14 Ekim 2015 Çarşamba

Türkiye Fransa 2016'ya Gidiyor.


Kalan son 2 maçlar öncesi işimiz hiç kolay değildi ama öncesinde aldığımız 3-0'lık Hollanda galibiyeti ile ipler bizim elimize geçmişti.
Benim kişisel öngörüm zor maçları,final maçları genelde iyi oynuyoruz bir şekilde 2 maçta 4 puan alır,play off maçlarına çıkarız şeklindeydi.Çek Cumhuriyeti ve İzlanda'nın bu dönemde finalleri garantilemesi en büyük şansımızdı diyelim.Çek maçının ilk düdüğünden İzlanda maçının son düdüğüne kadar herşey bizim istediğimiz gibi gitti,yok böyle şans.
Ben Çek maçından 1 puan sonra evimizde İzlanda maçından 3 puan beklerken her iki maçta 3'er puanla bitti.Ancak Çek maçı 1 puan olsa ve İzlanda maçına mutlak 3 puan için çıkıyor olsak işimiz psikolojik olarak çok daha zor olacaktı bu dünkü maç içinde belli oldu.
Maça ben olsam Mehmet Topal-Gökhan Töre-Cenk Tosun ile başlarım demiştim ama Terim Sahte 9 numaralı 4-6-0 dizilişi ile başladı.
İzlanda'da iddiası olmadığı için kazanmak için saldırmayınca oyunu genelde elimizde tuttuk ancak topu rakip ağlara bırakacak forvetsizlik sıkıntı yarattı.
Hollanda sahasında bir anda 0-3 ile dağılınca kazanmak ya da kaybetmek fark etmiyordu artık...Play Off cepteydi zaten.Ama kırılma anı Kazakistan'ın Letonya deplasmanında 0-1 ile öne geçmesi ile oldu ve takım en iyi 3. lük için saldırmaya başladı.Şans yüzümüze 89. dk. da Selçuk'la güldü.
Dün Hakan Çalhanoğlu sahadan çıkmamış olsa son dakikada topun başına büyük ihtimal Selçuk İnan değil o geçecek ve belki vuruşu üstten dışarı gidecekti...Hayat & Futbol bu kadar mı benzer...Şans,kader,tesadüf ne derseniz deyin.

Hiç yorum yok: