31 Ekim 2010 Pazar

Rijkaard'tan Hagi'ye Galatasaray...

Galatasaray'ın teknik adamlık koltuğundan bir futbol efsanesi kalkarken bir diğeri oturdu kısa bir süre önce.F.Rijkaard'tan G.Hagi dönemine geçen Galatasaray'da büyük değişiklikler olacağı az çok belli artık.Bu fark futboldan çok hayata bakışları,kişilikleri ile alakalı.Dünya futbolunda çok saygın bir yere sahip,kariyerleri,Ajax-Milan-Barcelona ve Barcelona-Real Madrid gibi kulüplerde geçmiş iki futbol adamının futbol bilgisi hakkında ahkam kesmek sadece bizim ülkemize özgü bir durum zaten.Peki fark nedir derseniz,Hollandalı Rijkaard'ın kariyeri mükemmel bir sistemin parçası olarak şekillenirken,Romanyalı Hagi'nin kariyeri hep mücadele,yoktan var etmekle şekillendi.Bu birini diğerine göre daha başarılı ya da iyi yapmaz tabii ki.Farklı topraklarda yetişmiş,farklı kültürler ile yoğrulmuş iki futbol efsanesi onlar.Popescu bir zamanlar Hagi için,Romanya yerine Brezilya,Arjantin,Hollanda gibi ülkelerde doğmuş olsa çok daha büyük bir efsane olacağını söylemişti ve bence de haklıydı.Rijkaard daha önce bonfile(Messi),biftek(Puyol) ile mükemmel yemekler yapmaya alışmış bir aşçı iken Türkiye'de önüne Pırasa(Servet) ve kereviz(Mustafa Sarp) konarak aynı tat ve lezzette yemek yapması istendi...Adam Türkiye'ye ayak basar basmaz Barcelona olacağız,total futbol oynayacağız algısı oluştu.Hagi ise farklı tipte bir aşçı.Beklentinin çok yüksek olmadığı malzemeler ile size güzel lezzetler sunabiliyor.Keita'yı satıp,Serdar Özkan ve Pino'yu alan bir yönetimin transfer politikası sonucunda,Yumurta(Lorik Cana) ve peynir(Pino) ile lezzetli bir omlet yapabilirsiniz.Hagi'nin elindeki malzeme ile size sunabileceği maksimum tatlar bunlar anlayacağınız,tabii ki yerseniz !

Galatasaray:2 Antalyaspor:1

Hagi'nin takımı Rijkaard'a göre kesinlikle daha fazla taktik disipline bağlı şu ana kadar.Takımın hücum gücünü oluşturan ve en etkili oyuncuları Arda,Baros ve Kewell'ın yokluğuna bu hafta eklenen Elano ve Ayhan eksikliği takımı sahaya mevcut kadro ile çıkmaya zorladı.Pino savunmaların dengesini bozuyor ancak bundan yararlanacak etkili ayaklar bu aralar tribünde.Misimovic bence oyununu iyi seviyeye taşımaya başladı.Attığı etkili paslara bir de gol atma becerisini taşısa çok daha hızlı uyum sağlayacak.
Artık şunu net olarak söyleyebilirim Mustafa Sarp ve Ali Turan mevcut potansiyelleri ile bu takıma yakışmıyorlar.Sakat futbolcular takıma dönünce kulübeye sezon sonuda vedaya hazırlanmalılar.Hakan Balta'nın İnsua'dan daha fazla katkı yaptığını görmedim iki maçtır diyeceğim ama vardır herhalde Hagi'nin bir bildiği.
Hagi devre arasına kadar bu takımdan maksimum verimi alıp o arada kondüsyon yüklemesi,transfer gibi alternatifleri devreye sokacaktır.Sakatlıktan kurtulup takıma dönen oyuncuların tam performans göstermesi zaman alacağından kalan 7 haftada zorlu Trabzonspor,Kayserispor ve Beşiktaş maçları bu seneki durumu netleştirecek.Bu süreçte alınacak maksimum puanlar ikinci devre yeni stad faktörünü daha belirgin kılacak.

30 Ekim 2010 Cumartesi

Maradona 50 Yaşında...

Futbol sevdalısı olmamda Maradona'nın,Galatasaraylı olmam da Prekazi'nin katkısı büyüktür.Diego Armando Maradona...Benim gibi kaç milyon çocuğu futbolsever yaptı acaba?Bugün 50. yaşını kutluyor D10S...Günahıyla sevabıyla yaşadığı hiç birşeyi inkar etmedi.Barcelona ve özellikle Napoli ile Avrupanın tozunu almış Diego'yu sadece Amerika kıtasında futbol oynamış Pele ile karşılaştıranların aklına şaşarım.Pele'nin kaç maçta kaç gol attığı umrumda bile değil,dünyanın gelmiş geçmiş en büyük futbol yıldızı Maradona'dır nokta...

29 Ekim 2010 Cuma

Hafta Sonu Futbol


29 Ekim Cuma
20.00 Bursaspor – Fenerbahçe (LİG TV)
21.30 Bayern Münich – Freiburg (TRT 3)
21.45 Genoa – Inter (TV 8)
30 Ekim Cumartesi
14.00 Akhisar Belediye – Giresunspor (TRT 1)
15.30 Eskişehirspor – Ankaragücü (DIGI)
16.00 Wolfsburg – Stuttgart (TRT 3)
17.00 Arsenal – West Ham (SPORMAX / PL TV)
17.00 Blackburn – Chelsea (SPORMAX / PL TV)
17.30 Gaziantepspor – Karabükspor (DIGI)
19.00 Valencia – Zaragoza (NTVSPOR)
19.00 Galatasaray – Medical Park Antalyaspor (LİG TV)
19.30 Manchester United – Tottenham (SPORMAX / PL TV)
19.30 Schalke – Bayer Leverkusen (TRT 3)
21.00 Hercules – Real Madrid (NTVSPOR)
21.45 PSV – Twente (BEYAZ TV)
21.45 Milan – Juventus (TV 8)
22.00 Marsilya – Rennes (KANAL A)
23.00 Barcelona – Sevilla (NTVSPOR)
31 Ekim Pazar
14.00 Boluspor – Orduspor (TRT 1)
14.00 Samsunspor – Diyarbakırspor (TRT 3)
15.30 Gençlerbirliği – Manisaspor (DIGI)
15.30 Kasımpaşa – Kayserispor (LİG TV)
16.00 Cesena – Sampdoria (TV 8)
16.30 Mainz – Borussia Dortmund (TRT 3)
17.30 Bucaspor – İstanbul Belediye (DIGI)
18.00 Bolton – Liverpool (SPORMAX / PL TV)
18.00 Monaco – Bordeaux (KANAL A)
18.30 Hoffenheim – Hannover (TRT 3)
19.00 Beşiktaş – Sivasspor (LİG TV)
19.30 Adanaspor – Denizlispor (TRT 1)
20.00 Atletico Madrid – Almeria (NTVSPOR)
22.00 Athletic Bilbao – Getafe (NTVSPOR)
22.00 Montpellier – PSG (KANAL A)
1 Kasım Pazartesi
20.00 Konyaspor – Trabzonspor (LİG TV)

28 Ekim 2010 Perşembe

Ofsayt Rüştü...

Rüştü Rençber...37 yaşında bizim kuşağın gördüğü en büyük kaleci Türkiye adına...Ama her yediği golden sonra neredeyse onunla özdeşleşmiş hareketi budur.Döner yan hakeme ofsayt itirazı yapar...Daha haklı çıktığını görmedim.Zamanında ofsaytın anlatıldığı derse girmemiş o yüzden yanlış biliyor diyeceğim ama bu futbol denen meret sınıfta öğrenilen bir şey değil ki.

Hoş Geldin Niang...

Türkiye ligi çok sertmiş,alışmaya çalışıyorum diyen Niang'a Yalın'dan gelsin bu parça...Alışmak zorundayım...Fotoğrafa bakılırsa bu daha iyi günleri.Lucas Neill Aslantepe'deki maça sıkı hazırlanıyor.Acı yok Niang.

Yıl 2040 Gökhan Zan'ın Anıları...

Florya'da yapılan idmanda çift kale maç sırasında Gökhan Zan sakatlanınca (!) yerine bir süre için Hagi girmiş oyuna...Gökhan ileride torunlarına Galatasaray kariyerini anlatırken şöyle bir hikaye anlatsa yalandan başı ağrımaz...
Gökhan: Çocuklar bir gün idman yapıyoruz,ben bir sakatlık geçirdim yerime Hagi oyuna girdi...
Torunları: Atma dede o kadar da değil artık.Bak araştırırız internetten.


