Muhammed Salah’ın doğduğu köy, tozlu ve asfaltlanmamış sokaklardan, etrafı parıldayan yeşil alanlarla çevrili, kırmızı tuğlalardan yapılmış evlerden oluşan bir yer. Köyün merkezinde, Ahmed al-Masery oturuyor. Boş bir kafede, duvara asılmış küçük bir televizyondan, Roma’ya karşı Liverpool forması giyen eski arkadaşını izliyor. Ekrana doğru el hareketleri yapan 35 yaşındaki adam, “Eskiden onunla PlayStation’da futbol oynardım” diyor. Salah o zamanlar oyunda da Liverpool’u seçermiş. Şimdi ise Merseyside’ın en sevilen evlatlık oğlu ve birkaç ay sonra Şampiyonlar Ligi finali oynayacak takımın ilham kaynağı. Taraftarlar kendilerini ona adamış ve ‘Mısır Kralı’ diyorlar. Bir de şarkıları var: Bir gol daha atarsa, ben de Müslüman olacağım!
Kahire’nin iki otobüs ve bir tren yolculuğu uzaklığında, küçük bir çiftçi topluluğu olan Nagrig halkı için Salah’ın yükselişi neredeyse inanılmaz. Salah yılda bir kez köyüne geliyor ve şöhret gibi değil, kendi gibi yaşıyor. Al-Masery’nin söylediğine göre köyünde araba kullanmıyor: “Köyüne gelir ve sokakta herkes gibi dolaşır. Onunla konuşmak isteyen herkese karşılık verir, sohbet eder.” Salah, İngiltere için yeni bir ‘fenomen’. Mısır’da, onun ilerlemesi sürekli takip edildi. Ülkesinde ne kadar popüler olduğunu anlatmaya kelimeler yetmez. Nereye bakarsanız onun yüzünü görürsünüz. Her kahvecide Salah posteri var. Duvar resimleri, Mısır kültürünün efsane iki ismi; şarkıcı Ümmü Gülsüm ve yazar Naguib Mahfouz’la beraber her yerde. Alkolsüz içeceklerden, çikolatalı gofretlere, GSM operatörlerinden, bankalara kadar her şey Salah’la birlikte satılabiliyor. Devletin, Salah’ın adını kullanarak yaptığı uyuşturucuyla mücadele kampanyasının ardından, yardım telefonlarında %400 artış olduğu açıklandı.
Salah düzenli olarak yeni evlilere, evlerinin ihtiyacı olan şeylerin alınması için yardımcı oluyor, ancak bu hiçbir zaman halka açıklanmıyordu. Gazeteciler, köşe yazarları ve televizyonda program yapanlar Salah’ın bu güzel tarafını insanlarla zevkle paylaşmaya başladı. Ancak Salah’ın eski arkadaşı Ahmed al-Masery’ye göre bunların birçoğu sadece kulaktan dolma, uydurma hikayeler. Özellikle bir tanesinin çok meşhur olduğunu söylüyor: Hikayeye göre Salah’ın babasından 1250 pound para çalınıyor. Hırsız daha sonra yakalanıyor. Affedilmesini diliyor ve Salah’ın ailesi ondan şikayetçi olmuyor. Bir başka hikayede ise Salah’ın insanlara iş bulduğu anlatılıyor. Hatta Salah’ın yolda gördüğü insanlara nakit para dağıttı bile söyleniyor… Ahmed al-Masery, “Medya sürekli Salah’tan bahsetmek istiyor. O iyi bir adam, çok saygılı biri ancak hakkında söylenen şeylerin bazıları gerçek değil…” diyor.
Ancak sokaktaki insanların birçoğu, anlatılan hikayelere Ahmed kadar şüpheci yaklaşmıyor. Kahire’de bir kahveye dolmuş ve Liverpool’un Şampiyonlar Ligi finaline yükseldiği maçı izleyen Kahirelilerden birisi olan 29 yaşındaki futbol aşığı Omar Salem diyor ki; “Anlatılanlar gerçek olmasa bile umursamıyorum. İnsanlar onun hakkında anlatılan şeylere inanmak istiyor. Şu anda o kadar çok seviliyor ki, kimse bunların gerçek olmadığını iddia etmez.”
Kahire’de geçen Temmuz’dan önce Liverpool taraftarı bulmanız zordu. Bu sezon her şey değişti; futbolseverler Liverpool’un her maçını takip ediyor. Omar Salem, Mısır halkının duygularını özetliyor: “Mısırlı bir futbolcunun Şampiyonlar Ligi’ni kazanması harika olurdu, harika…” Salem durmuyor, anlatmaya devam ediyor: Geçtiğimiz Ekim ayında oynanan Kongo maçıyla birlikte Salah’ın Mısır’da ulusal bir simgeye dönüşme süreci de başladı. Salah’ın uzatma dakikalarındaki penaltısı, Mısır’ı 28 yıl sonra Dünya Kupası’na taşıdı. Salem, “İnsanların o maçla ilgili hatırlayacağı görüntü, Salah’ın sevinç anı olacak” diyor.
Salem’e göre Salah, insanların gerçekten ilişki kurabildiği ilk büyük Mısırlı futbolcu. Hangi arabayı kullandıklarını bilmiyorlar. Hikayesi, ülkesini Avrupa’nın büyük liglerinde temsil eden mütevazi bir gencin hikayesi sadece… Nagrig’in çocukları için Muhammed Salah efsanesi ‘çok gerçekçi’ bir karakter. Köydeki eski okulu, Salah’ın şerefine adını ‘Muhammed Salah’ diye değiştirdi. Bu okulda ‘Salah’ diye bir ders olduğunu düşünebilirsiniz. Çünkü 13 yaşındaki öğrenci Osama Eid, Salah’ı sorduğunuzda, onun hakkında çarpım tablosunu ezbere sayar gibi konuşabiliyor: “Salah çok saygılı ve nazik biri. Fakirlere yardım ediyor, çok iyi işler yapıyor.” Eid ve arkadaşlarına göre Salah dünyanın en iyi futbolcusu. Onlara bir gün Salah gibi olmayı isteyip istemediklerini sorduğunuzda hep bir ağızdan tek bir cevap alıyorsunuz: İNŞALLAH!
Kaynak: The Guardian / Eddie Bower
Hayatım Futbol'dan alıntıdır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder