6 Ağustos 2010 Cuma

Maçtan Geriye Kalanlar...

Geçilmesi gereken bir turdu ve geçildi.Maç elbette sahada kazanılıyor ama rakip Galatasaray'a göre çok düşük seviyede bir takımdı.Bu maça göre oyuncular için olumlu ya da olumsuz konuşmak yanıltıcı olur.Yabancı kaleci alınmayacak gibi bu sene ahlar vahlar ile geçecek belli.Dünkü kritik kurtarışları fikrimi değiştirmez.Aykut Galatasaray kalibresinde bir takımın birinci kalecisi olacak düzeyde değil.Olmadığı altı senedir belli ama hala kadroda.Yenilecek golleri inanılmaz çıkarıyor olmadık topları içeri alıyor.Bir nevi Hayrettin sendromu...Sabri ve Neill'ın yeri garanti.Servet gitmek ile kalmak arasında kalıp futbolu unutmuşZaten ağırdı iyice ağırlaşmış sürat anlamında.Hakan Balta'nın Neill ile birlikte oynayıp Çağlar'ın sol beke geçmesini tercih ederim.Orta sahaya transfer kesin olacak.Cana,yeni transfer ve Mustafa ilk tercih olur şu anda...Pino bir süre sonra Serdar'ın yerine 11 e yerleşir.Kewell mükemmel bir alternatif sol kanat ve forvet için.Zaten sezonda 35-40 maç aynı tempo oynaması zor.Saha kenarında ya da 11 de olması takımın havasını değiştiriyor.Baros'un sakatlığı daha fazla uzamaz umarım.Battal şu anda alternatif ama Türkiye'nin en iyi forveti Baros...Arda'ya saha içinde tüm takımın yardımcı olması lazım,topu ona atıp bakalım ne yapacak demek hem fizik olarak hem de kafa olarak yıpratıyor kaptanı...

Dün maçın en güzel ve konuşulacak yanı Cevad Prekazi idi...Yarım yarım Türkçesi ile ana dilinde konuşan pek çok yorumcudan daha bilgili ve samimiydi.Kanat kombinezonu ! bloklar arası bağlantı gibi argümanları kullanmadan sahadaki oyunu en yalın hali ile yorumladı.''İyi orta yarım goldür'' cümlesi benim için çok daha keyifli.
Galatasaray benim aşkım,Belgrad takımı ise işim diyerek niye efsane olduğunu bir daha gösterdi.
80 lerin efsanesi Prekazi,90 ların efsanesi Hagi,2000 lerin efsanesi Kewell olacak gibi...Mustafa Denizli ve Alp Yalman yönetimi ile sorunları olduğunu biliyorum zamanında ayrılırken.Ama hiçbir zaman Galatasaray'ı gazetelerde ya da televizyonda meze yapmadı kimseye.Hakan Ünsal'ın Hakan Şükür'ün Hasan Şaş'ın iyi futbolculuktan efsaneye niye dönüşmediğini bir kez daha anlıyoruz Prekazi'ye bakınca.Sakatlık döneminde kendine bakmayıp 100 kilo olan Hasan,takım ertesi sezon kendisi ile yollarını ayırınca ağlaşıyordu ekranlarda vefa diye.40 yaşına kadar oynamak isteyen ama takım onunla yolunu ayırmak isteyince her fırsatta eleştiri adı altında her mikrofona konuşan Hakan Şükür dönsün bir kariyerine baksın, Galatasaray dışında bir takımda var olabilmiş mi? Torino,İnter,Blackburn,Parma daki berbat performansları sonucu ona hep kapısını açan Galatasaray artık buraya kadar deyince vefasız öyle mi?Blackburn'de başarılı olamayıp Galatasaray'a tekrar dönen Hakan Ünsal futbolu bırakmayıp Çaykur Rize'ye gidip yerlerde sürününce futbolun onu bıraktığını anladı nihayet...Skibbe dönemi Benfica deplasmanında fark yiyeceğini düşünüp salladığı Galatasaray maçı orada 2-0 kazanınca Benfica eski gücünde değil diyecek kadar küçüldü gözümüzde tam Küçük Hakan oldu.
Herkes yaptığının bedelini ödüyor bu dünyada...Prekazi isminin yanına yazmak istemezdim bu futbolcuları ama yeri geldi tutamadım kendimi.Galatasaray taraftarı kimin efsane olduğunu çok net ortaya koyuyor zaten gösterdiği sevgi ve saygı ile.

1 yorum:

Ozan Bayrm dedi ki...

Aklımdan geçen herşeyi yazmışınız...hatta az bile yazmışsınız...Okan Buruk, Emre B. 'nin de ne terbiyesizlikler ne vefasızlıklar ve ihanetler de bulunduklarını da unutmamak gerek... Yarında Sabri, Servet, Ayhan gibi oyuncularda onlara benzerse hiç şaşırmayalım...