13 Şubat 2011 Pazar

Xavi ve Barcelona Futbolu



Barcelona'nın topa hakimiyeti konusundaki üstünlüğünden bahsediyorsun. Şimdiye kadar Barcelona ve İspanya milli takımları dışında, bu kadar net bir şekilde, iyi veya kötü, kimlikle bağdaşmış takım görmediğimizi söylemeden edemiyoruz. Tamamen topa sahip olmakla alakalı. Ve bu sizin kimliğiniz, ve bu artık iyice üstünlük kurmaya dönüştü.

Şu anda dünya futbolu için referans noktasının Barcelona olması, İspanya olması gerçekten iyi. Bu bizim olduğu için değil ama öyle olduğu için. Çünkü bu hücum futbolu, tartışmaya açık değil, beklemiyoruz. Baskı kuruyorsun, topa sahip olmak istiyorsun, hücum etmek istiyorsun. Bazı takımlar paslaşmıyor veya paslaşamıyor. Ne için oynuyorsunuz ki o zaman? Amacınız ne? Bu futbol değil. Kombine et, topu gezdir. Futbol bu, en azından benim için. Başka hocalar için, bilmiyorum, mesela [Javier] Clemente için veya [Fabio] Capello için başka bir tür futbol var. Ama şimdi Barcelona'nın stilinin model alınıyor olması ve onlarınkinin alınmıyor olması iyi bir şey.

Ama kimileri İspanya'nın Dünya Kupası'nda sıkıcı olduğunu iddia ettiler. 1-0 kazanıp durdunuz.

Aslında tam tersi. Sıkıcı olan biz değildik, rakip takımlardı. Hollanda neyi aradı? Penaltıları. Veya kontraatakta Robben'i. Tabii ki sıkıcıydık, rakipler o hale getirdi. Paraguay? Ne yaptılar? Gerçekten çok iyi bir savunma sistemi kurdular ve şansın onlara gelmesini beklediler, duran toplardan. Havadan gelsin, boş top. Arkanda iki metre boyunda bir adam varsa ve o senin tependeyse bu insanların tahmin edebildiğinden daha zordur.

Peki çözüm ne?

Hızlı düşün, boşlukları ara. Benim yaptığım bu, boşlukları aramak. Bütün gün. Daima bakıyorum, bütün gün, bütün gün. [Xavi etrafa bakıyormuş gibi hareketler yapıyor, kafasını sağa sola oynatıyor]. Burası? Hayır. Orası? Hayır. Oynamamış olanlar her zaman ne kadar zor olduğunu anlayamıyor. Boşluk, boşluk, boşluk. PlayStation'da olmak gibi. Ben düşünüyorum da, kahretsin, savunma burada, oraya oyna. Boşluğu görüyorum ve pası veriyorum. Yaptığım bu.

Bu Barcelona modelinin yüreğinde ve kulüp içerisinde hep bu var değil mi? Madrid'i yendiğinizde ilk onbirinizdeki sekiz oyuncu altyapı ürünüydü ve bu senenin Altın Top ödüllerinin üç finalisti de yine öyle, Lionel Messi, Andres Iniesta ve sen.

Bazı gençlik akademileri kazanmayı umursar, biz eğitimi umursarız. Kafasını kaldırıp pası ilk seferinde gönderen bir çocuk görürsün, bom, ve düşünürsün 'Evet, bu çocuk olur." Onu getir, eğitelim. Bizim modelimiz Cruyff tarafından yerleştirildi, bu bir Ajax modelidir. Bu hep rondolarla [5'e 2, ortada sıçan] alakalıdır. Rondo, rondo, rondo. Her-bir-gün. Olup olabilecek en iyi idmandır. Sorumluluğu öğrenirsin ve topu kaybetmemeyi. Topu kaybedersen ortaya geçersin, hep tek pas. Ortaya geçersen bu küçük düşürücüdür, diğerleri seni alkışlar ve sana gülerler.

Takım arkadaşın Dani Alves demişti ki, koşu yoluna pas atmazmışsınız, takım arkadaşlarınızın belli bir alana gelmek zorunda kalması için o koşuyu yapıyormuşsunuz. "Xavi" demişti, "gelecekte oynuyor."

Kolaylaştırıyorlar. Benim futbolum pas yapmaktır ama eğer bende Dani, Iniesta, Pedro, Villa varsa... çok fazla seçenek var. Bazen ben bile kendi kendime düşünüyorum, bilmem kim çok sinirlenecek çünkü üç pas yaptım ama hâlâ topu ona vermedim. Bir sonrakini Dani'ye vermeliyim çünkü daha şimdiden kanattan üç kez bindirme yaptı. Leo [Messi] işin içine dahil edilmezse, canı sıkılıyor gibi oluyor... ve bir sonraki pas onun.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

The Guardian gazetesinden Sid Lowe, Xavi ile röportaj yapmış...Türkçe çevirisi Barış Gerçeker'e ait...Eline sağlık diyelim.Barcelona'nın oynadığı inanılmaz futbolun felsefesini anlatmış Xavi röportajda.Önemli bölümlerini alıntı yaptım.

Hiç yorum yok: