İnsan yaşadığı yerin futbol takımın başına çocukluk arkadaşı gelince ne hisseder?
Gurur? Sevinç? Başarılı olmasını çok daha fazla istemek? Yaşlandığını düşünmek? Galiba hepsi...Karşıyaka'nın yeni teknik adamı Cüneyt Dumlupınar...Laf olsun diye değil gerçekten doğma büyüme Karşıyakalı.Aynı apartmanda yıllarca oturduk, birlikte çok maç yaptık...Tabii ki biz 80'li yıllarda çocuktuk.O zamanlar laptop,I Pad,Akıllı telefonlar,Play Station, X Box falan yoktu...Çocuklar çıkar sokakta futbol oynardı.
Yıllardır bir çok teknik adamla beraber çalışıp en sonunda geçen sezon Kayserispor'u 1. lig gibi bana göre çok zor bir ligde şampiyon yapıp Süper lige çıkardıktan sonra artık Karşıyaka'nın başında.Yolun açık olsun kardeşim.
Aşağıda Four Four Two dergisinin kendisi ile yaptığı röportaj var.Okumanızı tavsiye ederim.
Kayserispor’u zirveye taşıyıp liglerin en genç şampiyon hocası olan Cüneyt Dumlupınar, artık çocukluk aşkı Karşıyaka’nın Türk futbolunda yer edinmesi için uğraşacak…
Yaşadığınız sakatlık sebebiyle futbol hayatınız erken noktalandı. Peki nasıl bir futbolcuydunuz?
Lisede yer aldığım turnuvalarda gol kralı oluyordum. Sonra Karşıyaka altyapısında 14-16 yaşlarındayken PAF takımıyla maça çıkıyordum. Bir maçta aldığım darbe sonrası ciddi bir sakatlık geçirdim. Ameliyat olmadan devam etmeye çalıştım ama baktım olmuyor, Spor akademisi sınavlarına girdim.
Lisede yer aldığım turnuvalarda gol kralı oluyordum. Sonra Karşıyaka altyapısında 14-16 yaşlarındayken PAF takımıyla maça çıkıyordum. Bir maçta aldığım darbe sonrası ciddi bir sakatlık geçirdim. Ameliyat olmadan devam etmeye çalıştım ama baktım olmuyor, Spor akademisi sınavlarına girdim.
Rıdvan Dilmen’in Karşıyaka’yı çalıştırdığı dönemde antrenörlüğe başladınız. Size nasıl ulaştı?
Bir gün tamamen kendi isteğimle Manisaspor’un maçını izleyip yaptığım analizi hocaya sunmuştum. Kulüpte çalışmıyordum ama içinde sayılırdım. Maç sonrası Rıdvan hoca otobüste beni çağırıp yanına oturttu. Raporumu çok beğendiğini söyleyip “Gel bizimle çalış” dedi.
Bir gün tamamen kendi isteğimle Manisaspor’un maçını izleyip yaptığım analizi hocaya sunmuştum. Kulüpte çalışmıyordum ama içinde sayılırdım. Maç sonrası Rıdvan hoca otobüste beni çağırıp yanına oturttu. Raporumu çok beğendiğini söyleyip “Gel bizimle çalış” dedi.
Genç yaşta bu işe girmek sizin için avantaj mıydı, yoksa dezavantaj mı?
Herhangi bir sıkıntı yaşamadığımı söyleyebilirim. Ben zaten genç ama tecrübeli bir antrenörüm. Bu işte iletişime çok önem veriyorum ve bugüne kadar oyuncularımla gayet sağlıklı ilişkiler kurdum. Mesela Kayserispor’da yaşı bana yakın birçok tecrübeli isim vardı. Onları oyuncum olarak değil, yardımcı antrenörüm olarak görüyordum. Doğru ilişkiyi kurduktan sonra yaşın bir önemi kalmıyor.
Bu sezon Kayserispor’u şampiyon yapıp Süper Lig’e çıkardınız. Ayrılmak sizin kararınız mıydı?
Başkanlık seçimi vardı ve yeni bir yönetim göreve geldi. Böyle olunca önce genel menajer Süleyman Hurma, ardından da ben doğru olanı yapıp önlerini açmak için görevden ayrıldık.
Başkanlık seçimi vardı ve yeni bir yönetim göreve geldi. Böyle olunca önce genel menajer Süleyman Hurma, ardından da ben doğru olanı yapıp önlerini açmak için görevden ayrıldık.
Karşıyaka doğumlu biri olarak bu kulübü çalıştırmak sizin için ne anlam ifade ediyor?
Ne kadar gurur duyduğumu anlatamam. Burada doğup büyümüş biri olarak bu göreve getirildiğim için son derece mutluyum. Tabii duygusallık ile profesyonelliği karıştırmamak gerek. Camia olarak ortak bir hedefe odaklandık ve buna ulaşmak için varımızı yoğumuzu ortaya koyacağız. Basketbol takımımızın bu sezonki şampiyonluğu bize ilham verdi ve bunu motivasyona çevirip biz de Karşıyaka’yı Süper Lig’e çıkartmayı hedefliyoruz.
Ne kadar gurur duyduğumu anlatamam. Burada doğup büyümüş biri olarak bu göreve getirildiğim için son derece mutluyum. Tabii duygusallık ile profesyonelliği karıştırmamak gerek. Camia olarak ortak bir hedefe odaklandık ve buna ulaşmak için varımızı yoğumuzu ortaya koyacağız. Basketbol takımımızın bu sezonki şampiyonluğu bize ilham verdi ve bunu motivasyona çevirip biz de Karşıyaka’yı Süper Lig’e çıkartmayı hedefliyoruz.
Teknik direktörlükte en çok hangisinin önemli olduğunu düşünüyorsunuz: Teknik-taktik, fizik ya da psikoloji?
Hepsi aynı derecede önem taşıyor. Bazen biri doğal olarak öne çıkabiliyor ama genel olarak hepsi tek tek son derece mühim. Futbolu bir bütün olarak düşünüp buna göre davranmalısınız. Bu farkındalık duygusunun çok önemli olduğuna inanıyorum.
Peki teknik adamlığınızda en çok neye dikkat ediyorsunuz?
Detaylara önem veririm. Mücadele gücü yüksek, her zaman en iyi şekilde motive olarak sahaya çıkan ve zor gol yiyip bol gol atan takımlar yaratmaya çalışıyorum. Futbol sürekli değişen ve gelişen bir oyun. Hiçbir şey yerinde saymıyor. Elbette örnek aldığım teknik adam ve takımlar var ama bunlar bana özel bir şey değil. Mesela herkes Barcelona gibi bir takıma sahip olmak ister! İyi oyuncuyla her şeyi çok daha kolay yaparsınız.
Detaylara önem veririm. Mücadele gücü yüksek, her zaman en iyi şekilde motive olarak sahaya çıkan ve zor gol yiyip bol gol atan takımlar yaratmaya çalışıyorum. Futbol sürekli değişen ve gelişen bir oyun. Hiçbir şey yerinde saymıyor. Elbette örnek aldığım teknik adam ve takımlar var ama bunlar bana özel bir şey değil. Mesela herkes Barcelona gibi bir takıma sahip olmak ister! İyi oyuncuyla her şeyi çok daha kolay yaparsınız.
Gelecek planlarınız neler? Kariyerinizdeki bir sonraki basamak olarak nereyi görüyorsunuz?
Türk futboluna tüm gücümle hizmet etmeyi amaçlıyorum. İster milli takım olsun, ister yurt dışında bir kulüp… Kısa, orta ve uzun vadede tek hedefim, bu ülkeye futbol alanında hizmet vermek.
Türk futboluna tüm gücümle hizmet etmeyi amaçlıyorum. İster milli takım olsun, ister yurt dışında bir kulüp… Kısa, orta ve uzun vadede tek hedefim, bu ülkeye futbol alanında hizmet vermek.
1 yorum:
Malatya Haber Olarak Sizi Takip Ediyorum Başarılarınızı Diliyorum İyi Bloglamalar :)
Yorum Gönder