12 Mayıs 2010 Çarşamba

Vural Toplumun Aynası...

''Eğer Fenerbahçe, Galatasaray veya Beşiktaş takımlarından birinin teknik direktörü olsam, rakibim orta sahayı geçerse şerefsizim. Gelemezler. 50 bin kişiye ayakta maç seyrettiririm, bu kadar iddialı söylüyorum. Bu hikaye değil, bilgi birikimi."
Yılmaz VURAL
Belki hikaye değil ama bilgi birikimi olmadığıda kesin bu cümlenin içeriği gaz vermekten geçiyor.Bu ülke Daum'u Türkleştirdiği için başarılı oluyor,Terim üst seviyede Vural alt seviyede hep bu ''hadi aslanım'' ile başarılı oluyor.Hiddink,Tigana,Del Bosque vs. niye başarısız oldu bu ülkede biraz da bu açıdan bakmak lazım.Banu Yelkovan'ın yazısından bir bölüm aşağıda...
Wesley Sneijder, “Yarı final ilk maçı öncesinde Mourinho’nun maç konuşması iki gün sürdü” demiş. Oyuncularına, Barcelona’nın zayıf yönlerini tek tek anlatmış Jose Mourinho. Maçların motivasyonla kazanıldığı, oyuncuların sahaya “Allah yardımcınız olsun” diye uğurlandığı, yorumcuların “Teknik taktik önemsiz, önemli olan yetenek” diye ahkam kestiği bir ülkede anlaşılması ne kadar zor bir durum.Mourinho iki gün maç konuşması yapabiliyor ve o konuşmada rakibin zayıf yönlerine odaklanabiliyor. Bizdeki maç konuşmaları, bugüne kadar izleyebildiklerimizden yola çıkarak konuşuyorum, daha ziyade şu tatta: “Kendinize güvenin. Onlardan ne eksiğiniz var? Rakibin yıldızına adam markajı yapacağız. Ahmet, mevkini kaybetme. Mehmet kademeye gir...”Ne zaman kameralara kenardaki bir teknik direktörümüz yansısa, ya eliyle ileri çıkın işareti yapıyor, ya bir an evvel geri koşun paniğinde... Topun arkasına bi’geçtik mi alimallah bize bir şey olmaz!Bugünlerde gazetelerde öznesi Rijkaard olan bir dolu haber okuyoruz. En öne çıkan, Rijkaard’ın Galatasaray kadrosuna ‘yetersiz’ demesi herhalde. Vay efendim, ne cüretle! Sen bu kadro kaç paraya kuruldu biliyor musun? Oysa Rijkaard haklı. Galatasaray’ın kadrosu yetersiz. Fenerbahçe’nin de. Beşiktaş’ın da. Bu ülkedeki bütün futbol takımlarının da. Bu ülkenin yıldız futbolcusu 4-4-2’yi milli takımda öğrendiğini söylüyorsa, bir yerlerde feci bir yanlış yapıyoruz demektir. Her söyleneni hakaret kabul ederek, her şeyi paraya endeksleyerek, en ufak eleştiride dinlemeye anlamaya çalışmadan karşı saldırıya geçerek gelebileceğimiz nokta da en fazla budur. Yerli teknik direktörle yabancı arasındaki ne fark var diyordunuz? Yerli bu durumu bilir ve kabullenir, yabancınınsa kabullenmek için hiçbir mecburiyeti yoktur.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

cok guzel ozetlemissin ve bitirmissin yaziyi. Ben de Rijkaard hakkinda yazilanlardan cok rahatsizim. Elestirilerin de "ben Rijkaard yerinde olcam gs nin kadrosundan 2 farkli 11 yaratirim, biri 1. dieri 2. olur ligde" tadinda olmasi iyice bu ulke futbolundan sogutuyor beni.