26 Ekim 2010 Salı

Maçtan Geriye Kalanlar...

Keşke herkes Hakan Balta,Gökhan Gönül ya da eskilerden Ergün Pembe gibi efendi olsa sahada...Pozisyon dışı rakibe ve hakeme bu tavırlarını beğenmiyorum Lucas Neill'in ama yıllardır Lugano ve Emre'nin yaptıklarını görünce herkes dinsizin hakkından imansız gelir dedi.

İlk çıktığı idmanda bu görüntüyü vermek kamuoyuna bir mesajdı...Yıldız olsun olmasın her futbolcunun saha içi ya da dışında problemleri olabilir.İnsan yönetmek,yöneticilik burada önem kazanıyor zaten.

Aynı konuyu Fenerbahçe-Gençlerbirliği maçını izlerken Hakan arkadaşım ile de konuşmuştuk.Ben ona söylemiş o da aynı şeyi bir hafta önce söylediğini anlatmıştı...Biri artık Aykut Kocaman'a Fenerbahçe teknik direktörü olduğunu hatırlatsın...Kadıköy Anadolu Lisesi beden öğretmenleri gibi eşortman ile maça çıkmasın.Wenger'i Capello'yu,Guardiola'yı ya da Mourinho'yu maçta böyle gören var mı? Sen o kulübü temsil ediyorsun ve orası bir vitrin.

Hiç tribünlere oynamadan net fikrimi söyleyeyim,kimsenin Galatasaraylılığını ölçmek bize düşmez ama bu adamlar çok büyük Galatasaraylı...Evde,ocakbaşında LED,LCD ya da plazma TV ile maçı herkes izler,hepimiz izledik...10 sene Kadıköy'de yenilen takımı aynı hırsla desteklemeye gitmek ve 2.500 kişi 50.000 kişiyi susturmak kolay iş değil,hepsine helal olsun.Çağrılmadan tribüne gidip alkışlayan Neill ve oyundan çıkarken dönüp onları selamlayan Elano'yu ayrıca tebrik edelim.
Aşağıda gördüğünüz gibi Aston Villa'da oynarken Cristiano Ronaldo'ya ayar vermişliği var bu derbi ve Volkan ona hafif gelmiştir,sertlik ve gerginlik konusunda...
Aklını alırım der gibi...

Hagi;''Ulan iki kişi bir çocuğu tutamadınız'' der gibi...

İki zencinin arasına gönüllü girecek tek insan evladı Sabri'dir zaten...
Bence kazanılmamış bir maçtan sonra gereksiz bir hareketti ama Sabri işin içinde olunca yorum yapılmıyor.Sabri ile ilgili tek yorum ve sözün bittiği yer şudur;Sabri Sarıoğlu 1984 yılında modern futbola tepki olarak doğdu.

25 Ekim 2010 Pazartesi

Fenerbahçe:0-Galatasaray:0

On senedir Kadıköy'de devam eden Fenerbahçe üstünlüğüne bu sene maç öncesi eklenen teknik adam değişikliği ve camianın psikoloji olarak dibe vurması durumu derbi öncesi Fenerbahçe'yi ağır favori yapmıştı çoğunluğa göre...Rijkaard sonrası bu takımı ayağa kaldıracak tek adam Hagi olurdu bana göre ve yönetim o kadar yanlış işin içinde bu doğru kararı verdi.
Hagi'nin hayatı ve kariyeri mücadele ve savaşla geçti.Bu tabii ki oyun karakterini de şekillendiriyor.Elano ve Cana çok önemli iki oyuncu olmasına rağmen Rijkaard dönemi belirli sıkıntılar yaşadılar.Hagi,deplasmanda Mehmet ve Emre'den kurulu orta sahaya Cana'nın gücü ve Elano'nun aklı ile cevap verdi.Dia,Stoch ve Alex'ten kurulu bölgeye,Mustafa,Ayhan,Cana,Misimovic ve Elano ile üstünlük kurmak isteyen Hagi amacına ulaştı.
Elano'yu ilk kez bu kadar başarılı gördü Türk futbolseverler..Akıl dolu pasları,ayağında topu tutup en uygun oyuncuya etkili atması fark yarattı.Brezilya milli takımnda olduğu gibi sağ çizgiye yakın olunca ne kadar klas bir oyuncu olduğunu hatırladık.At sahibine göre kişner derler,Rijkaard ile yıldızı pek barışmamıştı.Hagi'nin gelmesi futboluna olumlu yansıyacak kuşkusuz.
Monaco'da forvet oynamışlığı olan Pino çok etkili bir oyun ortaya koydu.Çok zekice Lugano ve Yobo'nun arasında ezilmeden yaptığı yıpratıcı koşular ve attığı etkili şutlarla takımını ileride diri tuttu.Az farkla auta giden ve kalecinin çıkardığı şutları maçın skorunu değiştirmesine engel oldu.
Günümüz futbolunda özellikle böyle maçlarda rakip stoperlerin kucağına bırakılan Hakan Şükür,Mehmet Battal,Koller tipi forvetler değil Baros,Pino,David Villa gibi geriden topla gelip savunmayı dağıtarak şut atan forvetler ihtiyaç var.4-6-0 gibi oynayan Galatasatay'da Pino maçın sürpriz kahramanlarından biriydi.

Geldiği günden beri söylüyorum...Cana topu ileriye dikine oynayan sertliği ile rakibi bozan lider ruhlu bir oyuncu.Bazen kontrolsüz sert girişleri var ancak bu takım üç senedir orta sahası helva gibi olduğundan başarılı olamıyorken artık vazgeçilmez bir oyuncu olacak bana göre.Yıllar sonra rakibin sertliğine cevap veren ve pas futbolunu başarı ile uygulayan Galatasaray galibiyeti kaçırdı maalesef.Rijkaard dönemi kimin ne yaptığı belli olmayan,yaratıcılıktan ve taktik disiplinden uzak oyun yerine dün gece çok daha iyi bir futbol vardı,bu taraftarın geceleceğe umutla bakmasına neden oluyor tabii ki.

Her zaman söylüyorum Lucas Neill,Lugano ile birlikte bu ligin en iyi savunma oyuncusu.Her ikisi de bence dün gece çift sarı karttan atılmalıydı ama hakem geçiştirdi.Bu lig sert bir lig ve başarılı olmak için Cana,Neill gibi savaşçı,takımı için topun önüne kendini atan adamlara ihtiyaç var.Duruşu,tatlı sert oyunu ile Niang'ı etkisiz kıldı,gelişine vurduğu top gol olsa onun adına harika bir gol olacaktı. Dün oynayan tüm takımı tebrik etmekle birlikte sahada Pino yerine Baros ve Misimovic yerine Arda olsaydı sonradan oyuna girecek Kewell ile birlikte takım o kaçan 3-4 golü atardı bence.

Rooney'nin Transferi Yattı.

Mevlana Celaleddin Rooney...Ne olursan ol,gel dediler ama o takımında kaldı.Ayrılacağı dedikoduları çıkınca talibi çoktu ama M.United'ta kalmayı tercih etti...

23 Ekim 2010 Cumartesi

Beleştepe'de Müthiş Reklam...

Burada daha önce yazdığımı hatırlamıyorum,şimdi söyleyeyim hayranlık duyduğum mesleklerin başında reklamcılık gelir...TV de AVEA'nın ''Avealı olmayanlara iyi davranın'' temalı reklamlarını izlemişsinizdir.Fotoğrafları Petit'in Yeri bloğunda Petit yorumlamış,aynı fikirdeyim eğer kim düşündüyse mükemmel bir çalışma.

Beşiktaş'ın stadını gören Beleştepe diye bilinen yere yapılan tribün çok dikkat çekici bir pazarlama stratejisi.

Avealı olmayanlar zaten çok para harcıyor diye,onlardan ne halı sahada ne de sevgilisine çiçek alırken para ödetmiyorlardı bu kez tribünü de bedava yapmışlar.

Kovulanlar Kulübü Üyeleri...

Son yıllarda Türk futbolu ile ilgili okuduğum en iyi yazılardan biri diyebilirim...

Radikal'de Bağış Erten yazmış...Ellerine sağlık,okumanızı fazlasıyla öneririm.

Ağlanacak halimize gülelim biraz...

THY & M.United...

Yine çok güzel bir reklama imza atmış THY...Marka değerini yükseltmek budur işte.

22 Ekim 2010 Cuma

Sanki Hiç Gitmemiş Gibi...

''G.Saray’ı seçme nedenim 1996’da seçme nedenimle de aynı durumdadır. Oyuncuyken de aynı nedenle seçtim; G.Saray büyük bir kulüptür, Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük kulüpleri arasındadır. Benim için büyük bir rekabet sonucu olduğu için seçtim. Her zaman söylüyorum; G.Saray’da teknik direktörlük yapmak büyük şereftir. Zor ve hassas bir dönem olduğunu biliyorum. Elimden gelen her şeyi yapacağım. Potansiyel olduğunu düşünmesem buraya gelmezdim. G.Saray’ın potansiyeli var, buna inanıyorum, bunun için buradayım. Ümit ederim ilk kez geldiğim dönemden daha iyisini yaparım. Ya da en azından o dönemde yaptıklarımızı yaparız. Bu ilk sene için. 2. sene için de umarım Avrupa Kupaları'nda oynarız. Çünkü geçen sefer de bir şanssızlık yaşadık. Tugay’a yanımda olduğu için teşekkür ederim. O dönem oynadığım oyuncular arasında en iyi arkadaşlarımdan biriydi. Biz bu evin; yuvanın insanlarıyız, bu evi çok iyi biliyoruz ve bütün bu güvenimizi de oyuncularımıza taşıyacağımızı düşünüyorum, bunun için buradayım”"Tugay’la birlikte ve diğer teknik ekiple çalışma sürecimiz içerisinde çok fazla şey yapacağız. Oyuncuların fiziksel ve mental yönden durumlarını öğrenmem gerekiyor. Galatasaray adı geçen her yerde kazanmamız gerekiyor. Mücadele edeceğiz ve kazanmak için çıkacağız. Ama ben bir maç için gelmedim. Evet bu bir derbi maçı. Orada güzel şeyler yapmak ve bu maçtan 3 puan çıkarmak istiyoruz. Bunun arkasında G.Saray tarihi ve her şeyi var, ama benim buraya gelişim genel bir iş yapmak. Benim konseptimi-felsefemi uygulayarak işler yapmak istiyorum. Zaman içerisinde G.Saray’ı en üst düzeye getirmek için çalışacağım. Ligde her maç önemli. Fenerbahçe’nin sahasında oynanacak olan bir maç her zaman zor geçmiştir. Fenerbahçe’ye saygım her zaman büyüktür. Ama biz de G.Saray’ız. Kazanmak için mücadele edeceğiz.”"Buradaki sorunları çok iyi biliyorum. Benim felsefem bellidir.. Çok iyi bir kolektif oluşturmaya çalışacağım. Oyunculara güvenim sonsuz. Ancak onların da her zaman takım için oynamalarını istiyorum. Takım olarak sahaya çıkar, oynar ve şampiyon olur. Önemli olan takıma bu ruhu kazandırmak. Buraya gelip zevkle çalışacağım.. Beni çok iyi tanıdığınızı düşünüyoum. Organize, disiplinli bir takım kurmak istiyorum. Sahada en iyi şekilde çalışacak bir takım kurmak istiyorum. Her maça kazanmak için çıkmak zorundasınız. Hep birlikte başarılı olacağımıza inanıyorum."
