Maçtan önce baskı beklediğimi söylemiştim. Umduğumuz gibi başladı. Oraları geçtik açıkçası. Biraz basit top kayıpları yaptık. Topa sahip olmada sıkıntı çektik. Sonra oyun dengelendi. Golü de bulduk ancak yan topta maalesef beklenmeyen bir gol yedik. İkinci yarı enteresan bir maç geçti. Yediğimiz golden önce korner olmadan, top oyundayken Nelsson’a yapılan bir faul var. Hatta korner olmadan sarı kartımsı bir faul var. O korner de bize gol oldu. Mete Kalkavan’a sorsan şimdi anlatır ‘oradan şu geldi, buradan bu geldi’ diye... Öyle bir gol yedik. Oradan sonra birkaç dakika şokumsu bir yaşadık. Arkasından değişiklikler yaptık. Esasında 1-1’ken değişikliği yaptım. Sonra 2-1 oldu. Bir daha hamle yaptık. Burada da kaçan iki tane anlatılmayacak gol var. Biri Halil’in ve diğeri de penaltı. Sağlık olsun. İstemedik. Mağlup olmamak için de oyunun son bölümünde gerekli pozisyonları da bulduk ama atamadık penaltı dahil. Dolayısıyla mağlup olduk.”
‘’Bizim penaltıcımız Alex. Kendisine ‘Neden bu tarafa doğru geliyorsun?’ dedim. Mostafa almış ben atacağım demiş. Geçen sefer çok riskli bir maçta ben atmasını istedim. Orada oyuncum önemlidir ama burada Alex’e bırakması lazımdı. Sağlık olsun ne yapalım. Ama oraya ne yazılmışsa; kim hangi görevdeyse onu yapması lazım. Penaltı dahil atamıyorsanız, ki kritik dönemlerde penaltı atmama rekoru da bizdedir herhalde. Geçen sene Denizli’de kaçan penaltı. Mostafa’nın kaçırdığı penaltı. Bir daha attırdığımız ona. O penaltıyla belki şampiyonluğu kaçırdık. Denizli’de devreye 3-0 önde girsek belki farklı bir skor çıkardı ortaya. Oradan şampiyon dönerdik. Penaltıcıları belirliyoruz. Burada Alex’in de topu bırakmaması lazımdı. ‘Takımın penaltıcısı benim, ben atmalıyım’ demeliydi. O haksız demiyorum. Orada kibarlık yapmış. Durum bu.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder