31 Mayıs 2015 Pazar
20. Şampiyonluk Hikayesi
20. şampiyonluk kutlamaları bu gece resmi olarak yapılıp kupa alınacak. 4. yıldızın bana göre en büyük esprisi buna ilk ulaşan kulüp olmak. Filmi şimdi biraz geriye geçen sene Ağustos dönemine saralım. Beklemediğim bir Mancini ayrılığı sonrası Ünal Aysal yeni bir vizyon tercihi yaparak Dünya Kupası sonrası İtalya'dan ayrılan Cesare Prandelli'yi takımın başına getirdi. Açıkcası Terim'den başka bir Türk teknik adamla çalışmaya sıcak bakmayacak yapıda idi Aysal Başkan.
Prandelli kağıt üzerinde iyi bir tercih olsa dahi Türkiye şartlarına uymadı bana göre. Ne o takımla ne de futbolcular onunla sıkı bir bağ kuramadı.
Prandelli ile yollar ayrılıp Hamza Hamzaoğlu geldiğinde camiada şampiyonluk inancı son 2-3 ay kadar fazla değildi kabul etmek gerek.
HH 'nun taktik dehası değil iletişim gücü,sakinliği,kritik anlarda sağlam durması şampiyonluğu getirdi.Büyük iş başardı kabul etmek ve hakkını vermek gerek.Takım ligde toplam 5 yenilgi aldı zaten 3 tanesi Prandelli dönemi.
Tek maç üzerinden oynanan bir kupa finali olsa ve hakem kötü maç yönetip kupayı bir takımdan alıp diğerine verse eyvallah. 34 maç üzerinden oynanan lig sonrası hakem,federasyon diye ağlamak ayıptır. Bu ligde 3 büyükler aşağı yukarı aynı şekilde kollanır.Bu nedenle mazeret üreten gitsin çay koysun.
Şimdi her sene yaptığım gibi tüm futbolcular özelinde bir sezon değerlendirmesi yapacağım.
MUSLERA : Sözün bittiği yer Nando...Herkes şampiyonluk priminden çıkarıp 50 bin Dolar verse yeridir.Şaka bir yana şampiyonluğa etkisi sıradışı.Bence Türkiye'nin tartışmasız en iyisi , Avrupa'da ilk 5'e , Dünyada ilk 10'a girer.Aksini düşünen yoktur herhalde. Real Madrid-Chelsea-Juventus seviyesi kaleci.Galatasaray için büyük şans.
SİNAN BOLAT: Ben geldiğinde Muslera'ya iyi bir yedek olacağını düşünüyordum hepimizi yanılttı.Dün dahil hep jeneriklik goller yedi. Hiç güven vermiyor ve ayrılacak.
ERAY İŞCAN: İki kelime ile ''Kaleci değil '' Bakın kötü kaleci bile demiyorum,kaleci değil.
SEMİH KAYA : Türk olarak 1. stoper tartışmasız o...Yabancı sınırı 14 olsa dahi bu takımda her zaman yeri olur.Takımın ileride kaptanı olacak potansiyeli var. Chedjou kalırsa ki bana göre kalır gibi,ilk stoper tercihi bu ikili olur.Dany ve Hakan o bölgeyi yedekler.
A.CHEDJOU : Kamerunlu stoper ilk senesine göre çok daha fazla katkı verdi.Emenike kadar gol attı ayrıca.Muslera-Sneijder gibi Dünya çapında değil ancak bu takım için önemli futbolcu.Başka bölgelere transfer ihtiyacı olduğundan onu gönderip başka yabancı stoper almak bu sezon lüks olur.
KORAY GÜNTER: Benim için biraz hayal kırıklığı.Uzun boyuna karşı yere sağlam basan güçlü bir savunma oyuncusu değil.Pozisyonuna göre ağır kalıyor.Kiralık gönderip bir sezon sürekli oynayıp gelişimine bakmak gerek.
HAKAN BALTA: Buz adam. Son düzlüğe girildiği dönem Chedjou sakatlık yaşarken stoperde büyük katkı verdi.1-2 sezon daha bu takımda stoper ve sol bek için iyi alternatif. Karakterli yapısı ile Galatasaray'a çok yakışıyor.
GÖKHAN ZAN: Sözleşmesi bitti ve gerek duyulduğu zaman bile tercih edilmedi.Yolu açık olsun.
HAMİT ALTINTOP: Ciddi sakatlık yaşamasına rağmen o da Hakan gibi son haftalarda özellikler Melo'nun olmadığı dönem büyük katkı sağladı. Gelecek sezon takıma ağabeylik yapma ve profesyonellik anlamında yine katkısı olur. Sözleşme sonuna kadar kalmayı fazlasıyla hak edenlerden.
YEKTA KURTULUŞ: Aysal Başkan, yabancı sınırlaması ile de maalesef uzun ve gereksiz sözleşme yaptı kendisi ile.Bu takımda kazandığı parayı ne Avrupa ne de Türkiye'de kazanamaz.Bu tip düşük profil futbolcular ile 4-5 yıllık değil en fazla 2 senelik anlaşmak gerektiğini görmüşlerdir umarım.Takıma katkısı neredeyse yok gibi.Kiralık yada direkt bonservisi ile gitmesi daha iyi olur.Bakalım göreceğiz.
AYDIN YILMAZ: Gökhan gibi yolu açık olsun.
FELİPE MELO: Türk futbolu ve taraftarın genetik kodunu çözmüş çok zeki futbolcu.Son 4 senede kazanılan 3 şampiyonlukta çok büyük katkısı var.Orta sahada o olmayınca büyük boşluk oluyor ve sahada varlığı fiziksel varlığının ötesinde.Adeta takımın sahadaki ruhu.Şampiyonluk sonrası ayrılık imaları ilginç.Seneye direkt CL oynamak varken Katar'a gitmek için erken...İnter/Mancini teklifi olursa kafası karışması normal ama burada ne kazanıyorsa İtalya'da üçte birini kazanacağını bilecek kadar tecrübeli.Tatlı sert futbolu bazen çıkmayan sarı-kırmızı kartlar ile rakip taraftarların hiç sevmediği bir futbolcu profili kendisi.Ayrılırsa yerine transfer ilk tercih olmalı.Eğer son günlerdeki tavırları sözleşme uzatma manevraları ise ayıp etmiş olur. Muslera-Sneijder gelen teklifler varken hiç bu küçük oyunlara tenezzül etmediler unutulmasın.Fıtık ameliyatını başka futbolcu olsa sezonu kapardı. 2 ayda geri dönüp şampiyonluk yarışının en zor anlarında büyük katkı verdi.Eğer giderse Galatasaray kariyerini zirvede bırakmış olur.
BLERİM DZEMAİLİ: Son dakika Napoli'den transfer edildi.Menajer gazı mı yoksa Prandelli tercihi mi çok anlaşılmadı.Uzun yıllar İtalya kariyeri ile sezon içinde katkı verir diye düşündük ama beklentiyi pek karşılamadı.Orta sahada ileri,dikine oynayan kaliteli bir futbolcu ama fiziksel yetersizlik ve sezon başı kamp dönemini kaçırmak bütün sezon onu etkiledi.1-2 iyi maçı unutulup gidecek bir iz bıraktı.İtalya ya da İsviçre'ye dönecek.
ALEX TELLES : Bu aralar adı İnter ile anılıyor ve 7,5 M Euro dan söz ediliyor. 6,5 civarı alınmıştı 7,5 satılsa hayır demem.Bence yeri gelmişken söyleyim,Muslera ve Sneijder dışında kimse vazgeçilmez değil.Telles özellikle CL seviyesi için hızlı olmayan ve yere sağlam basmayan güçsüz futbolcu.Sadece tekniği üst düzey o da zaten olsun bir zahmet adam Brezilyalı.Ancak ben cazip teklif gelmez ise kalacağını düşünüyorum.Transferde çünkü daha önemli öncelikler var.
SELÇUK İNAN : Prandelli dönemi performansı dip yaptı ama HH sonrası eski seviyesine çok yaklaştı.Takımın kaptanı ve Melo ile uyumu iyi.Son haftalarda kritik golü dışında çok iyi futbolu ile şampiyonluğa katkı sağladı.Bence Türk olarak hala en iyi orta saha futbolcusu Selçuk.
BRUMA: Bu sene beklentim çok daha yüksek ve Keita ,Ribery tadı beklerken saman alevi gibiydi.Çok ciddi bonservis verildi ve kolay vazgeçilmiyor.Yabancı sınırı 14 olmuşken kalsa hayır demem ama bence Türkiye'de gelişme kaydetmesi çok çok zor.Avrupa kupalarında oynayan mesela Hollanda ya da Belçika takımlarından birine bir sezon kiralansa bir üst seviyeye çıkabilir.Tek artısı hızı ama oyun görüşü ve bitirici vuruşları çok zayıf.
WESLEY SNEIJDER: Takımın 10 numarası.Şampiyonluk katkısı çok yüksek.Sürekli gitti gidecek dediler ama o takıma özellikle HH sonrası çok daha fazla bağlandı ve oyun, skor olarak fark yarattı. FB ve BJK maçlarında attığı goller unutulmaz.Aldığı parayı konuşan taş olur. Ajax-Real Madrid ve İnter'de 10 numara oynamış adamı bu yaşta daha ucuza Türkiye'de oynatamazdınız zaten.
Verilen paraları sonuna kadar çıkardı.Son 2 sene CL-Lig ve Türkiye kupasında verdiği katkı ile herkese helal olsun dedirtti.
OLCAN ADIN: Bir başka beklentinin uzağında kalan,iyi transfer yapınca çalışmak yerine yatan klasik Türk futbolcusu. Geçen sezon Trabzonspor'da yaptığı asist-gol katkısını görünce beklenti yükselmişti ama ne sol bek ne de sol açık olarak takıma çok katkı vermedi.Seneye 11 zor görür iyi bir yedek olarak yoluna devam eder.
EMRE ÇOLAK: Fiziği gereği ne açık ne de orta saha oyuncusu olma şansı var. Tek olacak şey Sneijder'in alternatifi olmak ve sıkışan maça dinamizm getirmek. Aydın'ın bir şey yapmadan 10 sene kaldığı düşünülürse gelecek sezon kadroda olması çok normal.
YASİN ÖZTEKİN: HH açıkladı, devre arası Karabükspor'a gitmek üzereydi.Kalıp forma savaşı yapmak istedi ve bence şampiyonluğa etkisi Muslera ve Sneijder'den sonra 3. sırada. Sezon başı Erkan Zengin yerine tercih edilmesini ve 2,750M bonservis verilmesini eleştiren başta ben olmak üzere herkesi mahçup etti. Seneye bu takımın önemli bir parçası olmayı çok fazla hak etti.Mersinspor ve Beşiktaş maçlarında golleri şampiyonluk yolunda önemli virajlardı.
SABRİ SARIOĞLU : Prandelli dönemi sezon başı kadro dışı bırakıldı ve gitmek yerine altyapı da çalışmaya devam etti. Tarık ve Veysel katkı vermeyince takımın vazgeçilmezi oldu. Bu takımda her zaman çalışkanlığı ve iş disiplini ile yer buldu. Yeteneği ve oyun zekası GS seviyesinde olmadığı zaten hepimizin malumu.Gelecek sezon Sabri ile geçmez ve bitmez. Kaliteli bir yabancı sağ bek takımın transferde önceliği olmalı.
UMUT BULUT : O da sorunsuz bir yedek olmanın ekmeğini yiyor.Çık oyna derler oynar,gel yedek otur derler arıza asla çıkarmaz.Pandev gidiyor,Burak-Umut ile 3 kulvar asla gitmez kaliteli bir golcü ya da kanat/forvet şart.Yabancı sınırı 14 iken aldığı para göze batar ama kolay vazgeçilmez.
GORAN PANDEV: Ben geldiği gün tecrübesi yeteneği ile Sneijder ve Burak için çok yardımı olur sürekli 11 oyuncusu olmasa bile toplamda 15 gol/ asist katkısı vereceğini düşünmüştüm.Fiziği tamamen bitik gelmiş ve CL/Lig için hiç hazır olamadı.Türkiye kupası katkısı ise akılda kalan yönü.Gelecek sezon İtalya'ya dönüyor.
TARIK ÇAMDAL: Verilen para tamamen yabancı sınırlaması kazığı olarak kaldı.Bırakın sol beki , sağ bek için bile GS seviyesinde olmadığı kısa sürede belli oldu.Seneye kiralık gider mi bilmem ama varlığı yokluğu tartışılmaz.
SİNAN GÜMÜŞ: U21'in yıldızı A takımda çok az şans buldu ama HH gelecek sezon ondan daha fazla yararlanacaktır kuşkusuz.Formayı hak eden bir karakteri ve yeteneği var. Süper Lig için iyi bir sezon başı kampı ile takım için iyi bir alternatif olma potansiyeli var.
BURAK YILMAZ: Takımın 1. forveti tartışmasız Burak...Ancak Pandev gidiyor,Umut'un katkısı skor anlamında çok yetersiz. Fernandao tipi pivot santrafor ya da Podolski tipi kanat forvet kesin gelmeli.Lig bile zorlu hele CL de kesin takviye şart.
