düşünceler. Onun için rekabet, ettiği küfür kadar değer taşıyor işte. Bugün biraz adam olan bile o küfürü etmiyor rakip takımı tutan arkadaşına. seviyesi olmayanlar sadece küfre başvuruyor.

Bir de sanatçı kimliği savunmak var ki biz bu duruma abesle iştigal etmek gibi bir deyim kullanıyoruz. hani sen galibiyete gölge düşürmeyin diyorsun ya... Bu karaktersizin yaptıklarını da başka köşelerden çekerek kapatma! Kimse kapatmasın, bırakalım müzik ile uğraşsın...

TANGO dedi ki...

Bu memlekette gazetecilik mesleğini, spor servisi müdürlüğü konumunu önemseyen ne çok insan varmış. Yoktu belkide şimdi kazın ayağı değişince herkes gazetecilikten dem vuruyor. Dedik ya Ercan Saatçi'nin köşe yazarlığını, spor servisi müdürlüğünü tartışmıyorum. Herkes istediği gibi eleştirebilir. Ama ettiği küfürü bu boyutta tartışıp linç etmeye çalışanlara karşıda bende Ercan Saatçi'yi savunurum. Avukatız ya :) Bugün medyada Fenerbahçe'ye yada başka bir kulübe karşı Ercan Saatçi'nin Galatasaray'a beslediğini düşündüğünüz düşünceleri taşıyan ve önemli görevlerde o kadar çok insan var ki. Fatih Altaylı, Osman Tamburacı ilk aklıma gelenler. Ayrıca kim derseki Ercan Saatçi kumsalda kızlara gitar çalan biridir başka yerimle gülerim. Sezarın hakkı Sezara

TANGO dedi ki...

Küfürlü videoyu giriş sayfasından duyuran ultraslan.com sitesinin videoyu yerleştirdiği zeminin üzerinde " ibne basın bunu da yazın" yazıyor olması da nasıl bir çelişkidir Yarabbim. Küfür edeni afişe et üstüne küfür et. Suyundan da koy.

Adsız dedi ki...

Once Firat'a birsey soyleyecegim. Ingiltere'de boyle birsey olsa gulup gecerler buyuk ihtimalle. En azindan buradaki kadar uzerinde durulmayacagini rahatlikla soyleyebilirim. 2 seneden fazla gurbet ellerde spor izledim. Bizlerden farklilar ama futbolun ve TV yayinlarinin hayatin bir parcasi oldugunun farkindalar.

Ercan Saaticinin hurriyet sporun basina gecmesiyle ilgili dusuncelerimi video olayindan once bi yorumda aciklamistim.

Esas problem olan konu kifayetsiz ve soz konusu kendi takimi oldugunda beynine kan gitmeyen bir adamin bu pozisyona gelmesi. Adnan Aybaba veya Gokmen Ozdenak ta o pozisyona getirilseydi ayni tepkiyi verirdim.
Kendisi hem zeka hem de fanatiklik olarak Rambo'nun bi ust modeli oldugu icin karsiyim bu duruma.
Can Bartu gelseydi ayni goreve kim karsi cikardi? Sadece etbeyinli ultraaslan biraz kipirdanirdi... o kadar...

Bana gore muhabirlikten gelmemis bir kisi de spor servisi yonetebilir. Bu tartisma biraz profesyonel futbol oynamayanlar mac yorumlayamaz tartismasina benziyor. Rabbena hep bana durumlari...

Cem Kurel'in bence asil isaret etmek istedigi daha derin bir cikar agi... Bizim bloglarda cozemeyecegimiz kadar derin...
O yazi bize (halk kesimi) degildi zaten. Spor basinini harekete gecirmek icindi sanirim.

onur dedi ki...

@ Magnet

1. FBTV'den ayrılıp GSTV'ye geçen 5 kişinin o bandı "çaldığı" ithamı yapan FB spor kulübü tarafından ispatlanmalıdır. Aksi takdirde, hukukun temel prensibi olan "bir kişinin suçluluğu kanıtlanamadığı sürece suçsuzdur" yola çıkarak FB spor kulübü'nün aleyhine açılacak olan iftira davasının sonucunu göze alması gerekir. Aziz Yıldırım her zamanki gibi ortaya bir laf atmış (bknz: Efes olayı), kanıtlamakla uğraşmamış çünkü basına güvenmiştir.

2. Ercan Saatçi gibi bir konumda olmadığıma, TV kameraları yerine bir blog yorum sayfasına yazdığıma, herkes yaptığına göre sence sakıncası yoktur bu söyleyeceğimin: "FB'nin de taraftarının da am... ko..!" Beni de desteklersin değil mi?

TANGO dedi ki...

@onur
1- Fenerbahçe olayı fotoğraflarla ve isim vererek açıklamış bunu da resmi siteden yayınlamıştır. Bir ara girip bakarsan yasal yollara kimlerin başvurduğunu da okursun. Efes olayına federasyonun verdiği karar ortadadır. Kimsede bana 14 kişi içinden kura ile belirlenen 2 oyuncuda aynı anda doping maddesinin çıkmasını tesadüf olarak açıklayamaz inanmam. 4 sene istatistik okudum ona yazık. Ayrıca olayla ilgili tüm detayları açıklamış federasyonun ve kamuoyunun takdirine bırakmıştır. Tüm dünyada doping kullanan sporcuların spor hayatı bitirilirken bizde ki bu korumacılığıda anlamış değilim. Fenerbahçe kulübü kadar olup oyuncunun sözleşmesini fesh etme yürekliliğini bile gösterememişlerdir.
2- Senin o lafı arkadaşınla aranızda konuşurken söylemenle buraya yazmak arasındaki farkı anlatmakla, yada nasıl s.. Galatasaray'ı demekle Fb'ninde taraftarınında am...ko.. demenin arasındaki farkı izah etmekle vakit harcamayacağım. Tek söyleyeceğim o konuşma yayınlansın diye yapılmamışdır ama senin mesajını silmeyeceğim. Silmeyeceğim ki her okuyan Fenerbahçeli kulaklarını çınlatsın. Bakalım sen tek başına onlara yetebilecek yada tek başına hepsini idare edebilecek misin?
3- Blog ben ve arkadaşımın blogu. Keyif de bizim. mmükünse bizden uzak cehenneme yakın bir bloga yorum yaparsan bahtiyar olacağım.