''Bizim kariyerimiz iki sene Akşam, dört sene Tercüman, üç sene Fotogol.Senin eleştirdiğin adamsa sekiz sene Milan, beş sene Barcelona, iki sene Hollanda”Rijkaard'a sallayanlara Köyün Delisi sallıyor.
Kanattan Sıfıra İnip Ortayı Keserim...
''Bizim kariyerimiz iki sene Akşam, dört sene Tercüman, üç sene Fotogol.Senin eleştirdiğin adamsa sekiz sene Milan, beş sene Barcelona, iki sene Hollanda”
Bugün bir çok internet sitesinde goller değil bir asist konuşuldu. Real Madrid deplasmanda 3-1 yendi Deportivo'yu...Guti asist kralı değil ama asistin kralını yaptı maçta...
Yolun açık olsun Nonda demiştik...Galatasaray kulübü vefasız ! diyenlere inat güzel bir jest yapmış Nonda'ya.Adam gibi geldi adam gibi gitti yani...Avrupa'da başarılı olmayı beceremeyince her defasında onlara tekrar kapısını açan (Hakan Şükür,Hakan Ünsal) ve Avrupa'ya gitmeye belki cesaret edemeyen belki de burada kazandığı parayı kazanmayacağı için gitmeyenler (Hasan Şaş) adam gibi veda edemedilerse dönüp aynaya bakacaklar nerede hata yaptık diye.
Ne zaman başkan oldun da ne zaman büyük başkan oldun diye sorarlar adama.Fatih Terim'in çakması yalakalık yapsaymış...Sonra bir de soruyorlar Milli takımın başına niye yerli teknik adam gelmiyor diye.Meslektaşının kovulmasını bekleyen ve gelene ağam gidene paşam diyen adamlar soruyor bu soruları.
Lincoln rüyasına yatan Skibbe,Halil ile uyandı.Bundesliga'da kalkmak için şartları zorluyor Altıntop kardeşler.Bayern Münih'te eski günlerini arayan Hamit'in ikizi Halil, Schalke o4 takımında kadroya giremeyince soluğu Frankfurt'ta aldı.
Herkesin geçmişinde vardır böyle bir bomba fotoğrafı...Gençliğinde Ziya Doğan'ın Surinam şubesi gibiymiş...
Elano: Jo bak kim gelmiş...
Borges blogunda Dos Santos değerlendirmesi yapmış.Dikkate değer...
"Robinho için Santos takımı ile anlaşma aşamasına geldik. Sezon sonuna kadar orada forma giyecek, sonrasında tekrardan aramıza dönecek. Bu transferin sonuç kazanmasının uzama sebebi bu konuda Galatasaray ile yapılan transfer görüşmeleriydi. Robinho hala benim oyuncum ve sezon sonu onu en hazır bir biçimde takımımda görmek istiyorum''
29 Ocak Cuma
Dünün esprisi bir arkadaşımdan geldi...''İstanbul'da 3.köprü artık yapılmaz,Nonda gitti ! '' Şaka bir yana Monaco'da tavan yapan kariyeri yaşadığı ağır sakatlıklar sonrası B.Rovers ve Roma'da düşüşe geçmişti.İlk geldiği sezon attığı 11 golle şampiyonlukta önemli bir paya sahipti.Yapılan yeni transferler sonrası sözleşmesi bitirilmek istenen ilk oyuncuydu ancak Kewell'ın beklenmedik sakatlığı gündemi değiştirmişti bir süre.Geçen sene berbat bir performans göstermesine rağmen devre arası yaptığı sözleşme onu sezon sonu takımda bırakmıştı.Bu sezon attığı 16 gol iyi bir istatistik olsa da zaten 4 ay sonra yollar kesin olarak ayrılacaktı.Rijkaard'ın futbol felsefesi Nonda değil Baros tipi forvet üzerine kurulu.Rakip defansı yıpratacak ya da topu alıp gidecek gücü artık maalesef yok.A.Madrid maçlarında kalsa da verimli olacağı düşünülmediğinden yollar ayrıldı.
Türkiye'de attığı goller içinde en akılda kalan bu kuşkusuz.O kafayı sadece o değil tüm Galatasaraylılar vurup,Fenerbahçe'nin şampiyonluk ümidini ASY nin çimlerine gömmüştü.
Hayat tercihlerimizden oluşuyor zaten.Düşünüldüğünde gitmesi gereken Nonda idi ve sonuçta öyle oldu.Hem duygusal hem de mantıksal olarak istenilen oldu.
Yaşadığı ağır sakatlıklar futbol düzeyini yukarıya değil aşağıya taşıdı.Marsilya'dan Chelsea'ye giden Drogba seviyesine çıkacak potansiyeli Monaco'da gol kralı olduğu dönemde vardı ama hayat ona farklı bir yol çizdi.Kaçırdığı her gol,ezdiği her topu unuttum bugün.Futbolu iyi bilen,düzgün yaşayan,örnek bir sporcu profili çizdi Galatasaray'da, yolu açık olsun.
Yapılan yeni transferler sonrası yabancı kontenjanın da yer açmak için günlerdir kim gitsin deniyordu.Sürpriz sakatlığı sonrası,Adnan Polat'ın yaptığı Kewell'ın geri dönüş süreci uzayabilir açıklaması kamuoyunu hazırlama gibi algılandı.Herkes bir şey söyledi,elim gitmedi bir şey yazmaya gitmesini hiç istemediğim için.Bugün yapılan açıklama tüm Galatasaray taraftarının keyfini yerine getirdi bence.Hagi'den sonra kimse bu kadar sevilmemişti.Söylediğimin mantığı yok biliyorum ama şampiyon olmayalım Kewell kalsın o derece yani.Taraftarın yaptığı baskı değil yönetim ve teknik kadronun olayı aklı selim değerlendirmesi sonucu bu kararın çıktığını düşünüyorum.Nonda özellikle iki sezondur artan sakatlık problemleri,sahadayken bir türlü dönmeyen beli ve topları ezmesi ile verimliliği çok düşmüştü.Şu anki form durumu ve fiziksel yapısı ile A.Madrid maçlarında faydalı olacağını tahmin etmiyordum.Kewell her röportajında;Burada kalmayı çok isterim fakat benim dışımda gelişen olaylar burada kalıp kalmayacağımı belirleyecek dedi...Basının uydurduğu gibi yönetimin bir senelik sözleşme önerdiği,Kewell'ın iki,üç senelik sözleşme istediği falan hikaye.Bu adam 13 sene Premier ligde oynadı.Hayatının sonuna kadar yetecek parası vardır.Kewell,Rijkaard,Fatih Terim kalibresinde adamlar bu işi yapmaya devam ettiği sürece hak ettiği parayı alır,ancak hiç birinin paraya direkt ihtiyacı yoktur.Bu adamın tek sıkıntısı üç çocuğu ve eşinden uzak olması.Galatasaray'dan sezon sonu ayrılırsa gideceği tek ülke Avustralya'da değil İngiltere olur.Benim 22 gün önce yeğenim oldu sürekli özleyip fotoğraflarına bakıyorum,bir babanın üç çocuğundan aylarca uzak kalması ne demektir baba olanlar cevap versin.Türkiye'ye gelme sebebi Liverpool'da yaşadığı uzun sakatlıklar sonrası artık oynayamaz diyenlere bir meydan okumaydı biraz da.Reklam filminde dediği gibi her düştüğünde tekrar ve daha güçlü kalktı yerden.90 dk. oynayamaz diyenlere ligin ilk yarısı ard arda oynadığı 90 dk.lar ve attığı gollerle cevap verdi sahada.Evet sahada...Yönetimle,teknik ekiple,arkadaşlarıyla,taraftarla,hakemle,rakiple herkesle iyi diyalog kurdu.Kimsenin ne kalbini kırdı ne de kulis yaptı.Sadece çıktı ve sahada yapabileceğinin en iyisini yaptı.Üç kuruşluk futbolcu eskileri bile sadece onu, ağızlarına sakız yapamadı.
Kewell'ı biraz tanıdıysak ne para için gider ne de para için kalır.Sadece ailesi ile oturup yapacağı görüşme belirler geleceğini.Bir tarafta onu seven milyonlarca taraftar,diğer tarafta onu seven ve yanlarında olmasını isteyen bir eş ve üç çocuk.Bu son olaylar sonrası ayrılsa çok üzülürdüm,ama sezon sonu kararı ne olursa olsun sevineceğim.Bugüne kadar Galatasaray Store'dan aldığım forma vb. ürünlerden 1 kuruş Kewell'ın cebine girdiyse şimdiden helal olsun.
Giovani dos Santos Ramírez, 11 Mayıs 1989’da Meksika'nın Monterrey şehrinde doğdu. Henüz 13 yaşındayken FC Barcelona Futbol Akademisi La Masia’ya katılan Giovani, 2002 ila 2006 yılları arasında altyapı kategorilerinde gösterdiği başarılarla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.2005 senesinde Peru’da düzenlenen FIFA U17 Dünya Şampiyonası’nı zirvede tamamlayan Meksika’nın yıldızı olarak ön plana çıkan genç futbolcu, organizasyon boyunca gösterdiği büyük başarıdan dolayı Brezilyalı Anderson’un ardından turnuvanın en iyi ikinci oyuncusu seçildi ve ‘’Adidas Silver Ball’’ ödülüne layık görüldü. 2007 yılında bu defa FIFA U20 Dünya Kupası’nda Çeyrek Final’e yükselen Meksika’nın en önemli oyuncusuydu. Giovani, attığı üç golün yanı sıra, sergilediği performansla turnuva sonunda ‘’Bronze Ball’’ ödülünün de sahibi oldu. Kanada’daki şampiyonanın hemen öncesinde Barcelona’nın hazırlık kampı kadrosuna katılan oyuncu, U20 Dünya Şampiyonası sonrası A Takım bünyesinde forma giymeye devam etti. Dönemin Barcelona Teknik Direktörü Frank Rijkaard tarafından 2 Eylül 2007 günü oynanan Athletic Bilbao karşılaşmasında Thierry Henry’nin yerine maça dâhil edilen Giovani dos Santos, 18 yaşında La Liga kariyerine başladı. 2007-08 sezonunun son haftasında Murcia’ya karşı hat-trick yapan genç Meksikalı, bir sonraki sezon için İngiltere’nin Tottenham Hotspur takımına transfer oldu. 2008-09 sezonunun ikinci yarısında Championship ekiplerinden Ipswich Town’a kiralandı. Buradaki başarısının ardından Tottenham Hotspur’a geri dönse de, beklediği süreleri bulamadı.
Kısa kariyerine önemli başarılar sığdıran Dos Santos, 18 yaşında taşımaya başladığı Meksika Milli Takım formasıyla çıktığı 22 maçta 5 gol atarken; 2009 yılında CONCACAF Gold Cup’ta şampiyonluğa ulaşan kadroda da yer aldı. Turnuvanın final maçında ABD’yi 5-0 mağlup eden Meksika’nın gollerinden birinin altına imzasını atan 1.74 metre boyundaki yıldız oyuncu, hücum bölgesinin her alanında görev yapıyor. Olağanüstü hızı ve tekniği ile dikkat çeken Giovani dos Santos Ramírez, artık Galatasaray’ın başarısı için mücadele edecek.
Geçen sene Figo Aydın diye bir yazı yazmıştım...http://iyiortagololur.blogspot.com/2009/02/figo-aydn.html Belki beklentiler çok yükseğe kondu şimdi ne yapsa beğenmiyoruz belki de olabileceğinin onda biri olmadan bırakacak seneler sonra futbolu Aydın...Dayanıklılık,devamlılık ve hırs konusunda eksiği olduğunu artık kendisi hariç herkes kabul eder herhalde.Emre Aşık ise 1995 zamanlarında çok salladığım,büyük takım topçusu değil diye eleştirdiğim biriydi.15 sene olmuş o günden bugüne.Kart görmeye hazır kontrolsüz girişleri,kısıtlı yeteneği ile pek tutmadığım bir futbolcuydu o zamanlar.FB,BJK ve GS de uzun yıllar kendini bozmadan kariyerine devam etti.Disiplini,yedek olmayı sorun etmemesi,görev verildiğinde çıkıp elinden geleni yapması ve kendine iyi bakması ile artık çok takdir ettiğim biri kendisi.Bugün onu tanımayan birine 37 yaşında desek inandırmak zor.27-28 yaşında görüntüsü ne ise yine o.Zaten hiçbir zaman hızlı değildi.Fiziksel dayanıklılığından kayıp olmuştur tabii ki yıllar geçtikçe ancak hala lig maçı,Avrupa maçı demeden görev verilince maksimum fayda sağlamaya çalışıyor.
Her ikisininde sezon sonuna kadar fayda sağlayacağına inanıyorum.Jo seneye burada olur mu bilemem,ancak Neill en az üç sene için çok yerinde bir transfer oldu.Haziran'da Dünya kupası olması ilgili ülkelerin tüm milli oyuncularının performansını direkt etkiliyor.
Gana-Nijerya
Cezayir-Mısır
En az bir sürpriz bekliyorum demiştim,iki oldu.Fildişi Sahili ve Kamerun evine döndü.Cezayir-Gana finali aklımdan geçiyor.Mısır otoritelerin favorisi ancak özellikle Fildişi Sahili karşısında izlediğim Cezayir'in akıl dolu,sakin oyunu beni etkiledi,finale çıkarsa şaşırmam.
26 Ocak Salı
Harry Kewell & Milan Baros : 2003-2005, Liverpool
Dün akşam bir yandan İnter-Milan maçını izlerken bir yandan da Keita nedeni ile Fildişi Sahili-Cezayir maçını izledim Eurosport'tan...Çeyrek finallerde bekleğim sürpriz bu maçta geldi ve turnuvanın favorisi Fildişi Sahili 3-2 yenilerek elendi.Üzülmedim çünkü Keita'nın yolunu gözlüyordu Galatasaray.Fildişi Sahili olağanüstü bir takım.Kalou,Toure,Keita,Gervinho,Drogba vs.hepsi birer yıldız.Fizik gücü inanılmaz olan makine gibi 11 adam var sahada resmen.Onlar bana kalırsa Afrikanın Hollanda'sı...Her turnuva öncesi şampiyonluk favorisi ama sonunu getiremiyorlar.
"Herşeyimizi ortaya koyduk, bu maçı ancak sahada 6 kişi kalsaydık kaybederdik. 7 kişi kalsak bile bu maçı kazanırdık. Her açıdan harika oynadık. Ilk dakikadan daha iyi takım olduğumuzu herkese gösterdik." 
Caner öyle bir futbol oynadı ki,Kewell'ın sakatlığına üzülen taraftarın gönlünü aldı resmen.Rusya'dan alışık olmalı karlı sahalara...Takımın en efektif oyuncusuydu.Kiralık oyuncunun avantajı uyum sağlayamazsa gönderiyorsun.Bu kadro yapısı ve Rijkaard'ın elinde iyi olacağı belliydi.Bonservisi 4-5 milyon Euro seviyesinde olmalı ve takıma kazandırılmalı bana kalırsa.22 yaşında ve mevkisinde Kewell sonrası en iyi olabilecek potansiyeli var.
Maçta puan kaybı olsa,kaçırdığı penaltı başını çok ağrıtırdı.Penaltı atışı nasıl kullanılmaz konusunda ders verdi.Ortaya vuruyorsan tavana çakarsın.Kaleci yattı ve tesadüfen ayaklarına çarpan top gol olmadı.