30 Nisan 2010 Cuma

Eski Dostların Buluşması...

1997-2000 yılları arasında Barcelona'da birlikte çalıştılar Mourinho ile Van Gaal...Her ikisi de iki farklı takım ile CL finali oynayan teknik adam olacak bu seneki finalde.Mourinho-Porto,İnter Van Gaal ise Barcelona,Bayern Münih...İlginç bir final bizleri bekliyor.

Anzakların Torunu...

Avustralya Milli takımının Dünya kupasında giyeceği forma.

Fulham Finalde...

Maçın geniş özetini izledim akşam.Cüneyt Çakır'ın bu maçtaki performansı ona seneye CL kapısını açmıştır bana göre...S.Donekts,Juventus,Wolfsburg'tan sonra finalin ev sahibi Hamburg'u da eleyerek bu senenin flaş takımı oldu Fulham...CL ve Avrupa ligi finalistlere bakıyorum.İnter-B.Münih-Fulham-A.Madrid...İtalya-Almanya-İngiltere-İspanya...Ülke ve lig kalitesi olarak adaletli olmuş gibi.

A.Madrid Finalde...

A.Madrid Avrupa liginde finale kaldı.81.dk da maç 1-1 iken Caner'in pozisyonunda verilmeyen net penaltı Galatasaray'ı turdan etmişti.Nereye kadar giderdi bilinmez tabii ki,finali kaçırdık demek tuhaf olur ama 1-1 ve 2-1 ile elenmek kötü oldu.Galatasaray,S.Lizbon,Valencia'yı hakem hataları ile eleyen A.Madrid,golcüsü Forlan ile Liverpool'u da geçerek finale kaldı.Golcü farkı bu tip maçlarda ortaya çıkıyor ve turu bu farklar belirliyor zaten.Baros ve Kewell'ın sakatlığı lig şampiyonluğundan daha fazlasına mal oldu bu kesin.

Meleke'den Mourinho Yorumu...

'' Mourinho, sınavlar öncesinde “hiç çalışmadım” deyip 95 alan kız öğrenciler gibi bir adam... Hiç belli etmese de Barcelona’yı sabahlara kadar izlediğine eminim, rakibinin her bir küçük açığını ezberlediğine de...''

29 Nisan 2010 Perşembe

Hafta Sonu Futbol


30 Nisan Cuma

22.00 Auxerre – Marseille (KANAL A)
1 Mayıs Cumartesi
16.00 Ankaragücü – Trabzonspor (LİG TV)
16.30 Bayern Münich – Bochum (TRT 3)
16.30 Schalke – Werder Bremen (TRT HABER)
17.00 Manchester City – Aston Villa (SPORMAX)
19.00 Parma – Roma (NTVSPOR)
20.00 Bursaspor – Kayserispor (DIGİTURK SALON 1)
20.00 Fenerbahçe – Eskişehirspor (LİG TV)
20.00 İstanbul Belediye – Galatasaray (SPORMAX)
23.00 Villarreal – Barcelona (NTVSPOR)
2 Mayıs Pazar
15.00 Çaykur Rize – Bucaspor (FUTBOL SMART)
15.30 Liverpool – Chelsea (SPORMAX)
15.30 NAC Breda – Twente (EURO FUTBOL)
16.00 Catania – Juventus (NTVSPOR)
18.00 Bordeaux – Toulouse (KANAL A)
18.00 Sunderland – Manchester United (SPORMAX)
20.00 Diyarbakırspor – Beşiktaş (LİG TV)
20.00 Porto – Benfica (FUTBOL SMART)
20.00 Real Madrid – Osasuna (NTV)
21.45 Lazio – Inter (NTVSPOR)
22.00 Montpellier – Lyon (KANAL A)

Bir Orta Saha Oyuncusundan Daha Fazlası...

Modern zamanların S.Gerrard ile birlikte en iyi orta saha oyuncusu Xavi'dir benim için...
Bir Xavi'nin pas sayısına bakın bir de tüm İnter takımının.Başka sorum yok Hakim bey !

İnter Finalde...

Bence sezonun finali bu maçtı...Hücüm üstadı ile savunma üstadının kapışması.İkinci yarı ve özellikle son 20 dk. İnter 18 i içersinde oynandı abartmıyorum.İstatistik tablosu ve pas adetlerini görünce daha iyi anlayacaksınız.

Maçın bir şekilde 2-0 olup Barcelona'nın tur atlayacağını düşünüyordum ama İnter rakibine siz topunuzu oynayın biz kalemizi savunalım deyince İnter sahadan istediğini alarak çıktı.Motta'nın atılması ağır bir karar gibi duruyor.91.dk da Krkic'in temiz golü sayılmayınca Barcelona'nın Madrid'teki final rüyası başka bahara kaldı.

Şut ve pas verileri maçın özeti aslında.Ancak bu sahada hele 10 kişi kalmışken başka türlü oynarsanız çıkamazsınız zaten.

Her zaman kibirli ve küstah tavrını sergilerdi ancak ben bu kadar coşkulu sevinmesini 2004 te Porto ile CL kupasını kaldırdığı dönemden beri görmemiştim.

Surat ifadesine bakar mısınız? Messi ne kadar mütevazi ise Mourinho'da o kadar küstah değil mi?İtici bulan da var karizmatik bulan da.Kimsenin sevgisine ihtiyaç duymayacak kadar egosu yüksek biri zaten.Ama bu tavır dünya da en çok ona yakışıyor bence. Porto,Chelsea ve İnter'de başardıklarına bakıyorum da benim dünya gözü ile izlediğim en iyi teknik direktör bu adam.İkinci favorim Capello'ya uzak yapacak kadar hem de.

İnter'liler özellikle Mourinho sevinci o kadar abarttı ki onların ateşini söndürmek Barcelona'lı saha görevlilerine kaldı.Bu tip ucuz işler sadece bu topraklarda olmuyormuş demek.

Savunma oyuncusu Pique attığı için arada kaynadı bu gol bana kalırsa. Messi atsa yere göğe koyamazdık.Guiza vatandaşını izlesin gol nasıl atılır diye. Golde Cesar ve Cordoba resmen bakkala gitti,daha dönmedi.

İlker Yasin topu olduğu için mahalle maçında mecburen oynatılan velet gibi duruyor ekranda.İnsan onu dinleyince Ertem Şener'i arıyor düşünün artık.Bir yanda Guardiola ve Mourinho diğer yanda İlker Yasin ve Hikmet Karaman...Sonra bu ülke niye Dünya Kupasına gidemiyor diye sorguluyoruz.Ne alaka demeyin öyle işte. Neredeyse maç bitecek,İniesta sahada var mı yok mu haberi yok.

Bu sonuca İnter taraftarı kadar sevinenler elbette Real Madrid taraftarları.Barcelona'nın elenip Madrid finaline çıkamaması bana geçen sene Hamburg'a elenen Galatasaray'ın Kadıköy'e gelememesine sevinen Fenerbahçe taraftarını hatırlattı.

27 Nisan 2010 Salı

Büyük Buluşma...

Şu anda dünyanın en çok konuşulan iki teknik adamı yarın tekrar karşı karşıya gelecek.İlk maçta 3-1 üstünlük kuran İnter maça avantajlı çıkıyor.Biri Porto ile UEFA kupasını kazandığı günden beri gündemden düşmüyor,diğeri geçen sezon Barcelona ile 6 kupa kazanıp rekor kırdı.Yarın kazanan Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırır bence.

Olmadı Yılmaz Vural...

''Barcelona'yla aramızdaki tek fark onlar şampiyonluğa oynuyor,biz küme düşmemeye!
Yılmaz Vural manşete çıkacak demeç vermeyi sever.Geçen hafta bu cümlesi çok konuşulmuştu.Ama bugüne konu olması bu söyledikleri değil.Son aylarda Daum'a söyledikleri sonrası Pazar maç öncesi can ciğer kuzu sarması olması bence tuhaftı.Elbette düşman olsunlar gördükleri yerde birbirlerine kafa göz girsinler demiyorum ama bu kadar salladığın kişi ile karşılaşıyorsan ekini sıkıp hoşgeldin der geçersin.Çünkü futbol dışı çok ağır sözler söyledi yakın zamanda.Kokainman dedi, yalaka dedi, İstiklal Marşını ben doğru dürüst okuyamıyorum o nasıl okusun ağzını oynatıyor samimiyetsiz dedi,aynı diplomaya sahibiz ben 400 bin TL kazanıyorum O ise 4 milyon Euro alıyor dedi.Kısaca demediğini bırakmadı ancak Pazar günü sanki bunları söyleyen o değilmiş gibi Ankara'dan abim gelmiş tadında öpüşüp koklaştılar,bence söyledikleri ile davranışları fena halde çelişti.

Çekirdekçi Sergen...

Mehmet Demirkol: Lucescu sana çekirdeği yasakladı mı mesela?

Sergen Yalçın: Hayır hayır, yasaklamadı. Lucescu'da zaten yasak olan hiçbir şey yoktu. O daha çok işin maç boyutuna bakıyordu. Maçta iyiysen sorun yok.. Hatta ben bir gün kulübede bile çekirdek yiyordum. Hiç unutmuyorum, Denizli maçıydı. Öyle bir dalmışız ki, kulübede bile çekirdek çitliyorduk!.. Sinan abi geldi, "Yeter artık ya, bari burda yeme" dedi. Tam komediydi yani..

1994 Dünya Kupasından Günümüze...

The Best Eleven isimli site ilginç araştırmalara imza atıyor.Bu kez 1994 Dünya Kupasında oynayıp hala profesyonel futbola devam eden futbolcuları araştırmışlar.Yolu Türkiye'den geçen 3 futbolcu var listede.Song,Mondragon ve Ortega.Hala üst düzey takımda oynayan tek kişi ise M.United takımında oynayan Van Der Sar.
Argentina
Ariel Ortega - River Plate (Argentina)
Bolivia
Juan Manuel Peña - DC United (USA)
Jaime Moreno - DC United (USA)
Luis Cristaldo - Guabirá Montero (Bolivia)
Brazil
Ronaldo - Corinthians (Brazil)
Viola - Brusque (Brazil.4th Division)
Cameroon
Rigobert Song - Trabzonspor (Turkey)
Colombia
Faryd Mondragón - 1. FC Köln (Germany)
Germany
Jürgen Kohler - Alemannia Adendorf (Germany.9th Division)
Morocco
Mustapha Hadji - CS Fola Esch (Luxembourg)
Netherlands
Edwin van der Sar - Manchester United (England)
Norway
Erik Mykland - Drammen FK (Norway.2nd Division)
Sigurd Rushfeldt - Tromsø IL (Norway)
Saudi Arabia
Mohamed Al-Deayea - Al-Hilal (Saudi Arabia)
South Korea
Lee Woon-Jae - Suwon Bluewings (S. Korea)
Sweden
Teddy Lučić - Elfsborg (Sweden)

26 Nisan 2010 Pazartesi

Hafta Arası Futbol...


27 Nisan Salı
21.45 Lyon – Bayern Münich (FUTBOL SMART)
28 Nisan Çarşamba
21.45 Barcelona – Inter (STAR TV)
29 Nisan Perşembe
22.05 Liverpool – Atletico Madrid (STAR TV)
22.05 Fulham – Hamburg (FUTBOL SMART)

İkişer Puan Kaybettiler...Kazanan Sahada Değil.

Her iki takıma da beraberliğin yaramadığı bir maçtı.Oyun temposu İngiltere ligi maçı gibiydi...Bu haftaya kadar ligin dengesi neredeyse her hafta değişti.Fenerbahçe mağlubiyeti ve Galatasaray galibiyeti olsa puan durumu 65-64-63 olacak ve son üç hafta müthiş rekabet devam edecekti.Alınan sonuçlar sonrası 67-66-61 oldu ve ilk iki büyük sürpriz olmazsa ortaya çıktı.

Bu ligin tartışmasız açık ara en iyi forveti.Attığı gollerden çok oyuna etkisi çok farklı.Kewell ve Baros'un takımda olmadığı dönemin olumsuz etkisini şöyle örnekleyelim.Alex-Lugano ya da Ferrari-Bobo'nun 6 ay oynamadığını düşünün yeter.Kewell ve Baros'un sakatlanmadan önce takıma yaptığı katkıyı görünce giden şampiyonluğun sadece bu iki sakatlığa bağlanmasa da çok etkisi olduğu açık.

Baros'tan sonra bu ligin en iyi ikinci forveti de Sercan bence...Dripling yeteneği olağanüstü ama son vuruş konusunda tecrübesizliği bazen öne çıkıyor.Dün maç 4-4 bitebilirdi.0-0 sahadaki takımlara bir şey kazandırmadı sonuçta.

Seneye takımda kalması için bonservis pazarlığı yapılacak takımı ile.Ben gelecek sezon bu takımda kalırsa çok faydalı olacağını düşünüyorum.Kaçırdığı goller için eleştirmeye başlasak ona zor sıra gelir bu ligde.Yeteneği onu bu takımda tutmalı.

Kötü niyetli mi kötü hakem mi tartışılır...Sahada yönetmekten öte polislik yaptı yine...Zapo ve Neill çok ucuz kartlar gördü.Neill'in ilk,Zapo'nun ikinci kartı komediydi.

Zirvedeki,Fenerbahçe-Bursaspor-Beşiktaş-Trabzonspor'u ligin ikinci yarısında yenemeyen Galatasaray'ın şu anda 3. sırada olması çok doğal.Bu sezon yine sahadaki futbolu değil tribündeki taraftarı,hakemi,yöneticileri,medyayı konuştuk.Oynadığı futbol ile şampiyon olan da tartışılacak, düşen takımlar içinde sahadaki futbolu ile düşen tek takım da Denizlispor.Çok Süper lig bitip Dünya kupası başlayınca gerçek futbol izleyicisi keyif alacak artık.

22 Nisan 2010 Perşembe

Hafta Sonu Futbol

23 Nisan Cuma

21:30 Bochum - Stuttgart / TRT 3

24 Nisan Cumartesi

14:45 M.United - Tottenham / Spormax
16:30 M'Gladbach - B.Münih / TRT 3
19:00 Beşiktaş - Sivasspor / Lig TV
19:00 Barcelona - Xerez / NTV
19:30 İnter - Atalanta / NTV Spor
19:30 W.Bremen - Köln / TRT Haber
19:30 Arsenal - Manchester City / Spormax
21:00 R.Zaragoza - Real Madrid / NTV
22:00 PSG - Rennes / Kanal A


25 Nisan Pazar

14:00 Aston Villa - Birmingham / Spormax
14:30 Samsunspor - Konyaspor / D Spor
15:00 Kasımpaşa - Fenerbahçe / Lig TV
16:30 Hoffenheim - Hamburg / TRT 3
16:30 Hibernian - Rangers / Futbol Smart
17:00 Burnley - Liverpool / Spormax
18:00 Chelsea - Stoke City / Spormax
18:00 Toulouse - Auxerre / Kanal A
18:30 Freiburg - Wolfsburg / TRT 3
19:00 Galatasaray - Bursaspor / Lig TV
21:45 Roma - Sampdoria / NTV Spor
22:00 Marseille - St Etienne / Kanal A
22:00 Santos - Sao Paulo / Spormax

26 Nisan Pazartesi

20:00 Bucaspor - Gaziantep BB / D Spor
20:00 Eskişehirspor - Trabzonspor / Lig TV

İyiortagololur NTVSpor'da...

Hakang programı izlerken görmüş,arayıp söylemese haberim yoktu...NTVSpor'da yayınlanan Spor Servisi programında bloglardaki ilginç fotoğrafları paylaşıyorlar.Blogta yayınladığım bu fotoğraf (Fuat Akdağ'ın deyimi ile Doğuştan Bremen'li) dünkü yayında ekrana gelmiş.Programı saati nedeni ile izlemediğimizden başka yayınlanan vardır belki de.Daha önce bu da yayınlanmıştı...

Ruh...

Günün birinde uyanıp şu ya da bu takımı tutmamızı sağlayan şey nedir acaba? Maçı radyodan dinlerken bile bizi heyecanlandıran o ‘bağ’ ne? Kendimizi bir ömür boyu o ya da bu takımla özdeşleştirmemize yol açan o ‘büyülü’ an hangisi? Barış Özbek’in rakibine tekme salladığı an değil herhalde?!Adını anarken gözlerimiz buğulanan ‘o’ futbolcuyu bu kadar özel yapan, onu bu kadar sevmemizi sağlayan şey ne peki? Yumuşak bilekleri mi? Hızı mı? Oyun zekası mı? Taktik bilgisi mi? Driplingleri mi? Pozisyon alışı mı? Futbol sezgisi mi? Birisi penaltı noktasını eşeleyen Bilica’ya sorsa da ne olmadığını öğrensek en azından?!
Bugünlerde herkes bir ‘ruh’ peşinde. Ruhu futbolcuların uçkurunda, taraftarın tepkisinde, sandıktaki oylarda arıyoruz. Oysa ‘o ruh’ soyunma odalarında. Her fırsatta ‘eskidi’ diye fayanslarını, banklarını değiştirmeseydik, belki oraya oturan bazı şuursuz çocuklar Baba Hakkı’nın, Lefter’in, Metin Oktay’ın oturduğu ‘aynı’ banklara oturmanın değerini bilirlerdi.
Banu Yelkovan-Radikal

21 Nisan 2010 Çarşamba

Madrid Yolcusu Kalmasın !

Daha seninle işim bitmedi,İspanya'da görüşürüz der gibi...

Lucio: Zlatan boşuna uğraşma ayağını benim kadar kaldıramazsın...
Maçın özeti aşağıda.Maçı Barcelona karşısında 1-0 dan çevirmek için iyi bir kadroya ve Mourinho'ya ihtiyaç vardır.


''Messi çok iyi bir oyuncu, ama bana göre futbol 11'e 11 oynanan bir oyun ve bir kişi tek başına herşeyi değiştiremez.''

Bu sözü söyleyecek tek teknik adam Mourinho'dur herhalde.İkinci maçta 3-1 altından kalkılmayacak bir skor değil ama Mourinho'nun taktik dehası ile baş edebilmek için bir sihirbaza ihtiyacınız olabilir.O da var zaten...Messi.




İtalya 90 Yıldızı Milla...

Elano ve Giovani Dos Santos FIFA WC partisinde...Fotoğraf çekildikleri kişi 1990 kupasının yıldızlarından Roger Milla.Onu şöyle hatırlayabilirsiniz korner bayrağı ile dans eden adam.

20 Nisan 2010 Salı

Süper Lig 30.Hafta...

Köprünün altından daha çok sular akar dönemi bitti.Son dört hafta...Ligin alt kısmında heyecan pek yok.Denizlispor ve Diyarbakırspor dışında bir takımın düşmesi büyük sürpriz olur.Zirvede geçen hafta Beşiktaş'ın kazanması isteyen Bursaspor'lular varken bu haftada Galatasaray'ın kazanmasını isteyen Fenerbahçe'liler olacak.

19 Nisan 2010 Pazartesi

Hafta Arası Futbol


20 Nisan Salı

21.45 Inter – Barcelona (FUTBOL SMART)

21 Nisan Çarşamba

19.00 Udinese – Roma (NTVSPOR)
21.45 Bayern Münich – Lyon (STAR TV)
22.00 Hull City – Aston Villa (SPORMAX)

22 Nisan Perşembe

22.05 Atletico Madrid – Liverpool (STAR TV)
22.05 Hamburg – Fulham (FUTBOL SMART)

Rıdvan Dilmen'den Fenerbahçe Analizi !

Son 10 dakika olmadı
Ne Fenerbahçeli, ne Beşiktaşlı oyunculara yakışacak hareketler izledik. Böyle olunca o muhteşem ilk 80 dakika da uçup gitti. Hakem Hüseyin Göçek’in ismi bütün hafta boyunca çok tartışıldı. Belli ki bunun etkisinde kalmış. Göstermediği kartlar, gösterdiklerinden daha önemliydi. Standardı tutturamadı. Yani oyunun gerginleşmesine çanak tuttu. Tüm aldatmaları yedi. Örneğin son dakika Vederson ve İbrahim Toraman’ı birer sarı kartla yerlerine gönderebilirdi. Kırmızı ile işi abarttı. Selçuk’u gereksiz bir sarı kart çıkardı, İbrahim Toraman’a tekme atan Emre’yi es geçti...Maça gelince; Fenerbahçe, Galatasaray ve Kayserispor maçlarında olduğu gibi oyuna müthiş arzulu ve istekli girdi. Hatta santra ile birlikte Alex klasik olarak topu köşe bayrağının yakınından taça gönderdi ve hemen takımca prese başladılar. Beşiktaş’ın kadrosu bu baskıyı kaldıracak özellikte değildi ve bunun faturasını Alex daha birinci dakikada kesti. Fenerbahçe ardından farkı ikiye hatta üçe çıkaracak pozisyonları da yakaladı. Kalesinde sıfır pozisyonla devreyi kapadı. Beşiktaş rakibi önünde pasif kalınca, özellikle Fink ve Ernst orta alanda hiçbir varlık gösteremeyince, hazırlık paslarında aksayınca oyun Fenerbahçe’nin hakimiyeti altında geçti. İkinci yarıda roller tamamen değişti. Mutlak kazanması gereken bir maça hücuma çıkacak beklerle çıkmayarak büyük hata yapan Mustafa Denizli’nin, İbrahim Toraman’ı sağ beke çekip orta alana Uğur İnceman’ı koyması ipleri Beşiktaş’a geçirdi. Fizik olarak da Fenerbahçe’ye göre daha ağır basınca oyunu kazanacak konuma kadar geldiler.Bobo’nun kaçırdığı penaltı dönüm noktasıydı. Oyun beraberliğe gelse Fenerbahçe’nin geri döndürmesi güçleşebilirdi. Çünkü dirençleri bir hayli düşmüştü. Aslında Beşiktaş ve Fenerbahçe şu an ligin fizik açıdan en iyi takımları. Ancak Fenerbahçe gücünü dengeli kullanamadı. İlk yarıda büyük bir efor harcadı. Bu yüzden son 15 dakika ileri gidecek halleri yoktu. Son bir paragraf da Gökhan Gönül için... Ameliyat olacak derken inanılmaz bir performans gösterdi. Fenerbahçe’nin en iyilerinden biriydi. Özverisi, savaşçı kimliği alkışı hak etti.
Tekrar okumanıza gerek yok,Ne lugano'nun yaptığı penaltı var yazıda ne de tüm Türkiye'nin konuştuğu Bilica kazısı...Bu hareket Sami Yen'de örneğin Keita tarafından yapılsa ayrı bir yazı yazdırırdı gazeteye emin olun.Ben tüm iyi niyetimle pozisyonu görmedi ondan yorumlamadı diye düşünüyorum.Belki de o sırada Tanju Çolak'ın telefonlarını dinletmekle meşguldu.

Kazı-Kazan...

*Başlığa bakıp BJK sadece bu pozisyon nedeni ile yenildi diyemeyiz tabii ki...
*Ancak tesadüf mü diyelim Kadıköy'de ki derbilerin %90 ı hakem faciası ile bitiyor.
*Erken gelen gol bile Denizlî'nin 3 ön liberolu ve savunma ağırlıklı oyununu değiştirmedi.
*Genelde hakemin maçın skorunu değiştiren bariz hataları konuşulurken,rakibin az pozisyona girmesi ön plana çıkarılıp,hakem bunları bunları yapamadı ama sizinde bir gol pozisyonunuz var demek çok mantıklı değil.
*Lugano'nun pozisyonu tartışmasız penaltı.
*Emre iki kere hakeme itirazdan,iki kere aldatmaya yönelik hareketten,bir kere de faulden sarı kart görmesi gerekirken maçı sahada tamamladı.
*Ernst'in atmadığı dirsekten dolayı atılması da Vederson ve Toraman'ın atılması da yanlış kararlar.
*Fenerbahçe forması en çok Lugano-Bilica ve Emre'ye yakışıyor...
*Hakem ofsaytı kaçırır onu anlarız ama sahada biri penaltı noktasını 15 saniye kazıyor ve sen bunu görmüyorsan ve de aslında görüp ayağınla düzeltiyorsan söylenecek bir şey kalmıyor.
*20-25 senedir futbol izliyorum,çirkeflik yapan,tekme atan,kendini yere atanı çok gördüm ama bu kadar işi futbol olmaktan çıkaranı görmemiştim.

* Özellikle Trabzonspor maçında 1 mt. uzağına düşen su için yerde kıvranan Keita'ya kızıp,bu artistlik hareketlere gerek yok demiştik.Ama Bilica'nın yaptığını görünce sözün bittiği yere geldiğimizi anladık.Ne hakeme, ne rakibe saygısı olmayan sporculuğu meslek olarak yapmaması gereken bir kişi.