"İmza atarken G.Saray kulübüne imza attım. Her zaman G.Saray’ın bana ihtiyacı olduğu zaman hazırım. Zevk ve heyecanla buraya geldim. G.Saray’da her zaman baskı altında çalışıyorsunuz. Çünkü 1 numara olmak kolay değil. Bu büyük bir baskı demektir. Bununla yaşıyoruz ve G.Saray’da gün geçtikçe daha iyi şeyler göreceksiniz. Biz de bunun için çalışıyoruz. Ben ayrıldıktan sonra benim kurduğum takım şampiyon oldu. Demek ki Hagi iyi işler yaptı. Hagi budur, Hagi iyi çalışır. Ben ayrıldıktan sonra G.Saray daha alt seviyelere düşseydi çok üzülürdüm. Demek ki çok güçlü ve iyi bir grup bıraktım. Benimle beraber yapılan çalışmadan şampiyon çıktık.""Eldeki veriler yeterli değil, Arda’yla konuşacağım. Durumuna bakacağım, nasıl hissettiğini soracağım. Takıma bir an önce dönmesini istiyorum. Çünkü takımın O'na ihtiyacı var. Ama sabırlı olmalıyız. Çünkü en iyi şartlarda dönmeli. Genç ve geleceği parlak bir oyuncu. Kendisine zamanında yardım ettiğimiz için, bu yardımı da şimdi biz bekliyoruz""Yaptığımız her şeyi taraftar için yaptığımızı söylemek istiyoruz. Taraftar her zaman mutlu ve memnun olmak istiyor. Çok iyi bir taraftarı var. Her zaman iyi futbol gören bir taraftar.. Onlar da biliyor ki her zaman güzel futbol oynamak çok zor, bazen sonuçlara bağlı oynamak da gerekiyor. Çünkü rekabetçi bir takımız. Takımlar 1 günde yaratılmaz. Benim futbolculuk döneminde de bir günde yaratılan bir takım olmadı. Çok iyi bir performansa, uluslararası başarıya ulaşmak için 1 ya da 2 seneye ihtiyaç var. Ama her zaman taraftarı bekliyoruz. Ama onlara şunu söylüyorum, istedikleri gibi; sahada her şeyimizi vereceğiz.."30 senelik kariyerimden sonra bu noktanın benim en önemli nokta mı olduğunu söyleyemem. Kariyerimde bir çok önemli noktadan geçtim. Ama buna bakacağız""Buradaki kadroyu çok iyi bilmem gerekiyor, onlar hakkında bilgi toplayacağım ve göreceğim. Devre arasına kadar izleyeceğiz ve sonra toplanacağız. kim gelecek, kim gidecek bunu o zaman göreceğiz""Bir çok teklif aldım. Ancak Akademi projem için hepsini reddettim. Sezon ortasında hiçbir takımı devralmam. Romanya’nın en iyi takımlarından da teklif aldım, bunu Rumen gazeteciler de biliyor. Yurtdışından gelen teklifleri de reddettim. Kaçınılmaz bir fırsat olarak gördüm. G.Saray benim ailemdir, yuvamdır, aynı zamanda sözleşme konusunda da anlaştık. Hayatta bazen dinlenmek de var. 30 senelik çalışmadan sonra bu nedenle teknik direktörlük kariyerimde ara verdim"“G.Saray benim için önemli ki, oğlumun doğum gününde bile G.Saray için buradayım, oğlumun yanında değilim. “"İlk yapacağım çalışma takımdaki oyuncuları görmek, ne durumda olduklarını görmek. Bunun analizini yaptıktan sonra neler gerektiğini, ne yapmamız gerektiğini yöneticilerle konuşacağız""G.Saray’da geçirdiğim en uzun dönemim.. 7,5 sene buradaydım. Romanya’da bulunduğum sürede gazeteciler de her zaman "Türkler ve Türkiye seni daha çok seviyor" diyor. Benim için Romanya ve Türkiye eşittir. İki yerde de rahat hissediyorum."Zor olacağını biliyorum ama bunu bilerek geldim. Tek söyleyeceğim şey; çalışacağım, çalışacağım, çalışacağım.. Bir önceki döneme göre artı ve eksiler var mı bilmiyorum. Ben çalışmadan konuşmayı sevmiyorum. Sporcu önce çalışır ve yaptıklarıyla konuşmayı seçer..”

Arif'e Yapılan Komplo...

''Fatih Terim döneminde sürekli oyundan ilk çıkan futbolcu oluyordum. Dakikalar yetmişi gösterirken tabela kalkar ve oyundan çıkardım. Bir maça başladık ve ilk yarıda iki gol attım, maç koptu. Sahanın içinde Okan, Suat gibi oyuncularla ilk kim çıkacak muhabbetine başladık ve iddiaya girdik, oyundan ilk çıkan diğerlerine yemek ısmarlayacak yahut bir şeyler alacak... İki gol attığım için bu sefer ilk ben çıkmam diye düşünüyorum derken dakika yetmişe geliyor ve tabela kalkıyor, oyundan çıkıyorum. Oyundan çıkarken Okan-Suat falan gülüyor, benim suratım bir karış. Fatih hoca yüzümü görünce; oğlum niye trip yapıyorsun? diye sordu, hocam öbür maçları anladım da bu maçta iki gol attım erkenden çıkarmazsın sanıyordum, diye cevap verdim. Fatih hoca; " Evladım, Suat işaret etti, hocam Arif sakatlandı, ağrısı var dedi, ondan değiştirdim..." orada bile yemişler beni..."

Bu hikayeyi ilk dinlediğimde de çok gülmüştüm...Hagi'nin Koşanı bloğunda Hakan yazmış,sizinle paylaşmak istedim.

Gheorghe HAGI Galatasaray'da...

''Teknik adamlığın öğrenilen bir şey olduğunu düşünenlerdenim. Hagi bence Romanya ve Türkiye’deki çeşitli görevler sırasında bolca öğrenmiş, ciddi aşama kat etmiş değerli bir teknik adam. Ama Galatasaray’a geliş zamanlamasını göz önüne alınca, Florya’da bu teknik adamlık becerilerini gösterecek ortam olduğu konusunda şüpheliyim.Hagi’nin birinci dezavantajı Polat yönetiminin altıncı hocası olması ve bu anlayışın ilk krizde yedinciyi getirmekte de sakınca görmeyecek sakat bir zihniyet oluşu... İkinci dezavantaj da Galatasaray’daki futbolcu odaklı düzeni kırmanın zorluğu... Servet, Ankaragücü maçı sonrası alenen faturayı hocaya kesebiliyor, yönetim de bu garip hadiseden sonra tavrını futbolcudan yana alıyorsa, Hagi’nin de (Mourinho gelse Mourinho’nun da) bu düzenle baş etmesi kolay iş değildir.Futbolcu odaklı düzen Fenerbahçe’nin de büyük problemiydi, Kocaman birkaç aydır bununla baş etmeye çalışıyor. Şimdi sıra Hagi’de. Ve sezon ortası gelen Rumen’in işi hiç kolay değil.''
UĞUR MELEKE

Hafta Sonu Futbol

22 Ekim Cuma
20:00 Karabükspor-Eskişehirspor / Lig TV
20:00 Sivasspor-Bucaspor / Digi
21:30 Hamburg-Bayern Munih / TRT 3
23 Ekim Cumartesi
14:00 K.Erciyesspor-Boluspor / TRT 1
14:45 Tottenham-Everton / Spormax
15:30 İstanbul BŞB-Gaziantepspor / Digi
16:30 M.Gladbach-W.Bremen / TRT 3
19:00 Antalyaspor-Konyaspor / Digi
19:00 R.Zaragoza-Barcelona / NTV Spor
21:00 Real Madrid-Racing Santander / NTV Spor
22:00 Sochaux-Toulouse / Kanal A
23:00 Valencia-Mallorca / NTV Spor
24 Ekim Pazar
14:30 Ankaragücü-Bursaspor / Lig TV
16:30 Dortmund-Hoffenheim / TRT 3
17:30 Kayserispor-Sivasspor / Digi
18:00 M.City-Arsenal / Spormax
18:00 PSG-Auxerre / Kanal A
18:30 Leverkusen-Mainz / TRT 3
19:00 Fenerbahçe-Galatasaray / Lig TV
19:30 Gaziantep BB-Altay / TRT 1
22:00 Lille-Marsilya / Kanal A
22:00 Villareal-A.Madrid / NTV Spor
25 Ekim Pazartesi
20:00 Kayserispor-Beşiktaş / Lig TV
22:00 Real Sociedad-Deportivo / NTV Spor

21 Ekim 2010 Perşembe

Sahada İşini Yapanlara Saygı...

Reklam Veren: Tribün Dergi

Reklam Yazarı: İlkay Yıldız

Sanat Yönetmeni: Atilla Karabay

Yönetmen: Mert Baykal

Prodüktör: Sevinç Metuçin Öktem, Berna Parlak, Eser Fırat

Prodüksiyon: Zihin Açıklığı

20 Ekim 2010 Çarşamba

Sorun Onlarda Değil Bizde...

Yaklaşık 20 sene önce Fenerbahçe'den Hiddink'in gönderilmesini bugün konuştuğumuzda o günler geride kaldı,çok geliştik,çağ atladık diyoruz ama aslında kendimizi kandırıyoruz.Arada yakaladığımız bir iki iyi jenerasyon ile alınan başarılar haricinde ortada ne bir plan ne bir istikrar ne de bir başarı var.Del Bosque,Gerets,Skibbe,Tigana,Hiddink,Löw ve Rijkaard diye uzar gider liste.Hepsi mi kötü ,başarısız, futboldan anlamayan adamlar?Alex Ferguson 1986 yılında M.United'in başına geçtikten 7 sene sonra 1993 te ilk şampiyonluğu yaşadı.Günübirlik yaşıyoruz kabul edelim.Rijkaard ilk geldiğinde düşüncem şuydu.Bu adamdan ötesi kim olur?Mourinho,Capello,Ancelotti gelecek değil ya...Bu adamı kısa vadede Skibbe,Feldkamp,Bülent Korkmaz gibi yiyemezler 2-3 sene içinde istediği takımı oluşturabilirse başarı gelir diye düşünüyordum.Ama yine bu topraklarda kurallar devreye girdi...Rijkaard bir marka dünyanın her yerinde istediği an iş bulur tıpkı Del Bosque,Löw,Hiddink gibi ileride karşımıza çıkar bir takımla.Kim bilir belki de birgün Aslantepe stadına Hollanda milli takımı ile çıkar.Biz gene ülke olarak kendi kısır döngümüze girelim,Türk futbolunun durumu kulüp ve milli takım düzeyinde ortada zaten,neyi tartışıyoruz ki biz?

Baros # 15

Türkiye liginin bu sezon belki de en güzel golü bu olacak.En azından daha iyisi yapılana kadar en iyisi bu...Yarın bana göre dünyada bu sezonun en güzel golünü yayınlayacağım.

19 Ekim 2010 Salı

Hafta Arası Futbol

19 Ekim Salı
19.30 Spartak Moscow – Chelsea (EURO FUTBOL)
21.45 Real Madrid – Milan (EURO FUTBOL)
21.45 Arsenal – Shakhtar (HD TV SMART)
20 Ekim Çarşamba
21.45 Manchester United – Bursaspor (STAR TV)
21.45 Glasgow Rangers – Valencia (HD TV SMART)
21.45 Barcelona – FC Copenhagen (EURO FUTBOL)
21 Ekim Perşembe
20.00 Beşiktaş – Porto (STAR TV)
20.00 Napoli – Liverpool (HD TV SMART)
20.00 Cska Sofia – Rapid Wien (EURO FUTBOL)
22.00 Manchester City – Lech Poznan (STAR TV)
22.00 Salzburg – Juventus (EURO FUTBOL)
22.00 Villarreal – PAOK (HD TV SMART)

17 Ekim 2010 Pazar

Sussak Gönül Razı Değil,Söylesek Tesiri Yok...

Fatma Çolak...1905 doğumlu ve Galatasaraylı.Yani Galatasaray ile yaşıt.105 yıllık hayatında bu kadar ruhsuz bu kadar maç bitse de gitsek havasında oynayan takım görmemiştir herhalde.Attığı 2 golden bağımsız söylüyorum,skora isyan eden bir tek Baros var neredeyse.Ayıptır,yazıktır,günahtır.Şu takımdan 4 kişi seç diğerlerini göndereceğiz deseler bana, seçeceğim kişiler Arda,Baros,Kewell ve Neill olur.Şu an itibariyle hepsi sakat.
Gelecek hafta Fenerbahçe maçı olması değil bu adamların yokluğunda canımı sıkan,geri kalanların ruhsuz,kişiliksiz halleri beni kızdırıyor.Hadi aynaya bakınca utanmıyorsunuz,üzerinizdeki formadan utanın.

16 Ekim 2010 Cumartesi

Premier Lig Tarihinin En Baba Kadrosu...

Premier ligin başladığı günden bugüne en iyi 11 i anketi yapılmıştı...Seçilen 11 bu şekilde.Tabii ki kadro 4-4-2 ve teknik adamı da Alex Ferguson...

Oyuncuların dağılımına baktığımızda.7 tane M.United'lı,2 tane Arsenal'li ve 1'er tane Liverpool ve Chelsea oyuncusu var.

Herkesin rüyalarını süsleyecek bir 11 olmuş.