2 Haziran 2008 Pazartesi

Para Konuşur !


Son yıllarda çok gündeme gelen konuya bir arkadaşımızın değişik bakış açısı...
Geçenlerde bir grup arkadaş iş saatinde olmamıza rağmen işi gücü bırakmış harıl harıl hayattaki en büyük tutkumuz hakkında tartışıyorduk, doğru bildiniz, tabi ki futbol. Konu döndü dolaştı ki aslında başladığı noktaya dönmüş oldu, Galatasaray - Fenerbahçe rekabetine geldi. Bir Fenerli arkadaş, her Fenerli arkadaşın yaptığı gibi olayı Fenerbahçe'nin mali konudaki üstünlüğüne getirdi ki zaten çoğu Fenerbahçeli’nin jokeri bu, her sıkıştığı anda gelirlerden, forma satışlarından falan bahsedip durdu.
Bir kere şunu önceden belirteyim, bu yazı Galatasaray - Fenerbahçe karşılaştırması yapmak için yazılmamıştır. Bu yazının yazılış amacı mali durumun futboldaki yerini irdelemek ve bu yere bakış açısının ülkemizde ve dünyadaki şeklini bir teraziye koymaktır. Ülkemizde de bu rekabet Galatasaray-Fenerbahçe arasında olduğu gibi ister istemez ordan örnekler çıkıyor.
Merak ediyorum, acaba bu bir tek bizim ülkemizde mi böyle? Acaba bir Arsenalli, bir Liverpoollu'ya "lan oğlum bizim gelirler sizinkinin iki katı, beş tane şampiyonlar ligi şampiyonluğunuz varsa ne olmuş yani" diyor mudur? Veya son üç senede gerçekten büyük başarılar elde etmiş ve şu anda Barcelona'nın önünde bulunan Villarrealli'ye bir Barcelonalı "ikinciysen ikincisin bizim stadımız 100.000 kişi senin konuşmaya hakkın yok!" diyor mudur? Tamam zaman endüstriyel futbol zamanı, merchandising, bilmemnayzing, gelir falan bunlar önemli şeyler ama biz burda tek amacı para kazanmak olan bir şirketten mi bahsediyoruz yoksa bir futbol takımından mı? Para kazanmak burda amaç değil, bir araç. Ne için araç? Başarı için. Bir futbol takımının başarısı neyle ölçülür? Kazandığı kupalarla. E sen kupa kazanamadıktan sonra istersen 1 milyar dolar gelir elde et her sene ne olmuş ki? Bir taraftar müzeni gezdiğinde kazandığın kupalara mı daha çok ilgiyle bakar yoksa stadında kıçının altındaki ısıtma sistemine mi? Tabi ki günümüz futbolunda onlar da önemli ama bi getirisi yoksa tereyağın olup da sürecek ekmek bulamamana benzetiyorum ben. Bizdeki duruma baktığımızda da Galatasaray ile mali açıdan çok daha güçlü olan Fenerbahçe’nin, bu yıl Avrupa’daki başarısını bi kenara koyduğumuzda son 4 senedeki şampiyonluk sayıları eşittir (bu seneyi de saydım).
Deloitte Football Money Lague sıralamasında 18. olan ve yıllık geliri 107 milyon Euro olan Valencia küme düşüyor yahu bir başka örnek 130 milyon Euro geliri olan Newcastle United’ın hali içler acısı, e o zaman biz hala neyin tribindeyiz? Bir Valencia taraftarına, “evladım bak bir seneye stadımız 75.000 kişilik olacak” dersek “ooo süper abi” mi der? Yoksa “birader ne diyorsun sen takım küme düşüyor sen hala staddasın, kafan mı iyi” senin der? Yani bir başarı getirmedikten sonra stadın, yapılan yıldız transferlerinin bi önemi yok bana göre.
Yok yaa sanmıyorum ben, kendisini yarı finalde eleyen bir Zenit St. Petersburglu'ya bir Bayern Münichli'nin "peeeh bizim Ribery sizin takımın toplamının üç katı, bizi eleyip finale çıkmışsanız ne olmuş yani" dediğini. Bir tek bizim ülkemizde vardır muhtemelen.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder