12 takımın öncülük ettiği Avrupa Süper Ligi konusunda her iki tarafında maddi ve manevi olarak haklı olduğu kısımlar var. Bu nedenle reste rest çekilen bu günlerin bitip her anlamda bir orta yol bulunacağını düşünüyorum.
Futbolu 30-50-100 sene önceki hali ile düşünüp yorumlamak mümkün değil. İstenilenin sporun yarışma ve adalet duygusuna ters olduğu malum. Ancak kurucu 12 kulübün 9 tanesi sahibi olan şirket. Yani futbol=para ve taraftar=müşteri. Konuya böyle bakmazsak havanda su döveriz.
Değişimin önünde durmak mümkün değil. Z kuşağı gençler her şeyin en kalitelisine en hızlı şekilde ulaşırken onların talebi Real Madrid-Juventus maçı...Onları Napoli-Lille maçı ile tavlayamazsınız. İzledikleri her maçta City-Bayern kalitesi arıyorlar.
UEFA-FIFA'nın restleri boş iş. O takım ve o takımların yıldızları olmadan pazarlayacakları lig ve turnuvaların sponsorlar gözünde değeri 20/1 düşer. Kimse aptal değil
Bu oluşumu NBA ile kıyaslamak doğru değil. NBA ulusal bir lig ve bir çok anlamda fırsat eşitliği var. FIFA ve UEFA paragözlülük anlamında bu kulüplere göre daha masum değil. Adamlar pastanın hepsini biz yiyelim demiyor ,siz bu pastayı büyütemiyorsanız ben yokum diyor
Sistem bu canavarı kendi yarattı. Bunlar şirketse sporu değil maksimum karı düşünür. Kimse edebiyat yapmasın. Pandemi ve gelirlerin anormal düşmesi gelecek olan bu süreci hızlandırdı sadece.
8 takımla başlayan şampiyonlar ligi (Biri Galatasaray) daha çok maç daha çok para mantığı ile 32 takıma çıktı ama o da yetmiyor. Real Madrid başkanı Granada ile değil Liverpool ile oynayıp daha çok gelir istiyor. Bu iş artık bir grup elitin kast sistemi talebine dönüştü.
Takımlar sahipli olduğu gün bu iş ticarete döndü geri dönüş artık mümkün değil. 12 takım UEFA ve FIFA'ya parayı benim sırtımdan kazanıyorsan daha çok kazanacağım çözümler bulmak zorundasın diyor özetle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder