6 Ocak 2011 Perşembe

İşgüzarlık...

Konu malum,Stad yapımında çalışan bir işçi başkanların stadı gezdiği sırada Galatasaraylı bir arkadaşı ile birlikte atkı açmış...Ne var bunda? Yere Yunan bayrağı serenlere Atatürk'ün cevabını hatırlıyorum...Vizyon sahibi olmak,başkalarının değer verdiği şeylere saygılı olmak başka şey...İşten çıkarılan bu işçinin Galatasaray ya da Fenerbahçe kulübü ile alakası yok.Bunun içinde Adnan Polat'a sallamak ayıp artık.Stad ile ilgili görevli bazı kişilerin işgüzarlığı bu...Cem Dizdar konu hakkında güzel bir yazı yazmış...


Bir emekçi, sadece tuttuğu takımın atkısını açıyor diye işten çıkartılıyor... Sanırım bu olayın gerisinde, stadyumları 'mabet', kutsal bir yer olarak tanımlamak yatıyor. İnsanların hayatlarında kutsal değerler vardır elbette ama her şeyi bir kutsal haline dönüştürünce bir akıl tutulması yaşanmaya başlanıyor.
Düşünsenize, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ya da diğerleri için kutsal yerler, statlar, renkler yaratılıyor. Sanırım bu da insanların akıl sağlığını zorluyor.
"Madem Türk Telekom Arena o kadar kutsal bir yer olarak görülüyor, o zaman Yıldırım Demirören ve Aziz Yıldırım o çimlere neden bastı?" sorusu geliyor insanın aklına ister istemez.

Şimdi o stadyumun yapımında emeği geçen herkes Galatasaraylı mı? Orada bir çok farklı siyasi görüşten, farklı takım aidiyetlerinden insanların emeği var. O Fenerbahçeli işçi arkadaş, Galatasaraylı arkadaşıyla birlikte atkı açtıysa bundan ne gibi menfi bir sonuç çıkabilir? Bunun kime zararı var? Bir adam çalıştığı yerde, "Buranın yapımında benim de terim var" dediği bir yerde kendi kavlince bir gülücük bırakmaya çalışıyor hayatına, hayatımıza... O iki işçi yan yana emek harcayıp o stada gidecekler için birlikte çalışmadı mı? Aslında mesele futbola bir oyun, kültür ve mizah olarak bakabilmekte. Futbol mizahtan uzaklaşınca paranoyak-şizofrenik tutumlar ortaya çıkıyor. Bu olay, Ahmet Kaya’nın şarkıda söylediği gibi “Nereden baksan tutarsızlık” durumu. Düşün ki, bu hastalıklı hal üzerine biz bile bir şeyler söyleyerek birbirimizi hasta ediyoruz... Ve devamında hastalık çığı gibi büyüyor!"
Cem Dizdar

1 yorum:

Mert Yetgün dedi ki...

Koyu Fenerbahçeli bakış açısıyla baktığın vakit;
" Yahu adam Fenerbahçeli. Emeği de geçmiş. Hadi onu bıraktım vergisini veren her bir Fenerbahçelinin de emeği var o statta. Dolayısıyla o arkadaşım göğsünü gere gere açar o atkıyı "
denebilir.
Objektif olabildiğin vakit ise ;
" Yahu eğer orası bir 'mabet' ve 'sarı-lacivert' yada 'sarı-kırmızı' bir nişan ise; birlikte açılmışlar, bunda ne gibi bir yanlışlık var?!?"
şeklinde değerlendirilebilir.

Nitekim kulüpler birliği ve Fenerbahçe Spor Klübü Başkanı aziz yıldırımın, Yıldırım Demirören ve diğer saygıdeğer klüp başkanlarıyla (klüpler birliği olarak) stadı ziyaret etmesi durumun ne kadar pozitif, yapıcıi kollektivist(?) bir düşüncenin eylemi olduğunu da göz önüne seriyor.
Pozitif hadiseler yerine negatif durumlar kritize edilirse eminim ki Türk Futbolu çok daha üst seviyelerde yerini alıcaktır.