Şampiyonluk Yazısı Geliyor
Pazartesi şampiyon olduk ama hem İstanbul seyahati hem de iş yoğunluğu nedeniyle Pazar günü sakinliğini bekliyordum açıkcası.Futbolcuları tek tek değerlendirerek bir şampiyonluk yazısı yazacağım az sonra...
Fotoğrafa iyi bakın...Sonuna kadar hak edilmiş bir şampiyonluktu ve ne FB ne de BJK bu şampiyonluğu Galatasaray kadar istemedi.Başkan ,yönetici,teknik adam,futbolcu ayırmadan herkesin çok çok istediği şampiyonluk kazanıldı.Herkese helal olsun.
Fotoğrafa iyi bakın...Sonuna kadar hak edilmiş bir şampiyonluktu ve ne FB ne de BJK bu şampiyonluğu Galatasaray kadar istemedi.Başkan ,yönetici,teknik adam,futbolcu ayırmadan herkesin çok çok istediği şampiyonluk kazanıldı.Herkese helal olsun.
4. Yıldız
Hep söylüyoruz, Galatasarayla uğraşanın çocuğu olmaz.Size lafınızı gene yedirdik ama bu kez kek olarak.
30 Mayıs 2015 Cumartesi
Hafta Sonu Futbol
30 Mayıs 2015, Cumartesi
13:00 Çaykur Rizespor - Galatasaray (LigTV)
13:30 Dinamo Moscow - Krasnodar (LigTV2)
13:30 Rostov - CSKA Moscow (LigTV3)
16:00 Fenerbahçe - Kasımpaşa (LigTV)
19:00 Bursaspor - Torku Konyaspor (LigTV2)
19:00 Mersin İdmanyurdu - İstanbul Başakşehir (LigTV3)
19:00 Verona - Juventus (Tivibu)
19:30 Arsenal - Aston Villa (TRT Spor)
21:00 Borussia Dortmund - Wolfsburg (NTVSpor Smart HD)
21:45 Atalanta - Milan (A Spor)
22:30 Barcelona - Athletic Bilbao (LigTV3)
31 Mayıs 2015, Pazar
21:45 Roma - Palermo (Tivibu)
21:45 Inter - Empoli (Tivibu)
21:45 Napoli - Lazio (Tivibu)
22:00 Corinthians - Palmeiras (LigTV3)
1 Haziran 2015, Pazartesi
21:00 Adana Demirspor - Antalyaspor (TRT Spor)
21:00 Albimo Alanyaspor - Samsunspor (TRT HD)
13:00 Çaykur Rizespor - Galatasaray (LigTV)
13:30 Dinamo Moscow - Krasnodar (LigTV2)
13:30 Rostov - CSKA Moscow (LigTV3)
16:00 Fenerbahçe - Kasımpaşa (LigTV)
19:00 Bursaspor - Torku Konyaspor (LigTV2)
19:00 Mersin İdmanyurdu - İstanbul Başakşehir (LigTV3)
19:00 Verona - Juventus (Tivibu)
19:30 Arsenal - Aston Villa (TRT Spor)
21:00 Borussia Dortmund - Wolfsburg (NTVSpor Smart HD)
21:45 Atalanta - Milan (A Spor)
22:30 Barcelona - Athletic Bilbao (LigTV3)
31 Mayıs 2015, Pazar
21:45 Roma - Palermo (Tivibu)
21:45 Inter - Empoli (Tivibu)
21:45 Napoli - Lazio (Tivibu)
22:00 Corinthians - Palmeiras (LigTV3)
1 Haziran 2015, Pazartesi
21:00 Adana Demirspor - Antalyaspor (TRT Spor)
21:00 Albimo Alanyaspor - Samsunspor (TRT HD)
29 Mayıs 2015 Cuma
27 Mayıs 2015 Çarşamba
Hayal Kırıklığının Baş Harfleri GP
Devre arası takımda kalınca Pandev kazanılmalı başlığı altında bunları yazmıştım...
Mevcut kadro ve ekonomik yapı ile bir forvet transferi zor. Bu durumda Pandev'in takımda kalması çok mantıklı.İlk geldiği dönemden beri direkt 11 futbolcusu olmasa bile ciddi süreler alıp iyi katkı vereceğini düşündüm.
Müthiş tecrübesi,yardımcı forvet özelliği,yüksek olmayan egosu,Burak'a yapacağı asistler ile Umut'un verimsiz olduğu dönemlerde büyük yarar sağlar bana göre. Ligin başında fizik olarak hazır olmayabilir ama 5-6 ay sonra hala fizik denirse teknik adama hesap sormak gerek.Hazırlamak sizin işiniz.Kendisine bu takım için önemli ve değerli biri olduğu hissi verilirse ikinci yarı en az gol+asist 10 gol katkı bekliyorum.
Ligde hiç yararlanılmamasına anlam veremiyorum.Şampiyonluk geldi ancak Umut'un Burak'ın formsuz olduğu dönemde direkt 11 olmasa bile 30-35 dk. süre alması gerekirdi.
Mevcut kadro ve ekonomik yapı ile bir forvet transferi zor. Bu durumda Pandev'in takımda kalması çok mantıklı.İlk geldiği dönemden beri direkt 11 futbolcusu olmasa bile ciddi süreler alıp iyi katkı vereceğini düşündüm.
Müthiş tecrübesi,yardımcı forvet özelliği,yüksek olmayan egosu,Burak'a yapacağı asistler ile Umut'un verimsiz olduğu dönemlerde büyük yarar sağlar bana göre. Ligin başında fizik olarak hazır olmayabilir ama 5-6 ay sonra hala fizik denirse teknik adama hesap sormak gerek.Hazırlamak sizin işiniz.Kendisine bu takım için önemli ve değerli biri olduğu hissi verilirse ikinci yarı en az gol+asist 10 gol katkı bekliyorum.
Ligde hiç yararlanılmamasına anlam veremiyorum.Şampiyonluk geldi ancak Umut'un Burak'ın formsuz olduğu dönemde direkt 11 olmasa bile 30-35 dk. süre alması gerekirdi.
26 Mayıs 2015 Salı
Sinema Tadında Derbi
Gene müthiş bir yazı...Arşivlik...Bülent Timurlenk'ten.
Yavuz Turgul'un, Ömer Kavur'un asistanıymış da, ufak bütçeli filmlerden sonra büyük prodüksiyon için koltuğa oturmuş gibi Hamza Hamzaoğlu. Düşük profil çizmeye çalışan, az ama öz konuşan, film çekse macera değil de uzun bir yol hikayesini Nuri Bilge Ceylan hızında anlatacak gibi duran...
Fernando Muslera, kıtası Güney Amerika sinemasında senaryo seçmeden her seferinde büyük oynayan karakter oyuncusu. Hiçbir filmin posterinde adı en üstte yazmıyor ama salondan çıkanların kalbinde çoğu zaman başroldeki adam. Sabri Sarıoğlu, Yeşilçam sokağında doğma büyüme karakter oyuncusu. Hiç başrolü yok, olmayacak da, bazen jön kaprisi yapıyor ama sonra sinema aşkı büyük basıyor. Semih Kaya, kolej hikayelerinde kızların önce yüzüne bakmadığı ama son sınıfa gelip takım kaptanlığına yükseldiğinde paylaşılamayan genç. Hakan Balta, her yönetmenin film çekmeye karar verdiğinde mutlaka bir rol ayırdığı, kısa planlarının hakkını veren usta sanatçı. Alex Telles, Brezilya dizilerinde sivrilip, Avrupa sinemasına kapağı attığında yerel bir yıldız olduğuyla yüzleşen aşk filmlerinde kaybeden genç.
Felipe Melo, sanki Fight Club'ın afişinden futbol sahalarına düşmüş, aksiyon filmlerinin olmazsa olmaz aktörü, "Rol kesmiyor her seferinde kendini oynuyor" denilenlerden. Selçuk İnan, yüz bölüm süren dizilerin değişmez ikinci karakteri, jön değil ama onsuz da senaryo yürümüyor. Onur Ünlü filmlerinin Serkan Keskin'i gibi... Emre Çolak, konservatuvar mezunu büyük yetenek ama verilen her rolü "İşte bu kadar yetenekliyim" diye bağırarak oynayan, senaryoya uymayıp doğaçlamayla çoğu zaman yönetmenini çileden çıkartan genç.
Yasin, eğitimini yurtdışında alıp memlekete geldiğinde sektörden kimseyi tanımayan, kötü senaryolarda, ufak bütçeli filmlerde kendini gösteremeyen ama vazgeçmeyip sonunda kaptığı rolün hakkını fazlasıyla verip, "bırakıyorum aktörlüğü" tavrının kıyısından dönen gurbetçi. Wesley Sneijder bildiğin Al Pacino. Büyük filmlerin büyük aktörü. Senaryo kötü olsa bile çoğu zaman varlığı filmi kurtarıyor, gişesi her zaman var. İyi senaryo ona zaten Oscar getiriyor. Burak Yılmaz, aktör babanın jön oğlu. Kötü senaryolardan sonra usta yönetmen Şenol Güneş'in kadrajını girince jönlüğe terfi eden Türk futbolunun Kenan İmirzalıoğlu'su....
Slaven Bilic, Amores Perros'la ortalığı yıkan Alejandro Gonzalez Inarritu olmak isteyen ama prodüktör bir türlü istediği bütçeyi kendisine vermeyince filmleri senaryo defterinde kalan yönetmen. Inarritu'nun farklı hikayeleri filmin sonunda bir noktada buluşurken, üç hikayenin sonunu getiremeyen Bilic'i gişede yalnız bırakan yanlış senaryo aritmatiği ve role uymayan oyuncular seçimi.
Cenk Gönen, yanlış mevsimde vizyona giren filmlerin yetenekli ama bir türlü sinema dergilerinin kapaklarına çıkamayan aktörü. Sektördeki büyük aktörlerden kendisine sıra gelmeyince dizini salondaki sehpaya vurup koltuğunda kıvranacak kadar da şanssız bir beyazperde öznesi. Serdar Kurtuluş, "Benim filmimde Robert de Niro oynayacak" diye hayal kurup yıllarca Çiçek Bar'da sabahlayan yönetmenin, en sonunda motor dediğinde rolü kapan, hakkını da veren ama kimselere yaranamayan aktörü. Sivok, ağır senaryoların, uzun metrajlı filmlerin değişmez karakter oyuncusu, prodüktörler unutsa bile bir zaman sonra yönetmenlerin aklından çıkmayan, rolünün hakkını veren oyuncusu... Ersan, salon filmlerinin Tarık Akan'ı olma yolunda çıktığı kariyerinde adımlarını kısa atan ve hayal kırıklığı yaratan, jönlüğün kenarından dönen genç. Motta, düşük bütçeli, iki günde senaryosu yazılmış, gece yarısından sonra televizyon kanallarının yayınladığı macera filmlerindeki hiç gülmeyen, kavgası eksik olmayan karakterlerin sahibi.
Atiba, kısıtlı yeteneğinin farkında olan ama sete her seferinde zamanında gelen, yönetmeni can kulağıyla dinleyen, kısa rollerinin hakkını veren festivallerde ödül almasa da başarılı bir sinema emekçisi. Tolgay, Haluk Bilginer'in İngiltere'den geldiği günlerdeki gibi tanınmayan ama şöhretini beraberinde getiren ve bir gün mutlaka Haluk Bilginer'inMasumiyet'teki unutulmaz tiradını tekrarlayacak olan genç yetenek, tabii Zeki Demirkubuz'unu bulursa... Gökhan Töre, İngiliz sineması için doğmuş fiziğiyle macera filmlerinin aktörü. Guy Ritchie'nin yönetmenliğini yaptığı filmlerin vazgeçilmez oyuncusu, geleceğin Jason Statham'ı.
Hollywood'un teknolojisinin karşısında iyi senaryo, doğru casting ile duran Arjantin sinemasında her seferinde başrol kapacak yetenekte bir oyuncu Sosa. Komedi oynamayacağı kesin ama dramın da mecaranın da hakkını verir. Olcay Şahan, kalabalık yemek masalarından şen kahkahaların yükseldiği Ferzan Özpetek filmlerinde kadınların hayran gözlerle süzdüğü ama bir türlü uzun ilişkilerin adamı olmayı başaramadığından, herkesin biraz mesafeli yaklaştığı, günü gününe uymayan adam rolünün hayattaki karşılığı, belki de Javier Bardem...
Demba Ba, futbolun Hollywood'u Premier Lig'de Brad Pitt, Edvard Norton, Jean Reno gibi büyük aktörlerin yanında Samuel L. Jackson olmayı başarmış ama bir türlü gişe rekortmeni filmlerde yer alamamış usta aktör...
Her derbi bir dizi filmdir, yönetmenlerini, aktörlerini bildiğimiz... Senaryosu sahada yazılır, kimine iyi kimine göre kötü sonla biter.
Yavuz Turgul'un, Ömer Kavur'un asistanıymış da, ufak bütçeli filmlerden sonra büyük prodüksiyon için koltuğa oturmuş gibi Hamza Hamzaoğlu. Düşük profil çizmeye çalışan, az ama öz konuşan, film çekse macera değil de uzun bir yol hikayesini Nuri Bilge Ceylan hızında anlatacak gibi duran...
Fernando Muslera, kıtası Güney Amerika sinemasında senaryo seçmeden her seferinde büyük oynayan karakter oyuncusu. Hiçbir filmin posterinde adı en üstte yazmıyor ama salondan çıkanların kalbinde çoğu zaman başroldeki adam. Sabri Sarıoğlu, Yeşilçam sokağında doğma büyüme karakter oyuncusu. Hiç başrolü yok, olmayacak da, bazen jön kaprisi yapıyor ama sonra sinema aşkı büyük basıyor. Semih Kaya, kolej hikayelerinde kızların önce yüzüne bakmadığı ama son sınıfa gelip takım kaptanlığına yükseldiğinde paylaşılamayan genç. Hakan Balta, her yönetmenin film çekmeye karar verdiğinde mutlaka bir rol ayırdığı, kısa planlarının hakkını veren usta sanatçı. Alex Telles, Brezilya dizilerinde sivrilip, Avrupa sinemasına kapağı attığında yerel bir yıldız olduğuyla yüzleşen aşk filmlerinde kaybeden genç.
Felipe Melo, sanki Fight Club'ın afişinden futbol sahalarına düşmüş, aksiyon filmlerinin olmazsa olmaz aktörü, "Rol kesmiyor her seferinde kendini oynuyor" denilenlerden. Selçuk İnan, yüz bölüm süren dizilerin değişmez ikinci karakteri, jön değil ama onsuz da senaryo yürümüyor. Onur Ünlü filmlerinin Serkan Keskin'i gibi... Emre Çolak, konservatuvar mezunu büyük yetenek ama verilen her rolü "İşte bu kadar yetenekliyim" diye bağırarak oynayan, senaryoya uymayıp doğaçlamayla çoğu zaman yönetmenini çileden çıkartan genç.
Yasin, eğitimini yurtdışında alıp memlekete geldiğinde sektörden kimseyi tanımayan, kötü senaryolarda, ufak bütçeli filmlerde kendini gösteremeyen ama vazgeçmeyip sonunda kaptığı rolün hakkını fazlasıyla verip, "bırakıyorum aktörlüğü" tavrının kıyısından dönen gurbetçi. Wesley Sneijder bildiğin Al Pacino. Büyük filmlerin büyük aktörü. Senaryo kötü olsa bile çoğu zaman varlığı filmi kurtarıyor, gişesi her zaman var. İyi senaryo ona zaten Oscar getiriyor. Burak Yılmaz, aktör babanın jön oğlu. Kötü senaryolardan sonra usta yönetmen Şenol Güneş'in kadrajını girince jönlüğe terfi eden Türk futbolunun Kenan İmirzalıoğlu'su....
Slaven Bilic, Amores Perros'la ortalığı yıkan Alejandro Gonzalez Inarritu olmak isteyen ama prodüktör bir türlü istediği bütçeyi kendisine vermeyince filmleri senaryo defterinde kalan yönetmen. Inarritu'nun farklı hikayeleri filmin sonunda bir noktada buluşurken, üç hikayenin sonunu getiremeyen Bilic'i gişede yalnız bırakan yanlış senaryo aritmatiği ve role uymayan oyuncular seçimi.
Cenk Gönen, yanlış mevsimde vizyona giren filmlerin yetenekli ama bir türlü sinema dergilerinin kapaklarına çıkamayan aktörü. Sektördeki büyük aktörlerden kendisine sıra gelmeyince dizini salondaki sehpaya vurup koltuğunda kıvranacak kadar da şanssız bir beyazperde öznesi. Serdar Kurtuluş, "Benim filmimde Robert de Niro oynayacak" diye hayal kurup yıllarca Çiçek Bar'da sabahlayan yönetmenin, en sonunda motor dediğinde rolü kapan, hakkını da veren ama kimselere yaranamayan aktörü. Sivok, ağır senaryoların, uzun metrajlı filmlerin değişmez karakter oyuncusu, prodüktörler unutsa bile bir zaman sonra yönetmenlerin aklından çıkmayan, rolünün hakkını veren oyuncusu... Ersan, salon filmlerinin Tarık Akan'ı olma yolunda çıktığı kariyerinde adımlarını kısa atan ve hayal kırıklığı yaratan, jönlüğün kenarından dönen genç. Motta, düşük bütçeli, iki günde senaryosu yazılmış, gece yarısından sonra televizyon kanallarının yayınladığı macera filmlerindeki hiç gülmeyen, kavgası eksik olmayan karakterlerin sahibi.
Atiba, kısıtlı yeteneğinin farkında olan ama sete her seferinde zamanında gelen, yönetmeni can kulağıyla dinleyen, kısa rollerinin hakkını veren festivallerde ödül almasa da başarılı bir sinema emekçisi. Tolgay, Haluk Bilginer'in İngiltere'den geldiği günlerdeki gibi tanınmayan ama şöhretini beraberinde getiren ve bir gün mutlaka Haluk Bilginer'inMasumiyet'teki unutulmaz tiradını tekrarlayacak olan genç yetenek, tabii Zeki Demirkubuz'unu bulursa... Gökhan Töre, İngiliz sineması için doğmuş fiziğiyle macera filmlerinin aktörü. Guy Ritchie'nin yönetmenliğini yaptığı filmlerin vazgeçilmez oyuncusu, geleceğin Jason Statham'ı.
Hollywood'un teknolojisinin karşısında iyi senaryo, doğru casting ile duran Arjantin sinemasında her seferinde başrol kapacak yetenekte bir oyuncu Sosa. Komedi oynamayacağı kesin ama dramın da mecaranın da hakkını verir. Olcay Şahan, kalabalık yemek masalarından şen kahkahaların yükseldiği Ferzan Özpetek filmlerinde kadınların hayran gözlerle süzdüğü ama bir türlü uzun ilişkilerin adamı olmayı başaramadığından, herkesin biraz mesafeli yaklaştığı, günü gününe uymayan adam rolünün hayattaki karşılığı, belki de Javier Bardem...
Demba Ba, futbolun Hollywood'u Premier Lig'de Brad Pitt, Edvard Norton, Jean Reno gibi büyük aktörlerin yanında Samuel L. Jackson olmayı başarmış ama bir türlü gişe rekortmeni filmlerde yer alamamış usta aktör...
Her derbi bir dizi filmdir, yönetmenlerini, aktörlerini bildiğimiz... Senaryosu sahada yazılır, kimine iyi kimine göre kötü sonla biter.
21 Mayıs 2015 Perşembe
18 Mayıs 2015 Pazartesi
Sen Şampiyon Olacaksın...
Elbette matematiksel olarak hala 3 takımın şansı olsa da final ve final haftalarını iyi oynama konusunda Galatasaray'da rakiplerinde olmayan bir kültür var,herkesin bunu kabul etmesi gerek.
Bu fotoğrafı özellikle seçtim.Sneijder ve Melo'nun 4. yıldız ve şampiyonluğu ne kadar istediği malum ancak bu sezon ligde sadece 50 dk civarı oynayan ve gelecek şampiyonlukta sıfır katkısı olan hatta gelecek sezon Genoa ile anlaşıp sağlık kontrolünden bile geçen Pandev bile gole ne kadar coşku ile seviniyor biz değil rakipler yorumlasın.
Kaleci elini çekti,penaltı verilmedi,gol ofsayt değildi falan hikaye.Lig şampiyonluğunu gününde olduğun bir final gecesi değil tam 34 hafta belirliyor...Taraftarı,futbolcusu,yönetimi ile bu şampiyonluğu en çok Galatasaray istiyor ve olacak bu kadar basit.
Fernando Muslera
Bülent Timurlenk'ten arşivlik Muslera yazısı...
Geride kalan haftanın kahramanıydı, sezonun altın 11'i sorulduğunda da kale için kimsenin aklına başka bir isim gelmeyecek. Fernando Muslera, Galatasaray'da iyi yabancı kaleciler geleneğinin son halkası. Futbolda "Atanın ve tutanın iyi olacak" derler. İyi yerli forvetlerle tarihini yazan Galatasaray'ı iş kaleye gelince Fenerbahçe ve Beşiktaş'tan da ayıran işte bu marka kaleci tercihleri. Dört yıl önce Copa America'da harikalar yarattığında turnava öncesinde Galatasaray'a imza atmamış olsa kulübü Lazio, onu büyük bir ihtimalle sattığı 12 milyon euro'nun iki katına bir başka kulübe satacaktı. Bu rakam bile Muslera'nın futbol tarihinin en pahalı dördüncü (2011) kalecisi olmasına yetti. 25 yaşında, idolü Oscar Cordoba'nın Beşiktaş formasını giydiği lige Uruguay Milli Takımı kalecisi kartvizitiyle gelmek, kabul edelim kariyeri açısından cesur bir tercihti. Muslera, 2010 Dünya Kupası ve 2011 Copa America'daki süksesiyle Galatasaray'ın yolunu tutarken, sarı-kırmızılı forma altında iz bırakan yabancı kaleciler Florya'ya gelirken ceplerinde hep bir "Zordayım" hikayesi taşıyorlardı.
Zoran Simoviç bugün 60 yaşında. Euro 84'te hayatının fırsatını yakalamıştı. 30 yaşına kadar ülkesi Yugoslavya dışına çıkamamış ve iyi para kazanamamıştı. Nottingham Forest'in listesindeydi ama İngilizler, imzayı turnuva sonrasına bıraktılar. Simoviç için kabus gibi bir turnuva oldu. Bir kapı kapandı bir kapı açıldı. Galatasaray 11 yıldır şampiyonluk hasreti çekiyordu ve yenilenen kadroda kale ona teslim edildi. Kötü başlayan ama iyinin de iyisi biten Galatasaray kariyerinde Şampiyon Kulüpler Kupası'nda yarı final oynayan takımın kalecisi olarak tarihe geçti.
Claudio Taffarel, ülkesi Brezilya'da İtalyan süt ürünleri markası Parmalat'ın reklam yüzüydü. Şirketin sahibi Parma başkanı Tanzi, kariyerinde tek bir kupa olmayan Taffarel'i İtalya'ya getirip kaleyi teslim etti. İkinci sezonunda Kupa Galipleri Kupası'nı kazanan Taffarel, 1994 Dünya Kupası'nda Baggio topu gökyüzüne dikerken kaledeki efsaneydi. Penaltılarla kupayı kaybeden İtalyanların ligini bırakıp ülkesine döndü. Bir kilise takımında forvet oynayıp kendini eğlendirirken 1998'de kendini Galatasaray'da buldu. Thierry Henry her ne kadar geçen sezon röportajda bana "Taffarel çok daha zorlarını kurtardı. O pozisyon onun için çocuk oyuncağıydı ama siz öyle hatırlamak istiyorsunuz" dese de Brezilyalının sarı-kırmızı forma altında kariyer fotoğrafı, Fransız golcünün UEFA Finali'nde direk dibine vurduğu kafaya uzanan kollarıdır.
Faryd Mondragon da Galatasaray için piyango transferdi. Anne tarafı Lübnan'dan Kolombiya'ya göç etmiş bir ailenin çocuğu olan Mondragon, vatandaşı Oscar Cordoba, Boca Juniors formasıyla yıldızlaşırken, Arjantin'de Independiente taraftarının gözbebeğiydi. Önce İspanya ardından Fransa. Metz kalesinde yılın file bekçisi oldu ama o sezon Fransa Ligi'ni sallayan pasaport skandalında onun da adı vardı listede. Valizlerini toplamak zorunda kaldı ve Galatasaray'ın yolunu tuttu. Fenerbahçe derbilerinde şansının yerinde olmadığı kesindi ama Mondragon da adını Simoviç ve Taffarel'in yanına yazdırdı.
Muslera ile tamamlanan kare as Galatasaray'a çok kupa kazandırdı ama bir isim var ki belki de onun yokluğu bir kulübün tarihini değiştirdi. Fenerbahçe teknik direktörü Kaleperoviç, "Onu değil, Ivanceviç'i istiyorum" deyince Bosko Kajganic, Galatasaray'a imza attı.
Kasım 1977'de Samsun'da penaltı kurtardığı maçın ardından bayram tatilinde ailesini görmek için İstanbul'dan yola çıktı. Selimpaşa'da trafik kazasına kurban gittiğinde 29 yaşındaydı Kajganic. O kaza olmasa, sadece altı maç Galatasaray forması giymese, belki de kulübü 14 yıl şampiyonluk hasreti çekmeyecek, Simoviç bu formayı hiç giyemeyecekti.
24 yaşında Galatasaray'a gelen ve geçen hafta 44 yaşında futbolu bırakan Brad Friedel, bir sezon sonra yollanmasa; ne Taffarel ne de Mondragon'un adı bu kulübün tarihine yazılmayacaktı. Mondragon'u yoran pasaport skandalının bir benzerini Lazio'da yaşayıp tükenen Juan Pablo Carrizo da kaleyi Muslera'ya kaptırmasa, Uruguaylı bugün kimbilir hangi takımın formasını giyiyordu... Hayat...
Burası Türkiye
Hak mahrumiyeti cezası alan takım yetkilisi vinç kiralayıp maçı böyle izlemiş...Bir Türk için imkansız yoktur.
Barcelona Şampiyon
Barcelona çok net olarak daha fazla hak ettiği şampiyonluğa dün ulaştı...Muhtemelen Juventus'u yenip CL şampiyonluğunu da kazanacak. Bu üçlüye duble yakışır.
Suarez-Neymar-Messi sıradışı bir üçlü...Yaklaşık 30 senedir futbol izlerim.Sahada aynı anda bu kadar etkili,egodan uzak,halı sahada oynar gibi keyif alan başka hücum gücü görmedim.
16 Mayıs 2015 Cumartesi
1993 Galatasaray
M.United'ı eleyen efsane kadro...
Kubilay-Falco-Stumpf-Bülent-Hakan-Hayrettin-Hamza-Arif-Tugay-Suat-Yusuf...
Hafta Sonu Futbol
16 Mayıs 2015, Cumartesi
14:45 Southampton - Aston Villa (LigTV3)
16:00 Balıkesirspor - Karabükspor (LigTV)
16:30 Boluspor - Şanlıurfaspor (TRT 1)
16:30 Giresunspor - Gaziantep BBSK (TRT Spor Web)
16:30 Stuttgart - Hamburg (TRT HD)
16:30 Wolfsburg - Borussia Dortmund (TRT Spor)
16:30 Freiburg - Bayern München (Tivibu)
17:00 Tottenham - Hull City (LigTV3)
19:00 Sivasspor - Kasımpaşa (LigTV2)
19:00 Albimo Alanyaspor - Orduspor (TRT Spor)
19:00 Adanaspor - Elazığspor (TRT Spor Web)
19:00 Inter - Juventus (Tivibu)
19:30 Liverpool - Crystal Palace (LigTV3)
20:00 Galatasaray - Gençlerbirliği (LigTV)
21:45 Sampdoria - Lazio (Tivibu)
22:00 Lyon - Bordeaux (Tivibu)
22:00 Lille - Marseille (A Spor)
22:00 Montpellier - Paris SG (Tivibu)
17 Mayıs 2015, Pazar
13:30 Kayseri Erciyesspor - İstanbul Başakşehir (LigTV)
13:30 Sassuolo - Milan (Tivibu)
13:30 Spartak Moscow - CSKA Moscow (LigTV3)
15:00 Bursaspor - Gaziantepspor (LigTV2)
15:30 Vitesse - Utrecht (Tivibu)
15:30 Swansea City - Manchester City (Digiturk)
16:00 Eskişehirspor - Trabzonspor (LigTV)
16:00 Torino - Chievo (A Spor)
16:00 Verona - Empoli (Tivibu)
16:00 Atalanta - Genoa (Tivibu)
16:30 Bucaspor - Adana Demirspor (TRT Spor Web)
16:30 Denizlispor - Manisaspor (TRT Spor)
18:00 Manchester United - Arsenal (LigTV2)
19:00 Kayserispor - Karşıyaka (TRT Spor Web)
19:00 Altınordu - Samsunspor (TRT Spor Web)
19:00 Antalyaspor - Osmanlıspor FK (TRT Spor)
19:00 Anderlecht - Standard Liege (NTVSpor)
20:00 Mersin İdmanyurdu - Fenerbahçe (LigTV)
20:00 Vitoria Guimaraes - Benfica (Tivibu)
20:00 Belenenses - Porto (Tivibu)
20:00 Espanyol - Real Madrid (Smart Spor)
20:00 Atletico Madrid - Barcelona (NTVSpor Smart HD)
21:45 Roma - Udinese (Tivibu)
18 Mayıs 2015, Pazartesi
20:00 Beşiktaş - Torku Konyaspor (LigTV)
20:00 Çaykur Rizespor - Akhisar Belediyespor (LigTV2)
20:00 Fiorentina - Parma (Tivibu)
22:00 Napoli - Cesena (Tivibu)
22:00 West Bromwich - Chelsea (LigTV3)
14:45 Southampton - Aston Villa (LigTV3)
16:00 Balıkesirspor - Karabükspor (LigTV)
16:30 Boluspor - Şanlıurfaspor (TRT 1)
16:30 Giresunspor - Gaziantep BBSK (TRT Spor Web)
16:30 Stuttgart - Hamburg (TRT HD)
16:30 Wolfsburg - Borussia Dortmund (TRT Spor)
16:30 Freiburg - Bayern München (Tivibu)
17:00 Tottenham - Hull City (LigTV3)
19:00 Sivasspor - Kasımpaşa (LigTV2)
19:00 Albimo Alanyaspor - Orduspor (TRT Spor)
19:00 Adanaspor - Elazığspor (TRT Spor Web)
19:00 Inter - Juventus (Tivibu)
19:30 Liverpool - Crystal Palace (LigTV3)
20:00 Galatasaray - Gençlerbirliği (LigTV)
21:45 Sampdoria - Lazio (Tivibu)
22:00 Lyon - Bordeaux (Tivibu)
22:00 Lille - Marseille (A Spor)
22:00 Montpellier - Paris SG (Tivibu)
17 Mayıs 2015, Pazar
13:30 Kayseri Erciyesspor - İstanbul Başakşehir (LigTV)
13:30 Sassuolo - Milan (Tivibu)
13:30 Spartak Moscow - CSKA Moscow (LigTV3)
15:00 Bursaspor - Gaziantepspor (LigTV2)
15:30 Vitesse - Utrecht (Tivibu)
15:30 Swansea City - Manchester City (Digiturk)
16:00 Eskişehirspor - Trabzonspor (LigTV)
16:00 Torino - Chievo (A Spor)
16:00 Verona - Empoli (Tivibu)
16:00 Atalanta - Genoa (Tivibu)
16:30 Bucaspor - Adana Demirspor (TRT Spor Web)
16:30 Denizlispor - Manisaspor (TRT Spor)
18:00 Manchester United - Arsenal (LigTV2)
19:00 Kayserispor - Karşıyaka (TRT Spor Web)
19:00 Altınordu - Samsunspor (TRT Spor Web)
19:00 Antalyaspor - Osmanlıspor FK (TRT Spor)
19:00 Anderlecht - Standard Liege (NTVSpor)
20:00 Mersin İdmanyurdu - Fenerbahçe (LigTV)
20:00 Vitoria Guimaraes - Benfica (Tivibu)
20:00 Belenenses - Porto (Tivibu)
20:00 Espanyol - Real Madrid (Smart Spor)
20:00 Atletico Madrid - Barcelona (NTVSpor Smart HD)
21:45 Roma - Udinese (Tivibu)
18 Mayıs 2015, Pazartesi
20:00 Beşiktaş - Torku Konyaspor (LigTV)
20:00 Çaykur Rizespor - Akhisar Belediyespor (LigTV2)
20:00 Fiorentina - Parma (Tivibu)
22:00 Napoli - Cesena (Tivibu)
22:00 West Bromwich - Chelsea (LigTV3)
14 Mayıs 2015 Perşembe
CL Finalin Adı Barcelona-Juventus
Herkesin beklentisi yeni bir El Clasico'du ama Juventus ağır olun dedi işe taş koydu.Final oynama kültürü adamların genlerinde var.Real Madrid'i elemeleri büyük iş ama finalde Barcelona ağır favori.
6 Haziran'da bizi büyük keyif bekliyor.
İnanmazsan Olmaz
Passolig vb. nedenler var ancak bu tablonun asıl sebebi Aziz Yıldırım'ın tutumu. Eskiden cehennem olan Kadıköy şimdi düşecek takımlara bile cennet oldu.Taraftar artık ne Başkana ne takıma ne de şampiyonluğa İnanmıyor.
Değişen Yok
Üç büyüklerin lehine yapılan hakem hatalarında Fenerbahçe açık ara önde...Sonuca direkt etki eden hataları kast ediyorum...Yanlış taç vb değil.Yine dün gece 89 dk da rakibin buz gibi golü verilmedi.
12 Mayıs 2015 Salı
Hafta Arası Futbol
12 Mayıs 2015, Salı
16:45 Torku Konyaspor - Gençlerbirliği (LigTV2)
16:45 İstanbul Başakşehir - Sivasspor (LigTV)
19:45 Karabükspor - Eskişehirspor (LigTV2)
19:45 Mersin İdmanyurdu - Galatasaray (LigTV)
19:45 Kasımpaşa - Balıkesirspor (LigTV3)
21:45 Bayern München - Barcelona (NTV)
13 Mayıs 2015, Çarşamba
03:30 Santa Fe - Estudiantes (TRT Spor)
16:45 Trabzonspor - Bursaspor (LigTV)
19:45 Gaziantepspor - Çaykur Rizespor (LigTV2)
19:45 Fenerbahçe - Kayseri Erciyesspor (LigTV)
21:45 Real Madrid - Juventus (Smart Spor)
14 Mayıs 2015, Perşembe
01:30 Cruzeiro - Sao Paulo (TRT Spor)
04:00 Corinthians - Club Guarani (TRT Spor)
19:45 Akhisar Belediyespor - Beşiktaş (LigTV)
22:05 Dnipro Dnipropetrovsk - Napoli (Smart Spor 2)
22:05 Fiorentina - Sevilla (Smart Spor)
15 Mayıs 2015, Cuma
00:30 Racing Club - Montevideo Wanderers (TRT Spor)
03:00 Boca Juniors - River Plate (TRT Spor)
05:30 Atletico Nacional - Emelec (TRT Spor)
11 Mayıs 2015 Pazartesi
5 Mayıs 2015 Salı
Galatasaray'ın Manisa Keyfi 0-2
Manisa stadı hem tribünleri hem de zemini ile eski tip sevimsiz bir yer açıkcası...Ancak Galatasaray'ın Manisa hatta Ege genelde kalesidir. Takımını özleyen taraftar yine tribünde kendine ayrılan bölümü doldurup etkili tezahürat yaptı maç boyunca.
İki rakip sende önce oynayıp kazanınca baskı ve stres oluyor tabii ki. Takım golü erken bulup rahatlamak amacındaydı beklediği gibi oldu.
Hamza Hoca olabilecek en iyi 11'i sahaya sürdü.
Muslera-Sabri-Semih-Hakan-Telles-Selçuk-Emre-Bruma-Yasin-Sneijder-Burak...Göründüğü üzere Semih ve Hakan dışında direkt hücum 11'i bu...
Muslera olması gereken yerde üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor ve dosta güven rakibe korku veriyor açıkçası...Semih'i sakatlık dönüşü çok iyi gördüm.Hakan belli bir standardın hep üstünde zaten.Chedjou dönünce yedeğe geçer sorun da etmez. Telles son haftalarda daha dengeli,Selçuk müthiş bir maç çıkardı ve Melo'yu o bölgede aratmadı resmen.Emre rakibin oyun yapısı gereği de görev bölgesinde sırıtmadı bence. Yaptığı asist çok iyidi.
Şampiyonluk gelecek ise bunda Sneijder-Burak ve Yasin'in çok katkısı olacak...Dün gece bu üçlü gene üzerine düşeni yaptı.
Bruma gol-asist etkisi dışında oyuna katkısı anlamında gelişim gösteriyor.Hızlı ,baskı yapan oyuncu ve rakip savunmanın rahat çıkmasına engel oluyor.
Gelecek 3 hafta önce Galatasaray sonra rakipler oynayacak.Cuma maçını kazan sonra rahatına bak dönemi olur umarım.
Mourinho = Şampiyonluk
Bu kadar başarıya endeksli ve kupa canavarı çok az teknik adam var günümüzde...Ne de olsa Special One...
İlginç Bir Galatasaray 11'i
Ciddi anlamda değişik bir kadro...Kalite ve kalitesizlik bu kadar iç içe nasıl girmiş acaba?
Arda-Topal-Keita-Elano-Neill her zaman top class adamlardı zaten. İdare eder dediklerimiz Uğur-Balta-Servet-Caner ( O dönem ki Caner ) ...Felaket olanlar Franco-Mustafa Sarp tabii ki.
Hafta Arası Futbol
5 Mayıs 2015, Salı
21:45 Juventus - Real Madrid (NTV)
02:45 Estudiantes - Santa Fe (TRT Spor)
05:00 Tigres UANL - Club Universitario Sucre (TRT Spor)
6 Mayıs 2015, Çarşamba
16:00 Torino - Empoli (Tivibu)
21:45 Barcelona - Bayern München (Smart Spor)
01:45 Club Guarani - Corinthians (TRT Spor)
04:00 Sao Paulo - Cruzeiro (TRT Spor)
7 Mayıs 2015, Perşembe
22:05 Napoli - Dnipro Dnipropetrovsk (Smart Spor)
22:05 Sevilla - Fiorentina (NTV)
00:45 Montevideo Wanderers - Racing Club (TRT Spor)
21:45 Juventus - Real Madrid (NTV)
02:45 Estudiantes - Santa Fe (TRT Spor)
05:00 Tigres UANL - Club Universitario Sucre (TRT Spor)
6 Mayıs 2015, Çarşamba
16:00 Torino - Empoli (Tivibu)
21:45 Barcelona - Bayern München (Smart Spor)
01:45 Club Guarani - Corinthians (TRT Spor)
04:00 Sao Paulo - Cruzeiro (TRT Spor)
7 Mayıs 2015, Perşembe
22:05 Napoli - Dnipro Dnipropetrovsk (Smart Spor)
22:05 Sevilla - Fiorentina (NTV)
00:45 Montevideo Wanderers - Racing Club (TRT Spor)