30 Haziran 2015 Salı
Gel İnsafsız Çağırmazdık Acil Olmasa
Tüm Galatasaraylılar Podolski transferini bekliyor.Eğer olursa ben Türkiye ve Galatasaray'da iyi katkı vereceğini düşünüyorum.
Real Madrid'te 3 Türk
Şota Arveladze: "10 sene önce bana Real Madrid'te üç Türk oyuncu oynayacak dese git ilacını al derdim."
Nike'ın Forma Sadeliği Kabak Tadı Verdi
Bu sezon formalar yine çok basit ve baştan savma...Taraftarı heyecanlandıracak, hemen almalıyım dedirtecek yanı yok...Ben artık ümidimi kestim Nike ile anlaşma bitip mesela Kappa gibi bir marka olmadığı sürece böyle düz formalar devam eder.
Anlamsız Transferler Kuşağı
Chedjou-Yasin dışında verim aldığımız yok neredeyse...Bruma ve Telles bir şekilde değerlendirilir.Tarık-Olcan-Salih-Veysel bize yabancı sınırlamasının kazığı...Diğerleri neden alındı yöneticiler cevap versin.
26 Haziran 2015 Cuma
Yetmezmiş Meğer...Demirören Yine Başkan.
Türk futbolu dipte,yerlerde sürünüyor.Milli takım 1. torbadan 4. torbaya düşmüş.FIFA sıralamasında 57. sıradayız ama sebep olanlarda utanma yok maalesef.
Sokağa çıkıp sorsan ,kulüplere sezon içinde sorsan neredeyse memnun olan yok ama iş seçime gelince hepsi Demirören dedi.
Gelecek sezon Federasyondan şikayet eden olursa yüzüne tükürün.
Sokağa çıkıp sorsan ,kulüplere sezon içinde sorsan neredeyse memnun olan yok ama iş seçime gelince hepsi Demirören dedi.
Gelecek sezon Federasyondan şikayet eden olursa yüzüne tükürün.
Bir Zamanlar Erdal Keser
B.Dortmund günleri...Erdal Keser denince aklıma Show TV göğüs reklamı olan sarı renk Galatasaray formalı hali geliyor sene galiba 1991-1992 dönemiydi.
25 Haziran 2015 Perşembe
Keban Barajından Değerli !
Bu baraja frikik atan futbolcu yabancı değil...Nihat Kahveci.Baraj da baraj ama...Kimler yok ki,saymaya gerek yok.Galacticos işte.
24 Haziran 2015 Çarşamba
23 Haziran 2015 Salı
5.000... Dile Kolay
Mart 2008'de başladı blog sevdası ve yolculuğumuz.7 senede çok şey değişti tabii ki. Bu süreçte 850.000 den fazla sayfa görüntülenmiş,2000 adet paylaştıklarımıza yorum bırakılmış, bende 5.000 paylaşımda bulunmuşum...5.000 dile kolay gerçekten.Kimi zaman emek harcayıp iyi yazılar yazdığımı düşünüyorum kimi zaman bir iki satır ile görsel paylaştım bazen de bir fotoğraf ile sayfalar dolusu yazı yazsam olmayacak etki yarattım kendimce.Ama hep keyif aldım burada olmaktan.Çok kişi bir heves başladı bıraktı blog konusunu.
Blogların bugün geldiği seviye sosyal medyanın interaktif gücüne yenik düştü. Bu çağda Facebook,twitter,İnstagram,Vıne vb uygulamalar o kadar kullanılır oldu ki artık neredeyse kimse blog yazmaz,blog okumaz,bloglara yorum bırakmaz oldu.
Bu iş paylaşım işi...Yazdıklarına geri bildirim alınca insan daha bir keyifle yapar doğal olarak...Özellikle Twitter hız ve cazibesi ile blog yazarlarının 140 karakter ile hızla yazıp aynı hızla geri bildirim aldığı ortam olduğu için çok öne çıktı.
Bende Twitter aktif kullanan biriyim,bu süreç kaçınılmazdı ve normal karşılıyorum..Herhangi bir konuda futbol siyaset vb. anında yazmak ve herkes tarafından görülür olmasının müthiş bir sinerjisi var kuşkusuz.
Ben kendi adıma bloğa devam edeceğim.Daha az kişi bu ortamlarda olsa da bu benim hobim ve keyif alıyorum. 100 kişi de okusa 10,000 kişi de okusa ya da paylaştığım görsele baksa aldığım keyif değişmeyecek.
Bugüne kadar okuyan,yorum yapan,paylaşan, mail atıp bırakmayın keyifle takip ediyoruz diyen herkese selam olsun.
Sabri Reyiz
Bir zamanlar lig maçlarının oynandığı stadyuma erken gelen taraftarlar, şimdi A2 geçmişte PAF takımı dediğimiz genç oyuncuların maçlarını izler, altyapıdan A takıma yükselmesi muhtemel isimleri gözlerine kestirirlerdi. İki güzel çalım atan, uzak köşeye ağabeyleri gibi plase yapanlar alkışı alır, hafta ortasının futbol sohbetlerinde "Genç takımda bir çocuk var, 10 yıl formayı bırakmaz" cümlesinin öznesi olurlardı. Sabri Sarıoğlu da Ali Sami Yen Stadı tribünlerinde daha A takıma yükselmeden bir şehir efsanesiydi. Çocuk çok iyi, sağ kanatta geçemeyeceği adam yok, çok hızlı, çok çevik, çok, çok... Altyapısından Bülent Korkmaz, Tugay Kerimoğlu, Okan Buruk'u çıkarmış, son pırlantısı Emre Belözoğlu'nu avans istediği başkan odasında "Seni kim alır ki" sözünü duyunca Inter'e gittiğini öğrenen Galatasaray camiası için Sabri "Yeni Emre" idi. Gittiği günden bugüne yolu gözlenen Mircea Lucescu onu A takımla kampa götürdüğünde 17 yaşındaydı ve genç milli takımlarda 71 kez forma giyen Sabri için kampın ilk gününde "İşte yeni Emre" manşeti atıldı. Sabri her mevkide oynayabiliyordu ve Lucescu da onun için "Gelecekte gerçekten müthiş bir yıldız olacak" yorumunu yapmıştı. Sabri ile bir zaman sonra Galatasaray forması giyecek olan Berkant Göktan için de Alman futbolunun bir numarası Franz Beckenbauer "Yüzyılın yeteneği" demişti ama bir zaman sonra Berkant'tan olmayınca "Bayern Münih'te atlaması gereken bir basamak vardı, onu atlayamadı" diyerek bir gerçeğin altını çizmişti. Genç takımlarda parlayan her futbolcu, şaşalı bir kariyere sahip olamaz. Sabri de olamadı aslında. Sağ açık Sabri, Fatih Terim'in Galatasaray'daki ikinci döneminde formayı kaptı, bir zaman sonra sağ bek oldu. Hagi ertesi sezon Florya'da genç takım günlerinden bildiği Sabri'yi oynattı ama Erik Gerets'in tercihi Cihan Haspolatlı oldu.
2006'da son hafta, 2008'de teknik direktörsüz kazanılan iki şampiyonlukla geçen yıllardan bugüne Galatasaray'dan çok teknik adam geldi geçti, Şampiyonlar Ligi kazanmış Rijkaard, İstanbul'da kariyerinin dibini gördü bir daha kendine gelemedi, Karl Heinz Feldkamp, Galatasaray'a tarihinin en iyi futbolunu oynatan iki teknik adamdan (Fatih Terim) biriydi, yapamadı. Lincoln, helikopter alacaktı, Misimoviç sahada sakız çiğniyordu, Jo, Gürpınar'da garsoniyer tutmuştu hikayelerinin karşı tarafında ise Sabri vardı. Uykusuna, içtiğine yediğine dikkat eden, idmanlarda iyi çalışan ve Galatasaray'ın çocuğu günlerinden Galatasaray'ın kaptanlığına uzanan Sabri...
Futbol yeteneklerinin farkında olduğunda yararlı bir adamdı aslında. Gökhan Gönül olmasa A Milli Takım'ın son 10 yılında sağ bek onun olurdu, doğrusu bu onun değil; memleketin tüm sağ beklerinin problemiydi. Topu alıp 70 metre sürüp gol attığı da oldu, sol ayağıyla gol atıp mucizelere inananları oturdukları yerden ayağa kaldırdığı da. Kaleci çalıştıran ortalar da yaptı, adrese teslim gol pasları da verdi. Ona kim uzaktan iyi vuruyorsun demişse kariyerine en büyük darbeyi vurmuştu zamanında. Uzaktan hep iyi vurduğuna inandı, tribüne giden toplar onu bir zaman sonra taraftarın gözünde karikatür adam haline getirdi. O bundan rahatsız değildi, kısıtlı yeteneklerinin espri konusu olmasından bile para kazandı, reklamlarda oynadı. Her futbolcudan Hagi, Sneijder, Alex olmasını bekleyemezsiniz. Sabri bir zamanların dört ciğerlisi denilen Rıza Çalımbay'ı andırıyordu. "Atom Karınca" Rıza da orta yapmadan önce topla bir duraklar, kafasını kaldırır ama hiç olmazsa adrese teslim atardı. Hayat bu, yıllar yerinde durmuyor, biyonik Sabri de 30'unu geçince taylıktan terfi etmiş genç kanat oyuncuları karşısında sallanmaya, yetmemeye, ileri gitti mi geri dönmemeye başladı. Formasının arkasına Villarreal maçında "Sarbi" yazılmıştı... "Sarbi" gibi maçlar da oynadı Sabri, eli, ayağı birbirine dolandı. Galatasaray taraftarına üçlü çektiren, şampiyonluk kutlamalarının saha içindeki amigosu, Fenerbahçe derbilerinde Emre, Volkan ile kavga eden sarı-kırmızılı formanın delikanlısı... Bir zaman sonra o karikatür kimliği ona "Sabri Reyiz" lakabını getirdi. O da bunu sevdi ki gitti formanın üzerine ceketi omuzlarına atıp külhanbeyi pozları verdi. Bir takımda altyapıdan yetişmek, uzun yıllar forma giymek kaptan olmak için iyi bir sebeptir ama yeterli neden midir? O kaptanlığa kıdemmiş, askerlikte alt-üst devre, dede-torun hiyerarşisi gibi baktı. Selçuk İnan'ın, Sneijder'in kaptan olmasına bozuldu. İki sezon arka arkaya Melo ile saha içinde kavga etti, Aslında ona sorsanız yıllar boyunca hakkında çıkan tüm olumsuz haberler yalan, eleştiriler haksızdı. Bu "En beyazım" bakışı bile onun özeleştiri eksikliğidir. Diyelim ki Mancini onu izlediği ilk idmanda "İtalya'da ancak 3. ligde oynar" demedi. Diyelim ki, Ünal Aysal, forma üzerine o ceketli pozunu görüp biletini kesmedi. Diyelim ki Prandelli, topu kendisine atıp "Sabri'yi teknik direktör kadro dışı bıraktı" diyen başkanı Ünal Aysal'ı o gün değil de, aylar sonra yalanladı. Diyelim ki kaptanlık pazubandı alınan Sabri, Florya'da hiç sorun çıkartmadı. Diyelim ki Şampiyonlar Ligi maçı kadrosunda olmadığını öğrenince topu hocasına doğru vurmadı. Diyelim; çünkü Sabri böyle mutlu oluyor. Ne kazandığı Galatasaray yönetimini bağlar, kazandığını neye harcadığıysa Sabri'yi... Onu 15 yıl önce genç takımda izleyenler ondan Çelik Blek olacak sanmıştı. O Rodi oldu...
Aceto
2006'da son hafta, 2008'de teknik direktörsüz kazanılan iki şampiyonlukla geçen yıllardan bugüne Galatasaray'dan çok teknik adam geldi geçti, Şampiyonlar Ligi kazanmış Rijkaard, İstanbul'da kariyerinin dibini gördü bir daha kendine gelemedi, Karl Heinz Feldkamp, Galatasaray'a tarihinin en iyi futbolunu oynatan iki teknik adamdan (Fatih Terim) biriydi, yapamadı. Lincoln, helikopter alacaktı, Misimoviç sahada sakız çiğniyordu, Jo, Gürpınar'da garsoniyer tutmuştu hikayelerinin karşı tarafında ise Sabri vardı. Uykusuna, içtiğine yediğine dikkat eden, idmanlarda iyi çalışan ve Galatasaray'ın çocuğu günlerinden Galatasaray'ın kaptanlığına uzanan Sabri...
Futbol yeteneklerinin farkında olduğunda yararlı bir adamdı aslında. Gökhan Gönül olmasa A Milli Takım'ın son 10 yılında sağ bek onun olurdu, doğrusu bu onun değil; memleketin tüm sağ beklerinin problemiydi. Topu alıp 70 metre sürüp gol attığı da oldu, sol ayağıyla gol atıp mucizelere inananları oturdukları yerden ayağa kaldırdığı da. Kaleci çalıştıran ortalar da yaptı, adrese teslim gol pasları da verdi. Ona kim uzaktan iyi vuruyorsun demişse kariyerine en büyük darbeyi vurmuştu zamanında. Uzaktan hep iyi vurduğuna inandı, tribüne giden toplar onu bir zaman sonra taraftarın gözünde karikatür adam haline getirdi. O bundan rahatsız değildi, kısıtlı yeteneklerinin espri konusu olmasından bile para kazandı, reklamlarda oynadı. Her futbolcudan Hagi, Sneijder, Alex olmasını bekleyemezsiniz. Sabri bir zamanların dört ciğerlisi denilen Rıza Çalımbay'ı andırıyordu. "Atom Karınca" Rıza da orta yapmadan önce topla bir duraklar, kafasını kaldırır ama hiç olmazsa adrese teslim atardı. Hayat bu, yıllar yerinde durmuyor, biyonik Sabri de 30'unu geçince taylıktan terfi etmiş genç kanat oyuncuları karşısında sallanmaya, yetmemeye, ileri gitti mi geri dönmemeye başladı. Formasının arkasına Villarreal maçında "Sarbi" yazılmıştı... "Sarbi" gibi maçlar da oynadı Sabri, eli, ayağı birbirine dolandı. Galatasaray taraftarına üçlü çektiren, şampiyonluk kutlamalarının saha içindeki amigosu, Fenerbahçe derbilerinde Emre, Volkan ile kavga eden sarı-kırmızılı formanın delikanlısı... Bir zaman sonra o karikatür kimliği ona "Sabri Reyiz" lakabını getirdi. O da bunu sevdi ki gitti formanın üzerine ceketi omuzlarına atıp külhanbeyi pozları verdi. Bir takımda altyapıdan yetişmek, uzun yıllar forma giymek kaptan olmak için iyi bir sebeptir ama yeterli neden midir? O kaptanlığa kıdemmiş, askerlikte alt-üst devre, dede-torun hiyerarşisi gibi baktı. Selçuk İnan'ın, Sneijder'in kaptan olmasına bozuldu. İki sezon arka arkaya Melo ile saha içinde kavga etti, Aslında ona sorsanız yıllar boyunca hakkında çıkan tüm olumsuz haberler yalan, eleştiriler haksızdı. Bu "En beyazım" bakışı bile onun özeleştiri eksikliğidir. Diyelim ki Mancini onu izlediği ilk idmanda "İtalya'da ancak 3. ligde oynar" demedi. Diyelim ki, Ünal Aysal, forma üzerine o ceketli pozunu görüp biletini kesmedi. Diyelim ki Prandelli, topu kendisine atıp "Sabri'yi teknik direktör kadro dışı bıraktı" diyen başkanı Ünal Aysal'ı o gün değil de, aylar sonra yalanladı. Diyelim ki kaptanlık pazubandı alınan Sabri, Florya'da hiç sorun çıkartmadı. Diyelim ki Şampiyonlar Ligi maçı kadrosunda olmadığını öğrenince topu hocasına doğru vurmadı. Diyelim; çünkü Sabri böyle mutlu oluyor. Ne kazandığı Galatasaray yönetimini bağlar, kazandığını neye harcadığıysa Sabri'yi... Onu 15 yıl önce genç takımda izleyenler ondan Çelik Blek olacak sanmıştı. O Rodi oldu...
Aceto
22 Haziran 2015 Pazartesi
Taraftar Sakin Olmalı
İki kupa alınmış sezondan 10 gün sonra bu kaos gereksiz...Bütçe,mali durum malum... CL direkt katılım nedeni ile transfer için vakit var Ancak başkan acemi bir demeç ile Salı bombalar patlıyor deyip beklentiyi öne çekti...Cüneyt Tanman futboldan sorumlu yönetici ise ki öyle En kısa sürede çıkıp bir basın toplantısı yapmalı...Görsel,yazılı ve sosyal medya da çıkan uydurma haberler camiayı ve taraftarı etkiliyor.FB'nin daha fiyakalı transfer hamlesi yapması doğal...Muslera-Semih-Melo-Sneijder-Burak etkisi yaratan futbolcuları yoktu geçen sene sahada Ospina-Kjaer-Nani-Fernandao'ya bakıp Biz niye Bilal'i aldık demek yersiz.Bilal rotasyon oyuncusu.Muslera-Semih-Burak-Sneijder var sakin !
Eto'o Bitmiş
Eto'o bu kez bitti galiba...Ciddi ciddi Antalyaspor'a geleceği yazılıyor.Hele Ronaldinho gelirse asıl bomba o...Pandev-Sneijder ve Eto'o lu İnter kadrosu...Mourinho zamanı tabanca gibi ateş eden takım olmuşlardı...
18 Haziran 2015 Perşembe
Transfer Şımarıklığı
Özellikle son yıllarda Twitter'ın etkisiyle ilginç bir taraftar profili oluştu.Drogba-Sneijder sonrası herkese burun kıvıran var.3 büyükler içinde en fazla GS taraftarı başta olmak üzere bir bilgisizlik ve şımarıklık mevcut.En son transfer Bilal Kısa'dan yola çıkalım.Türk parası ile 2.4 M TL yazınca çok göründü herhalde...700 Bin Euro gibi makul bir ücret aslında...Taraftar futbolcunun alacağı parayı kendi 2,000 TL maaşı ile değil GS daki diğer futbolcu maaşları ile karşılaştırmak zorunda.Abartmayın..Hiç katkı vermeyen Aydın,Yekta vb. futbolcuların yıllık ücretlerine bakınca Bilal'in alacağı para çok diyen gitsin çay koysun.2 kupa kazanmış teknik adam Bilal'i istiyorum diyorsa alacaksın.Ligi bilen tecrübeli,oyun sıkışınca skor katkısı verebilecek biri Bilal..Haa sen sabah akşam Gignac,Podolski,RVP yazarsan bilinçsiz taraftar Bilal'e burun kıvırır tabii ki.Bence katkı verebilecek kişi nokta
İnsanlar R.Carlos-Hagi-Drogba-Sneijder gelince İbrahimovic'te gelir diyor ama iş öyle değil..Yıllık kazancı 12+ sponsor gelirleri ile 15'i geçen Zlatan büyük liglerde piyasası varken bu topraklara gelmez,unutun.Gignac 29 yaşında... CL de oynamak varken son yüksek fiyatlı sözleşme için Meksika'ya gidiyorsa kendi bileceği iş...4M Euro + imza parası Gignac için çok...Niye olmadı demem bu işe...Sağ bek, golcü sol açık (Podolski tipi) ,Melo giderse yerine biri ve kaliteli forvet şart. 4 transfer olmazsa olmaz yani.Sabri'nin genel sorunu zeka seviyesi.Hem sahada hem saha dışında.Geçen sene yemekhaneye giremiyor denilen adam,para beğenmiyor ise gidecek.Önce Veysel sonra Tarık beklenen katkıyı veremeyince,Sabri bu takıma zorunluluktan döndü.Seneye banko 11 futbolcusu olmaması gerekiyor.
Bilal Kısa'nın Transfer Ücreti.
Twitter'da İsmail Şayan iyi bir görsel paylaşmış...Sabah Twitter'da bende yeni transfer Bilal Kısa'nın alacağı ücreti tartışanları eleştirmiştim. Buyrun bakalım ne kazanacak görelim.
15 Haziran 2015 Pazartesi
9 Haziran 2015 Salı
Burak Yılmaz # Respect
Son 5 sezonda toplam 139 gol atan Burak Yılmaz, bu konuda Avrupa 9. olmuş. 25 Yaşından sonra futbolunu geliştiren nadir kişilerden biri.
Arjantin - Kamerun
İtalya 1990 açılış maçı...Bir önceki kupa 1986'nın şampiyonu Arjantin, Kamerun ile maça çıkıyor.Elbette ağır favori ama maçı 1-0 Kamerun kazanmış,çeyrek final yolculuğu başlamıştı.
6 Haziran 2015 Cumartesi
5 Haziran 2015 Cuma
CL Macerası Yeniden Başlıyor
Yine bir CL macerası başlamak üzere...Biz futbolseverler için büyük keyif.Hangi torbadayız,olası rakipler,kimler ile eşleşebiliriz,kimler ile eşleşmeyeceğiz,şu torbadan bu rakip,bu torbadan şu rakip mevzuları başlıyor.
Yalnız artık gerçekten Real Madrid,Arsenal falan gelmesin her sene sıkıcı olmaya başladı.
Hadi bir kura yapalım...PSG-VALENCIA-GALATASARAY-APOEL...
HH Galatasaray Kariyeri
İstatistiğin çok ötesi bir başarı kazandı Hamza hoca...Yıllardır beraber çalıştığı ekibi ile beraber.Futbolculuğundan beri tanıyoruz kendisini kalitesi,efendiliği ve çalışkanlığı ile örnek bir teknik adam.Açıkcası ismi ilk açıklandığında çoğunluk soru işareti ile baktı kendisine ama kısa sürede herkese nasıl bir teknik adamlık yapacağını gösterdi.
İlk sezonda bu kaos ortamından çıkarılmış 2 kupa zaferdir bana göre.Daha çok kupa kaldırman dileği ile.