30 Eylül 2009 Çarşamba

Eskilerden

Tugay,Bülent,Hayrettin,Taner,Tayfun...Araç VW Golf...Ne günlermiş yahu?Şimdi dünkü topçular transfer parası ile 2.el Ferrari alabiliyorlar.

Yok Artık !

Yaptığı açıklama fotoğrafından daha komik...

http://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=17095

UEFA Avrupa Ligi H Grubu'nda deplasmanda Moldova ekibi Sheriff ile yapacakları karşılaşma hakkında da görüşlerini aktaran Daum; "Zor bir maç olacak güçlü bir rakip. 1 puan alırsak güzel olur, 3 puan alırsak çok güzel olur. Her maçtan galibiyetle ayrılmak basit bir şey gibi gözüküyor burada, ancak her galibiyet özeldir, hiç bir rakibi küçümsememek gerekir. Oynacağımız takım Sheriff 7 yıl üst üste kendi liginde şampiyon olmuş, kaliteli yabancı oyuncuları var" dedi.

Rijkaard'ın Planları...

Banu Yelkovan Radikal'deki köşesinde ders niteliğinde bir yazı döktürmüş yine,eline sağlık...

Futboldan ne istediğimizi net olarak ortaya bir koyabilsek ortada sorun morun kalmayacak ancak standartları her hafta değiştirip, her maça ve takıma göre tekrar yorumladığımızda bir noktada iş, içinden çıkılamaz bir hale geliyor. En azından mesleği ‘rating’ olmayanlarımız için...Hedefimiz sahaya nasıl bir dizilişle, nasıl bir 11’le çıkacağını önceden bildiğimiz, oyun planı ve ne yapmak istediği belli olan, sahaya çıktığında neredeyse ‘ezbere’ oynayabilecek bir takım mı yoksa rakibe göre sistemini ve oyun planını gözden geçiren, karşı takımın önceden hazırlanmasına fırsat vermeyecek, sürekli sürpriz oyuncularla farklı varyasyonlar yaratabilen, kısacası ‘ezbere’ oynamayan bir ekip mi? Cevap veriyorum: “Hangisi kazanmışsa o”...Bizim takım, hep aynı taktikle oynadığı ama kazandığı zaman “Eee büyük takım dediğin rakibe göre oyun planını değiştirmez, kendi oyununu kabul ettirir... Sonuç olarak kadrosu da bütçesi de bunu yapmasını gerektiriyor, “Kenarda oturtmak için mi aldılar bu yıldızları?”, kaybettiği zaman, “Adamın bir B planı bile yok... Artık 5 yaşındaki çocuklar bile ezberledi ne oynadıklarını... Yıldızlar atınca güzel ama işte atmayınca böyle kaybedersin puanları...” diyen yorumcularımızın B planı ne acaba? Ha pardon, onların B planları ‘yorumcu’ olmaktı zaten... “Önemli olan en iyi olduğunuz noktalara konsantre olmak, onları daha da iyileştirmek olmalı. Kötü yönlerinizi düzelteceğim diye onlara ağırlık verirseniz, en iyi ihtimalle ortalama olursunuz. En iyi yönlerinizi mükemmel hale getirmeniz gerek...” demişti Alex Ferguson. Çocuklara yaptığı bir konuşmaydı. Önemli bir maç öncesi A takımına konuşur gibi ciddiydi ve uzun uzun anlattı. Ben de hasbelkader oradaydım ve kulaklarımla duydum. İyi penaltıcı kaleciyi ters köşeye yatıran penaltıcı değildir. İyi penaltıcı kaleci doğru köşeye uçsa bile penaltısı durdurulamayacak olandır. Bunu da ben söyledim. Galiba? Yoksa bir yerde mi okumuştum, artık ikisini birbirine karıştırıyorum, çok okumanın da zararı buymuş demek. Ama diyeceğim o ki ben ‘B plancı’ olanlardan değilim. B planı, A planı’nın kötü olduğu, en azından yeter kadar iyi olmadığı izlenimi yaratıyor. Ben ‘A planını Mükemmelleştirme Cemiyeti’ üyesiyim. Bir zamanlar Zico, şimdi de Rijkaard daha ligde ilk puanını kaybeder kaybetmez bismillah aynı şeyle suçlanıyor. “B planları yok.” Yahu adamların A planları gayet iyi, biz memnunuz. Futbolcular yorgun olabilir, rakip iyi oynamış olabilir, talihsizlik olabilir, özü “ayağa ve bol pas, güzel oyun, dikine oyun, hücum futbolu” olan A planından ne istiyorsunuz? İnsan koskoca Zico’nun, koskoca Rijkaard’ın futbolu bizden daha az bildiğini değil söylemek, değil ima etmek, düşünmekten bile korkar. Futbolu Z planı’na kadar oynamış adamların ‘kendi’ takımlarına hangi planı oynatacağının tasarrufu kendilerinde olmalı. Türkiye şartlarını bilmiyormuş da, bundan sonra Ankaragücü ve diğer bütün takımlar Eskişehir gibi oynayacakmış da... Sanki Rijkaard’ın iyiliğini istiyorlarmış gibi, sanki puan kaybetmesine üzülmüşler gibi, ellerini ovuşturduklarını bilmezmişiz gibi...Bir keresinde seyrettiğim bir panelde konuşmacı, “Dünyanın her ülkesinde danışmanlık yaptım. Gittiğim her ülkede bana ilk cümle olarak, ‘Sizin deneyimlerinizin farkındayız ve takdir ediyoruz ama burası oralara benzemez, burada şartlar çok farklı’ dedi. İşin komiği hepsinin sorunları da çözümleri de tıpatıp aynıydı, yeter ki doğruları uygulayın...” demişti. Bizim doğrumuz ne? Yorumcular maç sonucuna göre B yorumuna geçince, bir türlü anlayamıyoruz ki?

4-4-2 Ekim...

Beraber fotoğraflarımız çekilirken Harry Kewell'ın bana dediğini asla unutmayacağım:
"Hayal et: Sen ve ben Liverpool'da beraber oynuyoruz, sen pivot santrforsun, ben de Kewell'ım işte"

Ali ECE

Derginin bu sayısında neler var hepsi kapakta özetlenmiş yine...Her sayıda kendilerini aşıyorlar neredeyse...Dolu dolu okunacak bir dergi hazırlamışlar bu ayda.

Eskilerden...

1992-1993 sezonu...Rambo Yusuf,Hugo Suat,Arif,Hakan,Bülent,Gütschow,Mert...

29 Eylül 2009 Salı

Alpaslan # 2

Güzel düşünülmüş bir jest,kim organize ettiyse tebrikler.

3 Dakikalık Özet...

"Fenerbahçe sanki 3 dakikalık özet görüntüler için oynuyor. Üç dakikalık özet görüntüye bakın, 3 tane direkten dönen top, karşı karşıya kaçan pozisyonlar...Bilmeyen biri Fenerbahçe'yi dünyanın en iyi takımı zanneder. Üç dakikanın dışına bak, başka hiçbir şey yok Fenerbahçe'de".

Mehmet Demirkol

Ali Sami Yen'den...

Eski kaptan Sami Yen'e tekrar geldi...

Skor yazarları maç 1-1 bitince Elano niye oynamadı nağmelerine başladı.Vardır Rijkaard'ın bir bildiği ,Kewell son 1-2 maçta etkisiz olunca S.Graz maçına Elano ile başlayacak gibi.Formayı adaletli dağıttığını bu hafta tekrar gösterdi.Önceki maçta 3 gol atan Nonda,Baros yerine 11 de başladı maça.

Boyu 2.05 cm olan bir kaleciye sağdan soldan orta yaparak rakibin ekmeğine yağ sürdü Galatasaray.Rijkaard sistemini bir kenara bırakıp hücuma paslaşma ile çıkmak yerine topu ceza sahasına şişiren oyuncularına derdini anlatamadı herhalde saha kenarından.
Artık neredeyse gol ve asist yapmayan başarısız sayılacak sahada.Arkasındaki Uğur da etkisiz olunca Kewell maça ağırlığını koyamadı,maça kenarda başlarsa ikinci yarı ya da son yarım saat oynadığında sanki daha etkili oluyor bu sezon.

Son yıllarda gördüğüm en etkili kanat bindirmesiydi diyebilirim.Topu muhteşem taşıdı sağ kanattan.Atılan golün %90 payı Keita'ya aitti.

Topa niye bu kadar korku dolu gözlerle bakmışlar anlamak zor.

Hafta Arası Futbol...

29 Eylül Salı

21.45 Arsenal – Olympiakos (FUTBOL SMART)

30 Eylül Çarşamba

19.30 CSKA Moscow – Beşiktaş (STAR TV)
21.45 Manchester United – Wolfsburg (STAR TV)
21.45 Real Madrid – Marseille (FUTBOL SMART)

1 Ekim Perşembe

20.00 Sheriff – Fenerbahçe (EURO FUTBOL)
22.05 Galatasaray – Sturm Graz (TNT-EURO FUTBOL)

Dahi Daum...

Türkiye’de şampiyonluk istiyorsanız Daum bir numaralı tercihtir. Ama Avrupa’da başarı ve yerli oyuncuların iyi kullanımı gibi bir amacınız varsa, hayır. İmzaladığı gün de fikrim aynı olduğundan bu konuda içim rahat! Fenerbahçe, Daum’u getirerek hedef küçülttü.Daum kestirme yolları çok iyi bilir. Ülkeyi bizi iyi tanır. Ve amacı sadece ne olursa olsun yerel başarıdır. Bu yüzden Özgür Çek gibi geleceğin milli oyuncusunun gönderilmesi onun için önemli olmaz. Yerine gelen Özer de önemli değildir. Çünkü sıkışmadıkça onu kullanmaz, gelişmesi için uğraşmaz.Misal Polat, Yıldırım’ın teklifini kabul edip Arda’yı, Fenerbahçe’ye verse, kendi isteğiyle onu oynatmaz. Tıpkı Topuz olayında olduğu gibi ancak baskıyla ondan biraz yaralanır.Tersine çevir. Antrenmanların yıldızı Özer-Rijkaard buluşması olsa ne olurdu diye de düşünmeden edemiyor insan...
Mehmet Demirkol

28 Eylül 2009 Pazartesi

B Planı Olmayanlar !

-Rijkaard'ın B planı yok diyenin alfabeyi bildiğinden şüpheliyim.
-Bu ülkede sadece Avrupa liglerini yorumladığım için mutluyum. 20 dakika Rijkaard eleştirisi izledim. Ne dolmuşsunuz be kardeşim çakmak için...
Aceto

******************************************************************************

Spor üzerine profesyonel ya da amatör fikir beyan eden herkes, hepimiz aslında bir ucundan skor yazarıyız. Kınamıyorum, işin doğasının gereği bu böyle. Psikolojiniz sonuçtan etkileniyor, doğal olarak. Durduk yere nerden çıktı derseniz; maç çıkışı arabada “%100 Futbol” dinleyerek eve dönüyordum. Türkiye’nin açık ara en iyi futbol analisti Rıdvan Dilmen dedi ki (maddeler halinde);
- Nonda-Baros değişikliği yersizdi,
- Rijkaard’ın B planı yok,
- Hücum hattından 3 kişi çıkar, 3 kişi sok, burası Türkiye, bu iş bu kadar kolay değil…
Eyvallah, bu üç görüşe de sonsuz saygım var. Tartışabilirim ama yanlıştır diyemem. İşin can sıkan tarafı, pazartesi akşamı aynı programda Rıdvan Dilmen’in söyledikleri (O da madde madde):
- Keita ile Nonda’nın oyuna alınışları yerli yerindeydi,
- Rijkaard, ne değişiklik yaparsa yapsın M.Sarp-Topal ikilisini bozmuyor, takımın direncini düşürmemek için.
Memleketin 1 numarası bunu yaparsa, canı sıkılıyor insanın. B Planı uygulamamasını bir hafta önce öv, bir hafta sonra yer. Hücum hattı değişikliklerini bir hafta önce öv, bir hafta sonra yer. Ters köşe oldu sanki biraz. Tüm bunlardan sonra ekleyelim; memlekette TV’lerde futbol yorumlayan 5 tane daha Rıdvan Dilmen olsun, futbol kültürümüz kalkınır, o kadar da sever, sayarız kendisini. Bizimkisi sadece bir durum tespiti.


Nurullah Bakır
Nurullah Bakır internet ortamında ne yazdığını önemsediğim bir numaralı kişidir.İmzamı atarım bu yazdıklarına.Rıdvan benim içinde Türkiye'nin tartışmasız en iyi futbol yorumcularından biridir ancak saçmaladığında eleştirmekten kaçınmadım bugüne kadar.Hakang gibi fetva verecek Şeyhüslam gibi görmüyorum kendisini.Ağzı laf yapıyor mu?Evet,futbolu biliyor mu?Evet...O zaman futbolu yorumlayacaksın sadece.Her hafta çıkıp,''Bana Galatasaray ve Fenerbahçe'nin yedeklerini verin bu ligde şampiyon yaparım''demeyeceksin.Kimse seni o koltuğa bağlamadı al bir takımı ne yapacaksın hepimiz görelim.MTK Budapeşte'ye elenirken B planın yok muydu derler adama.Rijkaard,Daum ve Denizli'ye sallamaksa mesele Selçuk Yula,Engin Verel'den daha düzgün yapıyor bu işi o konuda hemfikiriz.

27 Eylül 2009 Pazar

Portekiz'in Atmaca Mahallesinden...

Herkesin hayatında en az bir tane çok kötü fotoğrafı vardır yırtmak isteyeceği ama bu kadar da olmaz yahu.

Lefter Küçükandonyadis # Alex

Lefter tüm zamanların,Alex son zamanların efsanesi Fenerbahçe'de...Lefter'in Alex ile ilgili düşünceleri.
''Topu ayağına aldığı zaman her şeyi yapıyor. Ben topu aldığım zaman gidiyordum, Alex de gole gidiyor. Eğer genç olsaydım, Alex ile yan yana oynamak isterdim. Verdiği pasları, attığı golleri herkes yapamaz. Rakip takımlar Alex’ten çekiniyor. Onun için özel önlem alıyorlar. Her maçta oynamasını isterim. Sahada onu göremeyince üzülüyorum"

26 Eylül 2009 Cumartesi

Alpaslan...

Ölüm Allahın emri,şu ayrılık olmasa...Onu yakından tanıyanlar tam bir senedir şunu söylüyorlar.Tribünler o olmadan hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak.10 numara kaptan Arda'yı ve Rijkaard'ın takımını tribünde izlemek en çok ona yakışırdı herhalde.

Aurelio'dan Christian'a...

''Aurelio'nun gidişiyle Fenerbahçe'nin farklılaşan durumunu Maldonado ve Josico girişimleriyle onun yerini kapatma çabasını biliyoruz.
İkisi de Aurelio'nun yerini tutamamış, yan paslarda isabet, ileri toplarda felaket işler yapmışlardı.
Rakamlar Christian'ın da Aurelio'nun yerini tutamayacağını gösteriyor. Alan ölçüm grafiklerine göre Aurelio Christian'a göre 7-8 metre ileride oynuyor.
Pas isabet oranları aynı, farkları hücum bölgesinde ortaya çıkıyor. Aurelio son sezonunda rakip alana maç başına ortalama 24 top atmış. Christian'ın bu yıl 6 maçtaki ortalaması 15...
Aurelio'nun son senesinde rakip alanda topla oynama ortalaması maç başına 17 iken, Christian 6,5'te kalmış...
Görünen o ki Christian hem daha geride hem hücum bölgesinde az aktif...
Christian'ın Maldonado ile Josico'dan iyi olmak için potansiyeli olabilir. Ancak Aurelio olmak biraz zaman meselesi... Daum 'hayalimdeki Fenerbahçe için 2 yıl gerekiyor' derken atmıyor anlaşılan.''


Okay KARACAN

Aziz Pierre # 2

37 yaşında G.Rangers’tan haftalık 40 bin poundluk teklif almasına rağmen,’’Bu yaşımda aldığım bu teklif beni çok onurlandırdı ama bir zamanlar benim resmim Celtic bayraklarına koyulmaya layık görüldü.Ben şimdi Rangers forması giyersem Pierre Van Hooijdonk olamam ki…’’ demiştir...Diye yazmıştım daha önce.

Fenerbahçe'de oynamış ve keşke Galatasaray'da oynamış olsaydı dediğim tek yabancı futbolcudur...

Zenit Takımındaki Tanıdık Yüzler...

Aurelio'nun performansını görmek için Real Betis maçı izleyebilirim demiştim geçen sezon HakanG anlamamıştı bir türlü ne demek istediğimi...Bu sezonda denk gelsem Zenit maçını izlerim TV de.Kimler yok ki,Meira Fatih Tekke,Kezman...CSKA Moskova maçını 2-0 kazandılar.Kezman penaltıdan da olsa 1 gol attı.

25 Eylül 2009 Cuma

UEFA'da Haftanın Takımı Galatasaray...

UEFA'nın resmi internet sitesi UEFA.com haftanın takımı olarak Galatasaray'ı seçti. UEFA.com'un geçtiğimiz hafta oynanan Avrupa kupası ve takımların kendi liglerinde yaptığı maçları göz önüne alarak yaptığı değerlendirmede, Frank Rijkaard'ın yönetimindeki Galatasaray'ın sezona çok iyi bir giriş yaptığı ve Süper Lig'de 3.16 gibi yüksek bir gol ortalamasıyla oynadığı belirtildi.
Yapılan değerlendirmede haftanın oyuncusu Real Madrid'in tecrübeli oyuncusu Raul Gonzalez olurken, haftanın maçı ise Manchester City'nin, Manchester United'a 4-3 yenildiği 'Manchester derbisi' seçildi.
galatasaray.org

Toplu Gösterim !

Luca Toni mal beyanında bulunmuş !

Hafta Sonu Futbol

25 Eylül Cuma

21:00 Gençlerbirliği-Trabzonspor / Lig TV

26 Eylül Cumartesi

16:00 Wolfsburg-Hannover 96 / TRT 3
17:00 Stoke City-Manchester United / Spormax
19:00 Real Madrid-Tenerife / NTV
19:30 Fulham-Arsenal / Spormax
20:00 Valenciennes-Marsilya / Kanal A
20:00 Antalyaspor-Fenerbahçe / Lig TV
21:00 Malaga-Barcelona / NTV Spor
22:00 Lyon-Toulouse / Kanal A

27 Eylül Pazar

16:00 Friburg-M'Gladbach / TRT 3
16:00 Juventus-Bologna / NTV Spor
18:00 Lille-Nice / Kanal A
18:30 Hoffenheim-Hertha Berlin / TRT 3
20:00 Galatasaray-Eskişehirspor / Lig TV
21:45 Milan-Bari / NTV Spor
22:00 Bordeaux-Rennes / Kanal A

24 Eylül 2009 Perşembe

Başka Bir Futbol...

Aynı düşüncemi geçen sene Barcelona-Real Madrid ve Liverpool-Chelsea maçlarından sonra da yazmıştım.O topraklada oynanan futbol başka birşey...Bu sezon yine durum değişmedi.İnsan M.United-M.City maçından sonra örneğin Fenerbahçe-İBB ya da BJK-Kayserispor maçı izlese,karadutlu dondurmadan sonra keçiboynuzu kemiriyor gibi hisseder kendini.

Ama bu topraklarda dinamikler farklı,kimse güzel futbolu umursamıyor hatta iyi futbol oynamıyor eleştirisi yapana ''Güzel futbola kimse kupa vermiyor,daha önce ne zaman 6 maçta 6 galibiyet gördünüz diyor üstelik.''

Tribünler

Tribünde bir İspanyol güzeli...Futbol sizinle güzel.

Sinyor Bartu...

Eskilerden...Can Bartu'nun İtalya'da oynadığı dönem.

23 Eylül 2009 Çarşamba

Galatasaray 6x6

Maçı Nural ile birlikte izledik,ilk yarı 1-0 geride kapatınca hazır mağlupsunuz biraz keyfini çıkarayım dedi.Bende ikinci devre Nonda,Keita girer maç 5-1 olur dedim.5 olacak maç 3 te kaldı Arda ve Nonda'nın kaçırdığı iki çok net pozisyon ile...

Linderoth takıma ne zaman döner bilemem ama orta sahanın ortasında Mehmet Topal-Mustafa Sarp ikilisinin aynı anda oynaması çok verimli olmuyor.Bu ikiliden birinin Ayhan diğerinin de sırasıyla Sarp,Topal ya da Barış Özbek olması gerekir bence.

Hakan Balta yedek,Caner 11 de başladı ilk yarı çok top kaybetti ama ikinci yarı attığı uzun toplar etkiliydi.Elbette savunma yönü Balta kadar güçlü değil ancak yeteneği ile bu takımda her zaman bence yeri olabilecek bir oyuncu.
Öncelikle şunu söyleyim kimse kombine almak zorunda değil ve kombinesi yok diye maç biletini 120 TL yapamazsınız kafanıza göre.Sistem ve kural olmalı bu işte yoksa herkes tuttuğumu öperim şeklinde yaklaşıyor mevzuya...
İlk yarı takım olarak iyi değildi Galatasaray Rijkaard kenara alınacak oyuncu tercihini Elano ve Baros olarak kullandı.Gol atmak için hücumu 5-6 oyuncu ile oynamak yerine orta sahayı tuttu ve hücumdan iki oyuncuyu kenara alıp,hücuma iki oyuncu aldı.Sistemine sadık kalarak doğrusunu yaptı yani.
Maçın en önemli anından biriydi bu kare...Sahada kontrolünü kaybeden Keita'yı yanına çağırıp sakinleştirdi...Rijkaard'ı farklı kılan futbol bilgisinden öte hiç bir zaman duygularının ,aklı ve mantığının önüne geçmemesi.
Nonda geçen sezon 34 haftada ulaştığı gol sayısını 6.haftada geçti bu sezon.Her daim hazır ve nazır bekliyor kenarda.Takımda kim yedek kim 11 oyuncusu bilemeyiz zaten hak eden sırası gelince sahne alıyor.

Pep Guardiola

Barcelona geçen sene kaldığı yerden devam ediyor bu sezona.Guardiola'da mesaj kaygılı gömleğini giymiş geziyor, keyfi yerinde...

İlginç Stadlar...

İster binadan ister beleş tepeden izleme imkanı...