Gökkuşağı misali futbol dünyamızın ufkundan bir Derwall gelip geçti. 1984-1988 yılları arasındaki dört yıla, etkileri ve sonuçları sonraki yıllarda çok daha iyi anlaşılacak olan icraatlarıyla damgasını vurdu. Galatasaray’ın Kopenhag’da zirveye ulaşan Avrupa yürüyüşünün başlangıç komutunu veren adam oldu. Sıfırdan başlamanın ve zirveye çıkmanın nasıl başarılacağını uygulamalı olarak herkese gösterdi. Yokluktan ve imkansızlıktan hiç mi hiç şikayetçi de olmadı. İş yapmanın ve başarılı olmanın mazeret üretmekten daha önemli olduğunu yaptığı kalıcı işlerle hepimize ispat etti. İnsan olarak da mütevazı kişiliği kadar herkesle kaynaşabilen duruşuyla da önemli mesajlar verdi.
İşte bu yüzdendir ki, onu çok sevdik. Sadece teknik direktörümüz olduğu için değil, hep bizden biriymiş gibi davrandığı için de sevdik. Yabancı biri diye de bakamadık ona bu yüzden. İçimizden biri gibi gördük onu her zaman. Öldüğünü duyunca da eski bir teknik direktörü kaybetmenin ötesinde bir yakınımızı yitirmişçesine üzüldük. 26 Haziran 2007 günü aramızdan ayrılan Derwall’i ölümünün 1. yılında özlemle ve saygıyla anıyoruz...
Galatasaray Spor Kulübü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder