31 Ocak 2010 Pazar

Rijkaard'ı Eleştirenler Kim?

''Bizim kariyerimiz iki sene Akşam, dört sene Tercüman, üç sene Fotogol.Senin eleştirdiğin adamsa sekiz sene Milan, beş sene Barcelona, iki sene Hollanda”
Rijkaard'a sallayanlara Köyün Delisi sallıyor.

Guti'den Süper Asist

Bugün bir çok internet sitesinde goller değil bir asist konuşuldu. Real Madrid deplasmanda 3-1 yendi Deportivo'yu...Guti asist kralı değil ama asistin kralını yaptı maçta...

Güzel Bir Veda

Yolun açık olsun Nonda demiştik...Galatasaray kulübü vefasız ! diyenlere inat güzel bir jest yapmış Nonda'ya.Adam gibi geldi adam gibi gitti yani...Avrupa'da başarılı olmayı beceremeyince her defasında onlara tekrar kapısını açan (Hakan Şükür,Hakan Ünsal) ve Avrupa'ya gitmeye belki cesaret edemeyen belki de burada kazandığı parayı kazanmayacağı için gitmeyenler (Hasan Şaş) adam gibi veda edemedilerse dönüp aynaya bakacaklar nerede hata yaptık diye.

30 Ocak 2010 Cumartesi

Tek Rakibi Değil,Stratejik Ortağı...


Eskiden alçaktan uçanlar tek rakibim THY derlerdi.Yüksekten uçan Barcelona sponsorluk anlaşması portföyüne THY ekledi,bir süre önce.6 Cups in one season...

BÜYÜK Başkan !

Ne zaman başkan oldun da ne zaman büyük başkan oldun diye sorarlar adama.Fatih Terim'in çakması yalakalık yapsaymış...Sonra bir de soruyorlar Milli takımın başına niye yerli teknik adam gelmiyor diye.Meslektaşının kovulmasını bekleyen ve gelene ağam gidene paşam diyen adamlar soruyor bu soruları.

Halil Altintop E.Frankfurt'ta...

Lincoln rüyasına yatan Skibbe,Halil ile uyandı.Bundesliga'da kalkmak için şartları zorluyor Altıntop kardeşler.Bayern Münih'te eski günlerini arayan Hamit'in ikizi Halil, Schalke o4 takımında kadroya giremeyince soluğu Frankfurt'ta aldı.

Değişim Süreci

Herkesin geçmişinde vardır böyle bir bomba fotoğrafı...Gençliğinde Ziya Doğan'ın Surinam şubesi gibiymiş...

29 Ocak 2010 Cuma

El Elden Üstünel !

Elano: Jo bak kim gelmiş...
Jo: Baba bu Haldun çok tehlikeli
Dos Santos:Havaalanında Robinho'yu gördüm Brezilya'ya gidiyorum,söz vermesem gelirdim dedi.

Dos Santos Transferinin Getirisi...

Borges blogunda Dos Santos değerlendirmesi yapmış.Dikkate değer...

''Benim kadar bu oyuncunun transferine sevinen insan yoktur. Nedeni de sudur: Potansiyel acisindan bir Messi almistir Galatasaray. Ihtimal ya elinde de patlayabilir, olabilir. Lakin kazancli cikarsa dünya yildizini kadrosunda bulundurabilir. Lincoln'den Elano’suna,Jo'sundan Neill'ine kadar yapilan bütün transferlerden en önemli farki icerisinde tasidigi potansiyelin hepsinden fazla olmasidir. Biz artik cok iyi biliyoruz ki o potansiyel hicbir sekilde gün yüzüne de cikmayabilir.Benim özellikle gencleri daha yakindan takip ettigim dönemde üzerine egildigim ve hatta yazi yazdigim, Barcelona B takimindaki manyakliklarini onlarca kez izledigim bir oyuncudur. Dönemin yildizlari arasinda cok fazla tuttugum Bojan Krkic, Eden Hazard, Fran Merida gibi isimlerin hepsine tercih edebilecegim bir yetenek idi.. Rijkaard parlatmamistir hali hazirda A takimina cikmadan pek cok insanin konustugu futbolcuydu zaten.. Messi gibi.!Bana göre potansiyeli Robinho'dan kat ve kat fazla olan oyuncudur lakin gerekli kosullar olusmasi gerekir, o Türkiyede gerceklesir mi muammadir elbette.. Siradisi bir yetenek oldugu asikardir. Diego'da Porto'da hicbir sey yapamadi.. Fran Merida kac yildir Arsenal'in rezervinde cikis saglayamadi ama benim hala ondan umudum vardir.. Eden Hazard, Krkic kadar yetenekli bir isim olmamasina ragmen bugün oldukca iyi isler cikariyor zira ondan belki de daha güzel kosullara sahip olmustur. Messi Barcelona degil de Arjantin Milli takimi gibi bir ortamin icerisinde olsaydi bugün Dos Santos'dan daha farkli olmayacakti belki de konumu.. Dos Santos dünya capinda bir yetenektir. Ve ben sadece onun hakettigi konuma Galatasarayda gelebilme ihtimaline dahi dügün bayram edebiliyorum.. 32-33 ve hatta 35 yasinda Messi, Ronaldinho olmadi Maradona, Pele gelecegine Dos Santos gelsin, bu sekilde bir politika izlensin taraftariyimdir ezelden. Zira bu adam gerekli seviyeye ulasirsa size sadece futbol olarak degil ciddi bir ekonomik kazanc da saglayacaktir.Galatasaray bugün kendisine bir yol cizdi. Bu yol üzerinde adim adim gider iken bütüne vakif olamiyoruz. Sonuclari ancak ilerleyen zaman icerisinde elde ettigimizde bir elestiri ya da övgüde bulunabiliriz. Feldkamp ile baslayan, Lincoln-Skibbe-Meira diye giden yol cökmüstür, elde patlamsitir. Simdi Rijkaard-Neeskens ikilisinin önderliginde bir yol ciziliyor.. Hicbir sey kazanilmasa dahi bu insanlarin bu klube cizdigi yol, verdigi akil dahi uzun vaadede digerlerine fark atmasini saglayan gelismeleri hazirlayacaklardir..''

Mancini'den Açıklama...

"Robinho için Santos takımı ile anlaşma aşamasına geldik. Sezon sonuna kadar orada forma giyecek, sonrasında tekrardan aramıza dönecek. Bu transferin sonuç kazanmasının uzama sebebi bu konuda Galatasaray ile yapılan transfer görüşmeleriydi. Robinho hala benim oyuncum ve sezon sonu onu en hazır bir biçimde takımımda görmek istiyorum''

Rijkaard'ın İstediği Transferlerin Nedeni...

'' Mesele oyuncu almak değildir yeğenim.. Mesele oyuncudan o verimi almaktır.''

Hafta Sonu Futbol

29 Ocak Cuma

20.00 Antalyaspor – Beşiktaş (LİG TV)
21.30 Hamburg – Wolfsburg (TRT 3)

30 Ocak Cumartesi

17.00 Liverpool – Bolton (SPORMAX)
18.00 Nijerya – Cezayir – Afrika Uluslar Kupası 3.lük maçı (EUROSPORT)
19.00 Diyarbakırspor – Trabzonspor (LİG TV)
19.30 Schalke – Hoffenheim (TRT 3)
20.00 Lille – Lens (KANAL A)
21.00 Sporting Gijon – Barcelona (NTV)
22.00 Montpellier – Marseille (KANAL A)
23.00 Deportivo La Coruna – Real Madrid (NTVSPOR)

31 Ocak Pazar

13.30 Karşıyaka – Giresunspor (D SPOR)
15.00 Sivasspor – Fenerbahçe (LİG TV)
15.30 Manchester City – Portsmouth (SPORMAX)
16.00 Parma – Inter (NTVSPOR)
18.00 Arsenal – Manchester United (SPORMAX)
18.00 Auxerre – St. Etienne (KANAL A)
18.00 Mısır – Gana – Afrika Uluslar Kupası final maçı (EUROSPORT)
18.30 Bayer Leverkusen – Freiburg (TRT 3)
19.00 Denizlispor – Galatasaray (LİG TV)
22.00 Lyon – PSG (KANAL A)
22.00 Sevilla – Valencia (NTVSPOR)

Yolun Açık Olsun Nonda...

Dünün esprisi bir arkadaşımdan geldi...''İstanbul'da 3.köprü artık yapılmaz,Nonda gitti ! '' Şaka bir yana Monaco'da tavan yapan kariyeri yaşadığı ağır sakatlıklar sonrası B.Rovers ve Roma'da düşüşe geçmişti.İlk geldiği sezon attığı 11 golle şampiyonlukta önemli bir paya sahipti.Yapılan yeni transferler sonrası sözleşmesi bitirilmek istenen ilk oyuncuydu ancak Kewell'ın beklenmedik sakatlığı gündemi değiştirmişti bir süre.Geçen sene berbat bir performans göstermesine rağmen devre arası yaptığı sözleşme onu sezon sonu takımda bırakmıştı.Bu sezon attığı 16 gol iyi bir istatistik olsa da zaten 4 ay sonra yollar kesin olarak ayrılacaktı.Rijkaard'ın futbol felsefesi Nonda değil Baros tipi forvet üzerine kurulu.Rakip defansı yıpratacak ya da topu alıp gidecek gücü artık maalesef yok.A.Madrid maçlarında kalsa da verimli olacağı düşünülmediğinden yollar ayrıldı.

Türkiye'de attığı goller içinde en akılda kalan bu kuşkusuz.O kafayı sadece o değil tüm Galatasaraylılar vurup,Fenerbahçe'nin şampiyonluk ümidini ASY nin çimlerine gömmüştü.

Volkan ve Edu kaçan şampiyonluğun ardından bakıyorlar.

Hayat tercihlerimizden oluşuyor zaten.Düşünüldüğünde gitmesi gereken Nonda idi ve sonuçta öyle oldu.Hem duygusal hem de mantıksal olarak istenilen oldu.

Yaşadığı ağır sakatlıklar futbol düzeyini yukarıya değil aşağıya taşıdı.Marsilya'dan Chelsea'ye giden Drogba seviyesine çıkacak potansiyeli Monaco'da gol kralı olduğu dönemde vardı ama hayat ona farklı bir yol çizdi.Kaçırdığı her gol,ezdiği her topu unuttum bugün.Futbolu iyi bilen,düzgün yaşayan,örnek bir sporcu profili çizdi Galatasaray'da, yolu açık olsun.

28 Ocak 2010 Perşembe

Kewell from Galatasaray...

Yapılan yeni transferler sonrası yabancı kontenjanın da yer açmak için günlerdir kim gitsin deniyordu.Sürpriz sakatlığı sonrası,Adnan Polat'ın yaptığı Kewell'ın geri dönüş süreci uzayabilir açıklaması kamuoyunu hazırlama gibi algılandı.Herkes bir şey söyledi,elim gitmedi bir şey yazmaya gitmesini hiç istemediğim için.Bugün yapılan açıklama tüm Galatasaray taraftarının keyfini yerine getirdi bence.Hagi'den sonra kimse bu kadar sevilmemişti.Söylediğimin mantığı yok biliyorum ama şampiyon olmayalım Kewell kalsın o derece yani.Taraftarın yaptığı baskı değil yönetim ve teknik kadronun olayı aklı selim değerlendirmesi sonucu bu kararın çıktığını düşünüyorum.Nonda özellikle iki sezondur artan sakatlık problemleri,sahadayken bir türlü dönmeyen beli ve topları ezmesi ile verimliliği çok düşmüştü.Şu anki form durumu ve fiziksel yapısı ile A.Madrid maçlarında faydalı olacağını tahmin etmiyordum.Kewell her röportajında;Burada kalmayı çok isterim fakat benim dışımda gelişen olaylar burada kalıp kalmayacağımı belirleyecek dedi...Basının uydurduğu gibi yönetimin bir senelik sözleşme önerdiği,Kewell'ın iki,üç senelik sözleşme istediği falan hikaye.Bu adam 13 sene Premier ligde oynadı.Hayatının sonuna kadar yetecek parası vardır.Kewell,Rijkaard,Fatih Terim kalibresinde adamlar bu işi yapmaya devam ettiği sürece hak ettiği parayı alır,ancak hiç birinin paraya direkt ihtiyacı yoktur.Bu adamın tek sıkıntısı üç çocuğu ve eşinden uzak olması.Galatasaray'dan sezon sonu ayrılırsa gideceği tek ülke Avustralya'da değil İngiltere olur.Benim 22 gün önce yeğenim oldu sürekli özleyip fotoğraflarına bakıyorum,bir babanın üç çocuğundan aylarca uzak kalması ne demektir baba olanlar cevap versin.Türkiye'ye gelme sebebi Liverpool'da yaşadığı uzun sakatlıklar sonrası artık oynayamaz diyenlere bir meydan okumaydı biraz da.Reklam filminde dediği gibi her düştüğünde tekrar ve daha güçlü kalktı yerden.90 dk. oynayamaz diyenlere ligin ilk yarısı ard arda oynadığı 90 dk.lar ve attığı gollerle cevap verdi sahada.Evet sahada...Yönetimle,teknik ekiple,arkadaşlarıyla,taraftarla,hakemle,rakiple herkesle iyi diyalog kurdu.Kimsenin ne kalbini kırdı ne de kulis yaptı.Sadece çıktı ve sahada yapabileceğinin en iyisini yaptı.Üç kuruşluk futbolcu eskileri bile sadece onu, ağızlarına sakız yapamadı.

Kewell'ı biraz tanıdıysak ne para için gider ne de para için kalır.Sadece ailesi ile oturup yapacağı görüşme belirler geleceğini.Bir tarafta onu seven milyonlarca taraftar,diğer tarafta onu seven ve yanlarında olmasını isteyen bir eş ve üç çocuk.Bu son olaylar sonrası ayrılsa çok üzülürdüm,ama sezon sonu kararı ne olursa olsun sevineceğim.Bugüne kadar Galatasaray Store'dan aldığım forma vb. ürünlerden 1 kuruş Kewell'ın cebine girdiyse şimdiden helal olsun.
Taraftar bu forma çıkmasın dedi,çıkmadı...
Yavaş...Bir soluklanın yeğenim.

Güneş'ten Tekke'ye İnce Ayar



'' Çıkarken kapıyı çok sert kapatırsan bir daha açılmamasına sebep olursun."

Türkiye Kupası Çeyrek Final Eşleşmeleri...


İstanbul BŞB -Trabzonspor
Antalyaspor - Galatasaray
Fenerbahçe - Bursaspor
Manisaspor - Denizlispor
Yarı final tahminlerim bunlar...Galatasaray-Bursaspor final oynar,kupa Galatasaray'ın olur...Çok ileri görüşlüyüm bugün.

27 Ocak 2010 Çarşamba

Giovani Dos Santos Galatasaray'da...

Giovani dos Santos Ramírez, 11 Mayıs 1989’da Meksika'nın Monterrey şehrinde doğdu. Henüz 13 yaşındayken FC Barcelona Futbol Akademisi La Masia’ya katılan Giovani, 2002 ila 2006 yılları arasında altyapı kategorilerinde gösterdiği başarılarla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.2005 senesinde Peru’da düzenlenen FIFA U17 Dünya Şampiyonası’nı zirvede tamamlayan Meksika’nın yıldızı olarak ön plana çıkan genç futbolcu, organizasyon boyunca gösterdiği büyük başarıdan dolayı Brezilyalı Anderson’un ardından turnuvanın en iyi ikinci oyuncusu seçildi ve ‘’Adidas Silver Ball’’ ödülüne layık görüldü. 2007 yılında bu defa FIFA U20 Dünya Kupası’nda Çeyrek Final’e yükselen Meksika’nın en önemli oyuncusuydu. Giovani, attığı üç golün yanı sıra, sergilediği performansla turnuva sonunda ‘’Bronze Ball’’ ödülünün de sahibi oldu. Kanada’daki şampiyonanın hemen öncesinde Barcelona’nın hazırlık kampı kadrosuna katılan oyuncu, U20 Dünya Şampiyonası sonrası A Takım bünyesinde forma giymeye devam etti. Dönemin Barcelona Teknik Direktörü Frank Rijkaard tarafından 2 Eylül 2007 günü oynanan Athletic Bilbao karşılaşmasında Thierry Henry’nin yerine maça dâhil edilen Giovani dos Santos, 18 yaşında La Liga kariyerine başladı. 2007-08 sezonunun son haftasında Murcia’ya karşı hat-trick yapan genç Meksikalı, bir sonraki sezon için İngiltere’nin Tottenham Hotspur takımına transfer oldu. 2008-09 sezonunun ikinci yarısında Championship ekiplerinden Ipswich Town’a kiralandı. Buradaki başarısının ardından Tottenham Hotspur’a geri dönse de, beklediği süreleri bulamadı.

Kısa kariyerine önemli başarılar sığdıran Dos Santos, 18 yaşında taşımaya başladığı Meksika Milli Takım formasıyla çıktığı 22 maçta 5 gol atarken; 2009 yılında CONCACAF Gold Cup’ta şampiyonluğa ulaşan kadroda da yer aldı. Turnuvanın final maçında ABD’yi 5-0 mağlup eden Meksika’nın gollerinden birinin altına imzasını atan 1.74 metre boyundaki yıldız oyuncu, hücum bölgesinin her alanında görev yapıyor. Olağanüstü hızı ve tekniği ile dikkat çeken Giovani dos Santos Ramírez, artık Galatasaray’ın başarısı için mücadele edecek.

26 Ocak 2010 Salı

Aydın Yılmaz'dan Emre Aşık'a...

Geçen sene Figo Aydın diye bir yazı yazmıştım...http://iyiortagololur.blogspot.com/2009/02/figo-aydn.html Belki beklentiler çok yükseğe kondu şimdi ne yapsa beğenmiyoruz belki de olabileceğinin onda biri olmadan bırakacak seneler sonra futbolu Aydın...Dayanıklılık,devamlılık ve hırs konusunda eksiği olduğunu artık kendisi hariç herkes kabul eder herhalde.Emre Aşık ise 1995 zamanlarında çok salladığım,büyük takım topçusu değil diye eleştirdiğim biriydi.15 sene olmuş o günden bugüne.Kart görmeye hazır kontrolsüz girişleri,kısıtlı yeteneği ile pek tutmadığım bir futbolcuydu o zamanlar.FB,BJK ve GS de uzun yıllar kendini bozmadan kariyerine devam etti.Disiplini,yedek olmayı sorun etmemesi,görev verildiğinde çıkıp elinden geleni yapması ve kendine iyi bakması ile artık çok takdir ettiğim biri kendisi.Bugün onu tanımayan birine 37 yaşında desek inandırmak zor.27-28 yaşında görüntüsü ne ise yine o.Zaten hiçbir zaman hızlı değildi.Fiziksel dayanıklılığından kayıp olmuştur tabii ki yıllar geçtikçe ancak hala lig maçı,Avrupa maçı demeden görev verilince maksimum fayda sağlamaya çalışıyor.

Banu Yelkovan yazısında,Türk futboluna başka bir açıdan bakmış.
Aydın’dan bahsettiler ‘Yüzde 100 Futbol’da. “Herkes Aydın’ı Konyaspor’a uzatma dakikalarında attığı golle hatırıyor, sonra ne yaptı?” diye sordu Rıdvan Dilmen. Arda Turan’ın “Bizim jenerasyonun en yeteneklisiydi” dediği, V. Manisaspor’dayken çıktığı Galatasaray maçında, “Karşımda Aydın oynayacaktı, benden daha hızlı, benden daha teknik” diye anlattığı Aydın’a, ‘Figo’ dedilerdi o günlerde. Biz neden çocukların illa Figo ya da Zidane olmasını isteriz, belli değil. Zidane’dan aşağısı Kasımpaşa olduğu için bu ülkeden Iniesta çıkmıyor, haberimiz yok. ‘Yeteneğe övgü’ düzeninde, ‘çaba’nın zerre değeri yok. O maçtan beri kariyerine devam eden, geçirdiği sakatlıklara rağmen elinden geleni yapan ama şu ya da bu sebeple bugünkü vasat futbolcuya dönüşen Aydın’ın çabasının değeri yok. Oysa Aydın’ın kariyeri bitmedi, belki yapacakları bitmedi, fark etmez, biz bitirdik onu kafamızda. Bitti gitti.Bu ülkede Arda olmak zor ama inanın Emre Aşık olmak daha zor. ‘Kısıtlı’ yeteneğine karşı kariyerinde her dönem üst düzey takımlarda oynamayı başaran, bu yaşında milli takımda oynayan, yedek kalmaktan gocunmayan, yedek kaldığı için çalışmasını aksatmayan ve forma bulduğu her an hazır olan Emre Aşık asıl zor işi başaran. Hata yaptığı maçtan sonra açtığı her televizyonda “Emre Aşık bunu hep yapıyor” yorumunu duya duya kariyerini bu noktaya getirebilen Emre Aşık’a bravo demek gerek asıl. Emre Aşıklar diye çoğul konuşmak isterdim ama bu da mümkün değil..Bu ülkede ‘yetenekli’ oyuncu olmak çok kolay. Öyle doğuyorsun, senin işin bitiyor. Sonra istediğini yapmak serbest; gez, iç, kumar oyna, tarikata gir. Sırtında yumurta küfesi yok ya. Olursan ‘kral’ oluyorsan, olmazsan “Ne topçuydu ama..” diyorlar. İkisinin sonunda da yorumcu olma şansı hep var. Kötü oynadığın maçlar, heba ettiğin seneler, kötü örnek olduğun gençler unutuluyor, geriye kalıyor, “Ne oynamıştın abi ya Real Madrid maçında” geyiği. Tek maç, tek sezon, iki frikik.. Yeter..Yeteneksizlerin de spor yaptığı bir ülke, çabanın değer bulduğu bir futbol düzeni hayal ediyorum. Aydın’ın (bak, maç performansı demiyorum) ‘kariyerinin’ o futbolu bırakmadan değerlendirilemeyeceği bir düzen. Çünkü, “Bitmeden bitmez. Hatta bittiğinde bile bitmez”. Bu ‘geleceğin ‘eski’ yıldızları’, torunlarına yılmadan çalışan bir oyuncunun başarı öyküsünü mü anlatacaklar, yoksa ‘Bir zamanlar ben de İstanbul’da top oynamıştım’ diyen huysuz bir ihtiyar mı olacaklar karar versinler. Çünkü buna ancak kendileri karar verebilirler.

Yeni Transferler...

Her ikisininde sezon sonuna kadar fayda sağlayacağına inanıyorum.Jo seneye burada olur mu bilemem,ancak Neill en az üç sene için çok yerinde bir transfer oldu.Haziran'da Dünya kupası olması ilgili ülkelerin tüm milli oyuncularının performansını direkt etkiliyor.

Yarı Final Eşleşmeleri...Angola 2010



Gana-Nijerya

Cezayir-Mısır

En az bir sürpriz bekliyorum demiştim,iki oldu.Fildişi Sahili ve Kamerun evine döndü.Cezayir-Gana finali aklımdan geçiyor.Mısır otoritelerin favorisi ancak özellikle Fildişi Sahili karşısında izlediğim Cezayir'in akıl dolu,sakin oyunu beni etkiledi,finale çıkarsa şaşırmam.

Hafta Arası Futbol

26 Ocak Salı

17:00 Beşiktaş-Konya Şekerspor / TRT 1 (ZTK 5. Hafta)
20:00 Kasımpaşa-İstanbul BŞB / TRT 1 (ZTK 5. Hafta)
22:00 Roma-Catania / NTV Spor (İtalya Kupası)

27 Ocak Çarşamba

13:30 Bursaspor-Sivasspor / TRT 1 (ZTK 5. Hafta)
20:30 Ankaragücü-Galatasaray / TRT 1 (ZTK 5. Hafta)
20:30 Trabzonspor-Orduspor / TRT 3 (ZTK 5. Hafta)
22:00 Man United-Man City / Kanal A (Carling Cup)
22:00 Milan-Udinese / NTV Spor (İtalya Kupası)

28 Ocak Perşembe

18:00 Gana- Nijerya / Eurosport (Afrika Uluslar Kupası Yarı Final)
21:30 Cezayir- Mısır / Eurosport (Afrika Uluslar Kupası Yarı Final)
21:45 İnter-Juventus / NTV Spor (İtalya Kupası)

25 Ocak 2010 Pazartesi

Dünya Küçük...

Harry Kewell & Milan Baros : 2003-2005, Liverpool
Harry Kewell & Lucas Neill & Neeskens : Avustralya Milli Takımı
Kader Keita & Milan Baros : 2007-2008, Lyon
Elano Blumer & Jo : Brezilya Milli Takımı
Elano Blumer & Jo : 2008-2009, Manchester City
Nonda & Lucas Neill : 2006-2007, Blackburn Rovers
Lucas Neill & Jo : 2009-2010, Everton
Arda Turan & Caner Erkin & Hakan Balta : 2005-2006, Manisaspor
Hakan Balta & Caner Erkin : 2004-2007, Manisaspor
Caner Erkin & Ufuk Ceylan & Hakan Balta : 2006-2007,Manisaspor
Caner Erkin & Jo : 2007-2008,CSKA

kupabizim.blogspot.com iyi yakalamış detayları...Bir çoğu biliniyordu ama hepsi bir arada güzel çalışma olmuş.

Kader Keita Geri Dönüyor...

Dün akşam bir yandan İnter-Milan maçını izlerken bir yandan da Keita nedeni ile Fildişi Sahili-Cezayir maçını izledim Eurosport'tan...Çeyrek finallerde bekleğim sürpriz bu maçta geldi ve turnuvanın favorisi Fildişi Sahili 3-2 yenilerek elendi.Üzülmedim çünkü Keita'nın yolunu gözlüyordu Galatasaray.Fildişi Sahili olağanüstü bir takım.Kalou,Toure,Keita,Gervinho,Drogba vs.hepsi birer yıldız.Fizik gücü inanılmaz olan makine gibi 11 adam var sahada resmen.Onlar bana kalırsa Afrikanın Hollanda'sı...Her turnuva öncesi şampiyonluk favorisi ama sonunu getiremiyorlar.

89.dk da attığı golle tur kapısı açan Keita sevincini Drogba ile paylaşıyordu ama 2 dk. sonra yedikleri gol maçı uzatmaya taşıdı.

Topu 90 değil 91 e çaktı Kader Keita.Turnuvanın belki de en güzel golü seçilecek.

İnter :2 Milan :0

Müthiş maç oldu dün akşam...Bu havada başka ne yapılır zaten diyeceğim ama soğuk bahane maç şahaneydi.İnter bu saatten sonra ligi zor bırakır rakiplerine...

"Herşeyimizi ortaya koyduk, bu maçı ancak sahada 6 kişi kalsaydık kaybederdik. 7 kişi kalsak bile bu maçı kazanırdık. Her açıdan harika oynadık. Ilk dakikadan daha iyi takım olduğumuzu herkese gösterdik."
Leonardo'nun basın toplantısını dinlemedim buna ihtiyacım da yok ama o harika biri ve bugün kazanmayı hak eden takımın Inter olduğunu söyleyecek ilk kişinin o olacağından eminim."

Daha önce söylediğim gibi, şanslı bir teknik direktör, iyi bir teknik direkötrden daha avantajlıdır. Goran Pandev'i değiştirecektim ancak bir kaç dakika daha oyunda tutmayı uyguın gördüm. Futbol bir oyun ve bazen biraz şansa ihtiyacınız oluyor. Pandev gibi bir oyuncuya sahip olduğumuz için, sadece kazanmayı düşünen oyunculara sahip olduğumuz için ve maçı 6 değil 9 kişi ile tamamladığımız için şanslıyız.
Sneijder çok çalıştı, onu Pirlo'nun üstüne oynatmıştım. Motta'da sakatlığına rağmen, sahaya çıkıp oynadı. Ayrıca, Leonardo'da mümkün olan herşeyi yaptı. İki santrafor ile oynadı ancak bize her zaman sorun yaratan Inzaghi'yi oynatmamasına sevindim. Muntari ve Motta sakatlıklarına rağmen, bugün sahaya çıkmak için her türlü fedakarlığı yaptılar."

"Daha şampiyon olmadık. Ayrıca şunu da farkettim ki, bizi şampiyon yapmayacaklar. Bari maçındaki, Bonucci'nin faulüne kırmızı verilmiyorsa ve bugün Sneijder atılıyorsa, şampiyonluğu kazanabileceğimizi zannetmiyorum. Rocchi bana Sneijder'i alkışladığı için attığını söyledi ve onun yerinde ben olsam ve bir oyuncunun beni alyacı bir şekilde alkışlarsa ne yapacağını sordu. Bende atmazdım çünkü bu oyunun bir parçası dedim. Şu bir gerçek ki Rocchi'nin kırmızı kart göstermesi bir tesadüf değildi."

Galatasaray :1 Gaziantepspor :0

Caner öyle bir futbol oynadı ki,Kewell'ın sakatlığına üzülen taraftarın gönlünü aldı resmen.Rusya'dan alışık olmalı karlı sahalara...Takımın en efektif oyuncusuydu.Kiralık oyuncunun avantajı uyum sağlayamazsa gönderiyorsun.Bu kadro yapısı ve Rijkaard'ın elinde iyi olacağı belliydi.Bonservisi 4-5 milyon Euro seviyesinde olmalı ve takıma kazandırılmalı bana kalırsa.22 yaşında ve mevkisinde Kewell sonrası en iyi olabilecek potansiyeli var.

Maçta puan kaybı olsa,kaçırdığı penaltı başını çok ağrıtırdı.Penaltı atışı nasıl kullanılmaz konusunda ders verdi.Ortaya vuruyorsan tavana çakarsın.Kaleci yattı ve tesadüfen ayaklarına çarpan top gol olmadı.

Lucas Neill tam bir Premier lig oyuncusu.Sağlam,sert ve güven verici bir havası var.Sezon başı gelmesini çok istiyordum kısmet bu zamanmış.Onun futbolu Servet'in formunu yükseltecek.

Kritik anlarda arka direkte bitip golü buluyor bir şekilde.BJK maçında attığı golün bir benzerini ayakla ağlara gönderdi.

Bu karda insanlara balkona bile çıkmazken stada giden herkese helal olsun.